DÜNYA

‘ABD Türkiye’ye boş vaatler veriyor’

Project Syndicate internet sitesinin köşe yazarı Barak Barfi, Zeytin Dalı harekatını konu aldığı yazısında, Türkiye’nin Afrin’e askeri operasyon başlatmasının başlıca sorumlusunun ABD’nin dar görüşlü politikası olduğunu belirtti.
Sitede oku

PYD’nin Temmuz 2012’de Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’yle sınırda bazı köyleri ele geçirdiğinde Ankara’nın tedirgin olduğunu hatırlatan Barfi, bu konuyla ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu:

'ABD BAŞTA ERDOĞAN'IN ENDİŞELERİNİ PAYLAŞIYORDU'

  • ABD başlarda Erdoğan’ın endişelerini paylaşıyordu. Ağustos 2012’de, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye’nin PKK teröristleri için sığınma haline gelmemesi gerektiğini söyledi. Ama IŞİD, Suriye ve Irak’ta büyük alanları kontrol altına alınca ABD, PYD’yi yararlı müttefik olarak görmeye başladı. Kısa sürede ABD, PYD’nin askeri kanadına silah sevkiyatına ve eğitim vermeye başladı.

'ERDOĞAN, PYD'YE DESTEĞİN GEÇİCİ OLDUĞUNA VE YPG'NİN FIRAT'I GEÇMEYECEĞİNE DAİR SÖZ ALMAYA ÇALIŞTI'

  • ABD’nin bu adımlarına kızan Erdoğan, PYD’ye desteğin geçici olduğuna ve YPG’nin Fırat’ı geçmeyeceğine dair söz almaya çalıştı. Ancak Türkler istediği garantileri aldıktan sonra YPG yine de Fırat’ı geçti. Ardından Ağustos 2016’da, Başkan Yardımcısı Joseph Biden, PYD’yi geri çekilmemeleri durumunda ABD’nin desteğini çekeceği yönünde uyardı. Ancak militanlar geri çekilmedi, ABD ise onları silahlandırmaya ve eğitmeye devam etti. Nisan 2017’de öfkeli Erdoğan, Obama idaresinin PKK konusunda Türkiye’yi kandırdığını söyledi. Erdoğan, Trump idaresinin aynısını yapacağına inanmadığını söyledi.

'TRUMP YPG'Yİ SİLAHLANDIRMA POLİTİKASINI DEĞİŞTİRMEDİ, TÜRKİYE ABD HÜKÜMETİNE GÜVENİNİ KAYBETTİ'

  • Ama ABD’nin silah sevkiyatına son verdiği yönünde teşvik edici mesajlara rağmen Başkan Donald Trump politikayı değiştirmedi ve ABD silahı YPG’ye gitmeye devam etti. Bu yüzden Türkiye, ABD hükümetinin ağzından çıkan her şeye güveni kaybetti. İki taraf, başkanın telefonda söylediklerinin içeriğinde bile mutabakata varamıyor. Geçen ayki telefon görüşmesiyle ilgili iki tarafın çelişkili açıklamaları bunun kanıtı.

'TÜRKİYE-ABD GERGİNLİĞİNİN BAŞLANGIÇ NOKTASI: OBAMA'NIN YEREL GÜÇLERE HAVA DESTEĞİ YOLUNU SEÇMESİ'

  • Peki iki NATO müttefiki arasındaki ilişkiler nasıl oldu da bu kadar geriledi? Bunun yanıtı, Başkan Barack Obama’nın IŞİD’e karşı Suriye’ye askeri birlikleri göndermeyi reddetmesi ve yerel güçlere hava desteği şeklinde hafif varlığı seçmesi olabilir. Bu yaklaşım ilk kez Irak’ta denenmiş ama İran destekli halk seferberlik güçlerinin ülkeyi ele geçirmesiyle başarısız olmuştu.

'OBAMA YPG'NİN PKK İLE OLAN BAĞINI GÖRMEZDEN GELDİ'

  • Suriye’de YPG daha güvenilir çıktı. Ama ABD’ye bağlılığı pahalıya mal oldu. Obama, ayırt edilemez grupları ayırt etmek için keskin kurnazlığı kullanarak YPG’nin PKK ile olan bağını görmezden gelmeye hazırdı. Erdoğan’ın korkularını hiçbir zaman gerçek anlamda anlamayan Obama, Türkiye’nin endişelerini yüzeysel olarak algılamayı tercih etti.

'TRUMP'IN BAŞKANLIĞININ KİLİT ÖZELLİĞİ TUTAMAYACAĞI SÖZLERİ VEREREK KENDİNİ SEVDİRMEK'

  • Trump göreve başlayınca ayrıntılara olan ilgisizliği ve gösterişe olan eğilimi gerilimi daha da derinleştirdi. Trump’ın başkanlığının kilit özelliği, tutamayacağı sözleri vererek misafirleri kendine sevdirme isteği. Sanırım, bu kendini sevdirme eğiniği, görünüşe bakılırsa, Trump’ın Erdoğan’a, Pentagon’un Irak ve Suriye’deki politikadan sorumlu insanların yerine getirmeyeceği vaatler yağdırmasına yol açtı.
  • Siyasi nüanslar veya diplomasi eğitimini almayan Başkanın çelişkili açıklamaları, iki ülke arasındaki ilişkileri kritik noktaya getirdi ve IŞİD’e karşı mücadeleyi tehlikeye attı.

'ABD'NİN KENDİ GÖREVİNİ SURİYE'DEKİ YEREL MİLİTANLARA YÜKLEMESİ YENİ TEHDİTLER DOĞURDU'

  • Sezgisi, Obama’yı yanıltmadı. Geniş kapsamlı müdahale, cihatçıların kökünü kazımakta yararsız. Ama ABD’nin, kendi görevini Suriye’deki yerel militanlara yüklemesi yeni tehditler doğurdu. Eğer Trump, geçmişle bağı koparmak ve talep ettiği saygıyı hak etmek istiyorsa ABD, askeri birliklerini konuşlandırmadan güvenlik hedeflerine varmak için yeni yollar aramalı. Ama şimdilik ABD, Türkiye’ye ve bölgeye sadece tutarsızlığını ve daha fazla boş vaatler sunuyor.
Yorum yaz