DÜNYA

Suriye’nin BM Temsilcisi Caferi: Suriye karşıtı savaşta, Katar ve Suudi Arabistan başrolde

Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, Suriye’de insani molayı öngören BM Güvenlik Konseyi kararının teröristlere karşı operasyonu engelleme amacını taşıdığını belirtti.
Sitede oku

Rusya: Doğu Guta’daki militanlar Şam’a 30 havan topu mermisi attı
Sputnik'e yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye'nin genelinde ateşkes ve en az 30 günlük insani molanın sağlanmasını öngören kararını değerlendiren Caferi, "Kararın amacının sivilleri korumak değil, Suriye ordusunun terörle mücadele operasyonlarını engellemek olduğu baştan beri belliydi" dedi.

Suriye ordusunun terörle mücadelede başarı elde ettiği her seferinde insani mola talebinin geldiğine dikkat çeken Caferi, "Guta'daki siviller gerçekten de terör gruplarının ablukasından acı çekiyor. Militanlar, sivillerin bölgeden çıkmasına engel olarak onları canlı kalkan olarak kullanıyor ve insani yardım spekülasyonu yapıyor" ifadelerini kullandı.

'SURİYE HÜKÜMETİNİN SİVİLLERİ KORUMAK İÇİN ALDIĞI TEDBİRLERİ GÖRMEZDEN GELİYORLAR'

İkinci militan grubunun Doğu Guta’dan çıkması için görüşmeler sürüyor
BM'nin Doğu Guta'ya insani yardımın ulaştırılması için her gün 5 saatlik molanın yetersiz olduğu açıklamasını değerlendiren Caferi, BM'nin insani örgüt olmadığını kaydederek, "Bu örgütün yöneticileri, bazı Batı ülkelerinin belirlediği politikayı izliyor. Kasıtlı olarak Suriye hükümetinin sivilleri korumak için aldığı tedbirleri görmezden geliyor.lar Oysa sivillerin bölgeden çıkması için insani koridorlar ve bu insanlar için sığınma noktaları organize edildi, insanlara her şeyin, özellikle de tıbbi yardımın sağlanması için çalışmalar yapıldı. 46 TIR'lık insani yardım konvoyunun 5 Mart Pazartesi günü bölgeye girişi 5 saatlik insani molanın etkinliğini doğruluyor" ifadelerini kullandı.

'DOĞU GUTA'DAKİ İLERLEYİŞE ENGEL OLMAK İSTİYORLAR'

Washington'un, Suriye Gözlemevi'nin Doğu Guta'da düzenlediği iddia ettiği kimyasal saldırılarla ilgili yeni soruşturma talebini değerlendiren Caferi, bu konuda şu yorumda bulundu:

"Suriye hükümeti, her yerde her zaman ve her koşulda her türlü kitle imha silahının kullanımını kınıyor. Bu açıklamalar tamamen asılsız. İngiliz istihbaratının sözde Suriye Gözlemevi'nin idaresi ve finansmanına katılımı detaylarına girmeden şunu söylemeliyim ki bu örgütün tüm yalan açıklamaları silahlı terör gruplarını korumaya yönelik. Bu gözlemevi Suriye ordusu ve müttefiklerinin Doğu Guta'daki ilerleyişine engel olmaya çalışıyor".

'DEFALARCA MEKTUP GÖNDERDİK'

Rusya: Doğu Guta'da militanlar, 300 ailelik konvoya ve gazetecilere ateş açtı
Silahlı terörist gruplarının kimyasal maddelere sahip olduğu yönünde BM Güvenlik Konseyi ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'ne (OPCW) 140'tan fazla mektup gönderdiklerini dile getiren Caferi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Örneğin, 22 Şubat 2018 tarihinde, zehirli madde taşıyan kamyonların, Türkiye'yle sınırdaki Bab el-Hava sınır kapısından geçtiği yönünde veriler var. Bu maddeler, teröristlerin bulunduğu bölgelerde sivillere karşı kullanılması için ulaştırıldı. Maalesef verilerin bir kısmını şahsen benim birkaç gün önce açık oturma sırasında BM Güvenlik Konseyi üyelerine sunmama rağmen BM Sekreterliği bu doğrulanan bilgiden yararlanmıyor".

'KÖRFEZ ÜLKELERİ BAŞI ÇEKİYOR'

"Suriye'ye karşı savaşta başlıca rolü Suudi Arabistan ile Katar oynuyor" diyen Caferi, "Körfezin diğer ülkelerinin de katkısı var ama daha az. 7 yıl geçtikten sonra onların krize katılımını anlatma ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Bunu, Avustralyalı yazar Tim Andersen, ‘Suriye'ye karşı çirkin savaş' adlı kitabında anlattı" diye ekledi.

Yorum yaz