MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Antalya'da İl ve İlçe Başkanları Toplantısı kapanış oturumunun ardından basın toplantısında konuştu:
(Zeytin Dalı Harekatı) Helikopterimiz düştüğü anda yaşanan patlama akıllara pek çok soru getirmiştir. Sınırlarımızda büyük bir hareketlilik vardır. Bir günde 11 şehidin acısı ocaklara kor gibi düşmüştür. Vatan savunmasının arzu etmesek de acı verici sonuçları doğmaktadır. İnancımıza göre şehitler ölmemiştir. Türkiye felaketlerin üstesinden gelecektir. Terörle girdiğimiz bu yüksek mücadele mutlaka başarıyla sonuçlanacaktır.
IŞİD'e karşı kurulan eften püften koalisyonun ABD’li komutan Paul E. Funk, Türkiye’nin yanlış hesabından dolayı kaygılandığını açıklamış. Acaba yanlış, bu sömürgeciye göre nedir? Yanlış hesabın mahiyet ve muhtevası nasıl izah edilecektir? Üstelik bu çürümüş, Türkiye’nin PKK/PYD’yle mücadelesini tuhaf buluyormuş. Hatta daha ileri giderek şunları söylemiş, 'Rakka’yı IŞİD’ten alan insanlar, hangi milliyetten, hangi inançtan olurlarsa olsunlar kahramandırlar.' Funk, asıl yanlış hesabı kendilerinin yaptığını görmemiş, görmek istememiştir. Zira insan dedikleri, insanlık düşmanı insanlığın defolarıdır.
Eğer haine kahraman diyorlarsa bu ABD’yle müttefiklik nasıl sürdürülecektir? Eğer Türkiye ile ABD arasında görüş menzili sıfıra iner, diyalog kopar, temas kesilir, eller tetiğe giderse ve de siyaset yerine silah konuşursa olacakları hesap eden, sonuçlarını düşünen var mıdır? Biz düşünüyor, hesap ediyoruz ve de hiç kimseden korkumuz olmadığını Bozkurt duruşuyla Antalya'dan ilan ediyoruz. Nedir bu çektiklerimiz?Şayet ABD yanlıştan dönmez, tahrik, taciz ve terör tahkimatına devam ederse, durumunun tarifi düşmanca, duruşunun tanımı düşmanlık olarak anılacaktır. ABD, teröristlerle suçüstü yakalanmıştır. Bu da yetmemiş, Türkiye’ye yapılan saldırıları teşvik ve tahrik etmiş, en azından namluya mermiyi sürmüştür. Bu kin, bu nefret, bu husumet çok tehlikeli bir noktaya, sıcak çatışmaya doğru gitmektedir.
ABD’nin Mondros ve Sevr prizmasından Türkiye’ye bakışı skandaldır. Bu ülke hiçbir sözünde durmamıştır. Hiçbir vaadini tutmamıştır. Fırat’ın doğusunu hainlere bırakmıştır. Menbiç'e konuşlanmış, Türkiye’ye gözdağı vermeye kalkışmıştır. Kabullenmediğimiz her dayatmayı bir yenisi izliyor; her oldubittinin ardından bir yenisi geliyor. Bunu reddediyoruz, bu zilleti zelillere aynen iade ediyoruz.
ABD’nin gözetiminde, Menbiç’ten Afrin'e terörist kaydırıldığı da medyaya yansımıştır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ne derse desin, nasıl kıvranırsa kıvransın, Afrin’e mutlaka girilmeli, Afrin mutlaka teröristlerden tepeden tırnağa arındırılmalıdır. Kılıçdaroğlu'nun PYD'ye 'terör örgütü' dediğini duyan oldu mu?
Türk milleti milletçe MHP'den gelecek bir sese, yükselecek bir iradeye kilitlenmiştir. Yürüyüşümüzü bozacak hiçbir düzensizliğe, iç huzur ve düzenimizi bozacak hiçbir dengesizliğe müsaademiz söz konusu olamayacaktır.
Mahalli idareler seçimlerinde AK Parti ile kurmuş olduğumuz milli ittifakın yıpranmasına, olası siyasi kamplaşma ve kutuplaşmalara izin ve meydan vermeyeceğiz.
Baraj sorunu yaşadığımızı söyleyenler acaba barajın yüzde 50+1'e çıktığını ne zaman idrak edeceklerdir? Yüzde 10'u ağızlarında sakız gibi çiğneyenler, korktuğumuzdan, gerilediğimizden dolayı ittifaktan medet umduğumuzu yüzsüzce diline dolayanlar 15 Temmuz FETÖ ihanetinin yarım kalmasından içten içe üzülen kokuşmuşlardan başkası değildir.