İlk defa bunu size söyleyeceğim. ABD, 1999’da Abdullah Öcalan’ı neden Türkiye’ye teslim etti? Hatırlayın dönemin başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’in bir açıklaması vardır. ‘Neden teslim etti bunlar ben pek anlayamadım’ demişti yanlış hatırlamıyorsam. Esasında bunu bir düşünmek lazım. Tabii bu benim kişisel değerlendirmem ve ilk defa açık bir şekilde ifade ediyorum. Öcalan 1979’da Suriye’ye gidiyor. Çıkışına kadar 20 yıl orada. Suriye’de kendisine bağlı bir Kürt yapılanmasını oluşturduğu süreç de odur. Şam’da yaşarken Öcalan kimin kontrolü koruması altındaydı? Esad rejimi… Daha açık konuşalım El Muhaberat. Tabii Rusya’nın da bir ölçüde etkin olduğunu söyleyebiliriz. O dönemde Öcalan, Muhaberat’ın kontrolü ve koruması altında. Peki siz onu Suriye’den çıkarttınız ve Türkiye’ye teslim ettiniz. Örgüt Suriye’nin kontrolünden uzaklaşmış oldu ve Amerika’nın kontrolüne girdi.
E Suriye kontrolü yok artık.
Irak üzerinden ABD’nin PKK üzerinde kontrol sağladığını mı söylüyorsunuz?
E tabii Kandil ağırlıklı bir yapılanma var. Öcalan’ın etkisi yine cezaevinden de devam ediyor ama artık Suriye faktörü yok.
Bence ana nedenlerden biri budur. Tabii 1999’dan sonra ABD’nin PKK sorununa siyasal ağırlıklı bir çözüm aramaya daha ağırlık verdiğini de görüyoruz. O da bir ikinci neden. Bir noktada da Abdullah Öcalan’ı Türkiye’de bir cezaevine koyarsanız bu PKK sorunun siyasal çözümü için bir güç olur. Ama asıl mesele Öcalan üzerinden Suriye etkisini almakta.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.