Toprak, şu görüşleri dile getirdi:
"ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Satterfield'in ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'nde Trump yönetiminin, Suriye'deki askeri varlığını ‘açık uçlu' olarak nitelendirmesi, Irak ve Suriye'den çekilmeme kararı aldığını açıklaması, dikkat çekicidir. Daha da önemlisi ABD yönetiminin, Türkiye tarafından eğitilen ve donatılan ÖSO'nun bazı üst düzey yöneticilerini davet ederek, Suriye'de İran'ın nüfuzunun geriletilmesi, İran destekli Lübnan Hizbullahıyla mücadele edilmesi ve Soçi Konferansı'nın engellenmesi için, işbirliği mutabakatına varılmış olmasıdır. Fırat Kalkanı Harekâtı'na da ÖSO çatısı altında katılan gruplardan Mutasım Tugayı'nın Siyasi Büro Şefi Mustafa Secari, ABD medyasına yaptığı açıklamalarda verdiği mesajlarda, ‘Washington'daki varlığımız bölgemizdeki terörist milislerin denetimini sona erdirmeyi sağlamakla kalmayacak, topraklarımız üzerindeki İran mevcudiyetinin sonunun başlangıcı olacak. Soçi'deki ihanet konferansı girişimini de başarısızlığa uğratacak!' demektedir.
Cumhurbaşkanının Afrin operasyonunun ÖSO ile birlikte yürütüleceğini açıkladığı hatırlandığında, ÖSO'nun ABD'deki bu temaslarından hükümetin, MİT ve Genelkurmay'ın, Dışişlerinin bilgisinin olmadığı düşünülemez. AKP iktidarı, iç kamuoyuna ABD'ye karşı sert açıklamalar yaparken, anlaşılan diğer yandan da ÖSO üzerinden, ABD ile bir pazarlık yürütülmektedir. Bu pazarlığın Halep'in kuzeyinde, Türkiye — Suriye arasında bir tampon bölge oluşumunu kapsadığı ifade edilmektedir.
İKTİDAR MECLİS'İ ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE BİLGİLENDİRMEK ZORUNDA
ABD'nin bu süreçte Sarraf Davası, Halkbank'a yaptırım, S-400 alımına yönelik ambargo şantajlarını devreye sokması, anlamlıdır. Unutulmamalıdır ki, güçlü diplomasi için güçlü ekonomi, tartışmasız şekilde vazgeçilmezdir ve temel ilkedir. İktidar, gerçekleri ve gizli pazarlıkları açıklamak, ülkemizin bu kritik sürecinde, Meclis'i şeffaf bir şekilde bilgilendirmek zorundadır."