‘SORUŞTURMA, İSRAİL'DE DEMOKRASİNİN NASIL DOĞRU BİÇİMDE ÇALIŞTIĞINI GÖSTERİYOR'
Sputnik'e konuşan Şalom Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı İvo Molinas "Bu soruşturma süreci, İsrail'de demokrasinin nasıl doğru biçimde çalıştığının önemli bir göstergesi. Adalet, güçlü bir başbakan hakkında bile soruşturma başlatılmasına imkan veriyor. Bu önemli. Netanyahu'nun da bir şeyler yapmış olduğunu kanısı güçlü. Zira hakkında iki farklı suçlama var. Bunlardan birisi, bir iş adamına sağladığı kolaylıkların karşılığında değerli hediyeler almış olması. İkincisi de, bir gazete patronuyla, rakibi olan başka bir gazetenin aleyhine bir takım müdahalelerde bulunması siyasi ilişkiler kurması. Bunlar önemli suçlamalar" dedi.
Soruşmanın kovuşturmayla sonuçlanacağına ihtimal vermediğini ifade eden Molinas "Ben bu süreçten bir şey çıkacağını sanmıyorum. Çünkü Netanyahu hükümeti güçlü ve böyle bir soruşturma hükümet krizine yol açacağı için, Ortadoğu'da karışıklık sürerken İsrailli yetkililerin ülkenin hükümet krizi yaşamasına göz yumacaklarını düşünmüyorum. Soruşturma sürüncemede kalacaktır" dedi.
Geçen hafta Suriye'de bir noktadan İsrail'e ait bir F-16'yı düşürülmesinin İsrail ordusunu alarma geçirdiğine işaret eden Molinas "1982 yılından bu yana ilk kez bir İsrail uçağı düşürülüyor. Ortadoğu kaynıyor. Hizbullah ve İran kaynaklı bir karmaşa var. Bu kadar zorlu bir Ortadoğu sürecinde, İsrail'in hükümet krizine tanıklık etmesine izin verileceğini sanmıyorum. Ancak çok da net konuşamıyorum. Çünkü bir yandan İsrail'de Avrupa tipi bir demokrasi işliyor ve yargı bağımsız. Ancak buna rağmen, soruşturmadan bir şey çıkmayacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Konuyu Sputnik'e değerlendiren bir diğer isim ise Gazeteci Mehmet Ali Güller oldu. İsrail'in önemli bir yolsuzluğa tanık olduğuna ancak meselenin daha da derin olduğuna işaret eden Güller "Dosyalar sağlam gözüküyor ve belli ki ortada bir yolsuzluk var. Ancak mesele, yolsuzluktan öte bir iç mücadele, hatta dışarıya, Soros'a kadar uzanan Yahudiler arası mücadeleye dayanıyor. Bunu da Netanyahu'nun öne çıkan siyasi tavırları üzerinden anlayabiliriz" dedi. Meselenin Netanyahu'nun yolsuzluklarından öte "Netanyahu-Soros çarpışması" olduğuna işaret eden Güller, bu savını Netanyahu'nun öne çıkan beş tutumunu sıralayarak savundu:
"Birincisi, İran'la nükleer anlaşma görüşmeleri nedeniyle ABD Başkanı Barack Obama ile arası kötüydü. Dahası Obama'yla görüşmeyi bile reddetmiş, yerine başkan yardımcısı Joe Biden ile görüşmüştü.
İkincisi, ABD Başkanı Barack Obama 2009 yılındaki Kahire konuşmasında ‘Filistin-İsrail barışı için iki devlet gerekli' demişti. Netanyahu bu konuşmaya yanıtında, gerçi ilk defa ‘Filistin devleti' demişti ama İsrail'in Yahudi devleti olarak kabulü gibi şartlar öne sürmüştü.
Üçüncüsü, Netanyahu'nun oğlu geçen yıl sosyal medyada Soros'u hedef alan bir karikatürü paylaşmış ve olay hem İsrail'de hem de ABD'de büyük tartışma yaratmıştı. Zira karikatür sadece Soros'u hedef almakla kalmıyor, "dünyayı İsraillilerin yönettiği" iddialarına gönderme yapıyordu.
Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak Netanyahu'nun oğlunun psikolojik tedaviye ihtiyacı olduğunu savunmuş, ABD'deki aşırı sağcılar ise Netanyahu'nun oğlunu desteklemişti. Karikatür'de Soros'la birlikte hedef alınan Barak ve diğer isimler, bir süredir Netanyahu ailesinin yolsuzluklarını gündeme getiriyordu.
Dördüncüsü Netanyahu ile Soros'un karşıtlığı daha başka konularda da sürüyor. Örneğin daha bu ayın başında Netanyahu, Soros'u bu kez de İsrail'in Afrikalı göçmenleri ülke dışına gönderme planına karşı kampanya başlatmakla suçlamıştı.
Beşincisi, Obama'yla arası pek iyi olmayan Netanyahu'nun Trump ile arası ise çok daha iyi. İkili en başta İran konusuna hemfikirler ve her ikisi de Obama'nın İran'la normalleşme hamlesine karşılar. Trump'ın Kudüs hamlesi de Netanyahu'yu oldukça memnun etti. Soros ise Trump'u şiddetle eleştiren isimlerin başında geliyor. Çok değil daha bir ay önce Soros Trump yönetimini ‘dünya için tehdit' diye niteledi. Trump'ı "hilekâr ve sahtekar" diye suçlayan Soros, onun ‘başarısız bir diktatör' olacağını, dahası 2020'ye kalmadan yol olacağını savunmuştu."