Afrin harekatının dördüncü gününde başarılı operasyon haberleri gelmeye devam ediyor. IŞİD ile yaşanan çatışmaların ardından gelen bu operasyonun gidişatı ve sonunun getirdiği belirsizlikleri haber sitesi Diken'in Genel Yayın Yönetmeni Erdal Güven, Zafer Arapkirli ile Seyr-i Sabah programında yorumladı:
"IŞİD ile mücadelenin belirsizleştiği bir noktada geldi bu harekat. Hem bu yüzden hem de doğası gereği çok fazla farklı çelişkili açıklamalar geliyor. Yeleğinizin ilk düğmesini yanlış iliklerseniz, o hep öyle gider. Suriye politikamız 4-5 yıldır yanlış kuruldu. Bunun bedelini ödüyoruz anlaşılan ödemeye de devam edeceğiz.
Dün itibarıyla sadece sosyal medyada yazı yazan 40'a yakın kişi gözaltına alındı. Erdoğan'ın muhalefete ve protestoya sıcak bakmadığını biliyoruz. Savaş ortamında barış ortamlarına kıyasla eleştirinin vatan hainliğiyle bağdaştırılması kolay oluyor. Anayasa mahkemesinin hükmünün kalmadığı bir ortamda yaşıyoruz. Çok kötü olduğunun farkındayım. Ama genel tavırla uyumlu görünüyor ve şaşırmıyorum buna.
Savaş ve milli çıkarlar gibi durumlarda Türk medyasının ayara ihtiyacı olduğunu zannetmiyorum. Medyanın cumhurbaşkanından bir tadilat gerektirmeyecek kadar milli hareket ettiğini zaten biliyoruz. Bütün yaldızları kazıdığınızda geriye kalan şey milliyetçiliktir.
Muhtemelen işleri sağlama almak için basın patronlarını çağırıp 15 maddelik bir talimat vermişler. Ben de okudum baktım. Bizim uyacağımız bir tarafı yok. Gazetecilik yapanların zaten uyguladığı şeyler bunlar. Benim bunları yapmak için talimata ihtiyacım yok.
Evet ABD'nin ne yaptığı ne dediği çok belli olmuyor. Onlar da kötü bir IŞİD ile mücadele sonrası politikası izliyorlar. Başkanın da ne yaptığını bilen bir lider portresi çizmediği görülüyor. Bizzat Amerika'nın YPG'ye silah verilmeyecek dedikten sonra kurulan bir ordu var. Bütün bu karışıklık bundan kaynaklanıyor. Türkiye'nin bahsettiği güvenli bölge ABD'nin bahsettiği bölgeden farklıydı. Koşullar değişince belki birbirine yakın bir noktada buluşulabilir. Ama iş Türkiye'nin hararetle savunduğu güvenlikli bölge olmaktan çıktı. Türkiye kendi bölgesini kuruyor, kurdu.
Tabi ki IŞİD'in tamamen dağıldığını söylemiyorum ama elinde kale tutabilen bir örgüt olmaktan çıktı. Şu an itibarıyla Türkiye'nin hedefinin YPG PYD olduğu çok net. Bugün sitemize ‘Dışarıda ‘dal' içeride ‘sopa' diye başlık attık. Hükümet gardını bayağı önceden aldı içeriye karşı. Bu operasyonun Kürtler nezdinde yaratabileceği tepkiden çekiniyorlar. İşin içine medyayı da katarak ciddi anlamda önlem aldılar."
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.