Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bolu'da partisinin 6. olağan il kongresinde konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
(Zeytin Dalı Harekatı'yla ilgili) Ben her gün komuta kademesine ve Genelkurmay Başkanıma 'İhtiyaç var mı?' diye soruyorum. Verdiği cevap, 'Sayın Cumhurbaşkanım, olsa ben size zaten bunu söylerim.' Ordumuz şu anda yolunda kaim, daim devam ediyor. Herhangi bir sıkıntı olduğu zaman sefer görev emrini ilan ederiz. Önce ben yola çıkarım, ardından da beraber yürürüz.
İçinde bulunduğumuz NATO, biz bu NATO'nun en güçlü üyesiyiz. Herhangi bir yerde bir sıkıntı olduğu zaman NATO'dan bize bir görev terettüp ettiğinde, yeri geldi Somali'de, Afganistan'da, Balkanlar'da olduk. Peki bütün buralarda biz yer alırken, şu anda Suriye'de bu olaylar yaşanırken, ey NATO sen ne zaman olacak da gelip bizim yanımızda yer alacaksın? 911 kilometre burada bizim sınırımız var, sürekli terör örgütleri oradan bizi taciz ediyor, Suriye rejimi aynı şekilde bu yollara başvuruyor. Peki sen ne zaman ortaya çıkacaksın, devamlı ben bunları mı söyleyeceğim? Ama maalesef şu ana kadar hala olumlu bir ses, söz yok.
IMF'in bize dediği laf, "Olmaz." Ne olmaz? Sen paranı alıyor musun? Paranı al. Ama bizi yönetmeye kalkma. Türkiye'yi yönetecek birisi varsa o da benim. Sen sadece paranı al. Bunu Davos'ta da yaptık. 2013'te, 23.5 milyar dolar borcumuz varken IMF'ye, bunu tamamen bitirdik ve ondan sonra da IMF bizden borç istedi. 5 milyar dolar borç istedi. Arkadaşlar sordu, 'Verelim mi?', 'Verin' dedim. Bugün borç alan yarın da emir alır. Ecdadımız öyle söyledi. Bunlar zaten o mantıkla çalışıyor.
Bu arada Erdoğan, kongre öncesinde de halka hitap etti:
Son zamanlardaki bazı ortaya çıkıp da din adına ahkam kesenler var ya, bu noktada da açık net söylemem lazım. Din adına konuşmak bana belki yakışmayabilir ama bir Müslüman olarak dinime zafiyet getirenlere karşı konuşmak da hakkımdır. Biraz dini tedrisatım varsa buradan aldığım ilhamla konuşmam gerekiyor. Herkese diyoruz ki Diyanet İşleri Başkanlığımız, ilahiyatçılarımız, ilahiyat fakültelerimiz bu konuda bir araya gelip istişareleri ile şuraları ile gereken cevabı bunlara vermeli. Meydanı da boş bırakmamalı. İbadete varıncaya kadar, beşeri münasebetlerimize varıncaya kadar bütün ilişkilerine varıncaya kadar bunları anlatmaları lazım.