DÜNYA

Yıldırım: Yunan askerlerlerinin tutuklanmasını AB ilişkilerine kadar götürmek büyük bir zeka işi

Başbakan Yıldırım, sınırı geçtikleri için tutuklanan Yunan askerleriyle ilgili, "Bu konuyu AB ilişkilerine kadar götürmek büyük bir zeka işi. Zaten şimdi Türkiye ile ilgili hangi konu olsa AB'ye işi götürüp taşımak, oradan destek almak bir alışkanlık haline geldi" dedi.
Sitede oku

Kuzey Kıbrıs Başbakanı Tufan Erhürman'la düzenlediği basın toplantısında konuşan Yıldırım, Türkiye'nin şartlar ne olursa olsun Kıbrıs'ın yanında olduğunu belirtti.

Türkiye ile Kıbrıs arasında 'randevu' krizi
Yıldırım, "Ada'da eğer kalıcı, sürdürülebilir bir çözümün mümkün olması gerekiyorsa Güney Kıbrıs Rum tarafının buna zihinsel olarak hazır olması lazım" diye konuştu.

Yunanistan'da Türk bayrağının yakılmasıyla ilgili soruyu yanıtlayan Yıldırım, "Bayrak ülkelerin onurudur, gururudur. Bayrağa yapılan hakaret o ülkeye yapılmış sayılır. Bunun kabul edilebilir yanı yoktur. O bayrağın uğruna canlarımızı veriyoruz. Bu ve buna benzer densizlikleri yapanları muhatap bile almıyoruz" dedi.

İki Yunan askeriyle hukuki sürecin devam ettiğini belirten Yıldırım, "Bu konuyu AB ilişkilerine kadar götürmek büyük bir zeka işi. Zaten şimdi Türkiye ile ilgili hangi konu olsa AB'ye işi götürüp taşımak, oradan destek almak bir alışkanlık haline geldi. AB ile olan ilişkilerimizi bu ve buna benzer yeni girişimler zerre kadar ileri de götürmez, geri de düşürmez" ifadelerini kullandı.

'KIŞKIRTICI FAALİYETLER KARŞILIK GÖRÜR'

Kıbrıs'ın güneyinde Rum sondajına 6. filo koruması iddiasına da değinen Yıldırım şunları söyledi:

ExxonMobil'in sondajını korumak için 6. Filo Kıbrıs açıklarında
"Ada etrafında herhangi bir yer altı zenginliğinin dışarıya çıkartılmasında muhatap adada aranıyorsa bu muhatap hem Kuzey'dir hem Güney'dir. Bu iki muhatabın mutabık kalmadığı bir çalışma, bizim açımızdan tehdit olarak, Kuzey Kıbrıs'ın egemenlik haklarını bir ihlal girişimi olarak değerlendirilir. Bunun kimin tarafından yapıldığının önemi yoktur.

Kıbrıs adasının etrafındaki her türlü doğal zenginlikler, hidrokarbon kaynakları, adada yaşayan, gerek Kuzey'de gerekse Güney'de yaşayan bütün halkın ortak varlığıdır. Dolayısıyla buralarda tek taraflı girişilen faaliyetler bizim tarafımızdan asla hoş karşılanmaz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de bunu hoş karşılamaz. Ne zaman olur bu faaliyetler? Gerçek anlamda iki taraflı bir devlet oluşumu, kalıcı, sürdürülebilir bir çözüm adada elde edilirse, bütün kaynakların adada yaşayanların refahına yönelik olarak değerlendirilmesi pekala söz konusudur. Bunun dışında emrivakilerle, oldubittilerle yapılacak bu ve benzeri kışkırtıcı faaliyetler karşılığını da uygun bir şekilde görecektir."

Yorum yaz