Türk ekonomisinin 2016 yılındaki zayıflamanın ardından 2017’de mali genişleme ve elverişli dış koşulların yardımıyla toparlandığına vurgu yapılan raporda, “2017 yılında büyümenin yüzde 7 civarında olduğu tahmin ediliyor. Potansiyelin oldukça üzerinde olan bu büyümenin sonucunda üretim açığı, ilgili dengesizliklerin işaretleriyle birlikte pozitif gözüküyor” ifadelerine yer verildi.
'DAHA AZ MALİ GENİŞLEME UYGULANMASI ETKİLİ OLACAK'
IMF Yönetim Kurulu'nun henüz onaylamadığı değerlendirme raporundan önce ekim ayında yayımlanan Dünya Ekonomik Görünüm raporunda, Türk ekonomisinin bu yıl yüzde 3,5 genişleyeceği öngörüsünde bulunulmuştu.
'EKONOMİ AŞIRI ISINMA İBARELERİYLE KARŞI KARŞIYA KALDI'
Türk lirasındaki değer kaybı, artan talep ve maliyet baskılarından ötürü yükselen enflasyonun, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın daha fazla faiz artırmaması durumunda tek haneli rakamlara düşmeyeceği iddia edildi.
Ayrıca, cari açığın bu yıl Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın yüzde 5’in üstünde seyredeceği öngörüsüne yer verilen raporda, bunda yükselen petrol fiyatlarının ve güçlü iç talebin önemli rol oynayacağı kaydedildi.
IMF heyetinin hazırladığı raporda, "Bu kadar güçlü bir toparlanmanın ardından ekonomi şimdi pozitif üretim açığı, hedefin oldukça üzerinde enflasyon ve daha geniş cari açık olmak üzere aşırı ısınma ibareleriyle karşı karşıya kaldı." yorumu yer aldı.
'TÜRKİYE'NİN KÜRESEL ŞARTLARDAN OLUMSUZ ETKİLENME İHTİMALİ YÜKSEK'
Dış finansman ihtiyacı, sınırlı döviz rezervi, kısa vadeli sermaye girişlerine bağımlılık ve kurumsal borçların kırılganlıklar arasında sıralayan IMF heyeti, raporunda “İnşaat sektöründe muhtemel arz fazlası işaretleri yükseliyor” uyarısına da yer verdi.