İlim Yayma Vakfı (İYV) Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce İBB 1453 Çırpıcı Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen, 'İstanbul'da Yaşayan Arap Aydınlar Çalıştayı'nda konuştu.
Yaşanan medeniyet krizinin daha önce görülmeyen beka mücadelesine de işaret ettiğini aktaran Erdoğan, bu krizle mücadelede, siyasete önemli roller düştüğünü kaydetti.
'İSLAM ALEMİ ENTELEKTÜEL KAYNAKLARINI YENİDEN KEŞFETMELİ'
"Bu açıdan, bu entelektüel açlığı İslam alemi olarak hep birlikte gidermemiz gerekiyor. Bunun için bu tür entelektüel buluşmalara ve kaynaşmalara vesile olacak kapsamlı projelere, çeviri faaliyetlerine, ilmi toplantılara ihtiyacımız var. İslam aleminin entelektüel kaynaklarını yeniden keşfetmesi, bu zemin üzerinden yeni fikri açılımlara kapı aralaması gerekmektedir. Çünkü hakikaten bizim sadece İslam aleminin medeniyet olarak zirvede olduğu dönemlerde değil, daha sonraki dönemlerde de 18, 19 ve 20'nci yüzyıllarda çok değerli fikir insanlarının, değerli eserler verdiğini görüyoruz. Ancak bunların sadece Arapça, Türkçe veya çıktığı coğrafyaların dillerinde olduğunu, İslam dünyasının diğer dillerine çevrilmediğini, dünyayla paylaşılmadığını görüyoruz."
'TEMELDE ÇÖZÜLMESİ GEREKEN 4 SORUN VAR'
İslam aleminin temelde çözülmesi gereken 4 sorunu olduğunun altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'CEHALET VE ENTELEKTÜEL FUKARALIK GİDERİLMELİ'
Erdoğan, üçüncü sorunun cehaletin ve entelektüel fukaralığın giderilmesi olduğunu ifade ederek, şunları aktardı:
'MÜSLÜMANLARIN ÖZELEŞTİRİYE İHTİYACI VAR'
Gelir adaletsizliğinin giderilmesinin önemine dikkati çeken Erdoğan, bu konuda zekata işaret etti.
Erdoğan, Müslümanların özeleştiriye ihtiyacı olduğunu belirterek, böyle toplantıların buna fayda sağlayacağını söyledi. Müslüman halkların dünyada ümmet fikrinin ve kardeşlik hassasiyetinin arkasında olduğunu dile getiren Erdoğan, bunların siyasal alana taşınması ve kitleselleştirilmesinde, aydınların önemine vurgu yaptı.
'İSLAM DÜNYANI YENİ PARÇALANMALARIN EŞİĞİNDE'
Erdoğan, ulus devlet refleksleri gösterildiği sürece Batı'nın İslam alemini küçük lokmalara ayırmaya devam edeceğini dile getirerek, bugün de İslam dünyasının yeni parçalanmaların eşiğinde olduğunu kaydetti.
Erdoğan, İslam coğrafyasındaki tercüme çalışmalarını hatırlatarak, Mehmet Akif Ersoy'un Sebilürreşad Mecmuası ile yaptığı çalışmaları anlattı.
Türkiye'de ikinci tercüme hareketinin 1960'larda Seyyid Kutup, Mevdudi'nin çevirilerinin yapıldığı dönem olduğunu aktaran Erdoğan, bu dönemin de 1980, 1990'lı yıllara kadar devam ettiğini sözlerine ekledi.