Partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- Adalet Şurası'nda akademisyen ve yargı mensuplarımızla bir araya gelme imkanı bulduk. Son yıllarda yaşanan birtakım gelişmelerin faturası her ne kadar hükümetimize kesiliyor olsa da aslında yargının kendi iç tartışmalarının ürünüdür.
- Karşılaştığımız tuzaklar yükümüzü artırıyor. Ülkemizi bu sıkıntılardan kurtarmak görevimiz.
- Başka partiler gibi vaktimizi koltuk kavgası ile geçiremeyiz. Bizim mücadelemiz, istikbal ve istiklal mücadelesidir.
'GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN PARTİSİ KİMLERE KALDI?'
(Canan Kaftancıoğlu hakkında) İstanbul'a seçtikleri il başkanı tam bir facia. Elbette demokrasiye saygımız vardır. Bu kişi madem kongre salonunundan çıktı, o halde CHP'nin il başkanı. Bir il başkanının geçmişine baktığımızda bir şey söylememize gerek bırakmıyor. Bakınız bu tweetlerde neler yok ki. Yüzünde poşu ile polisimize taş atmaya kadar… Nasıl bir isim. Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu parti kimlerin eline kaldı? Ermeni Soykırımı diyerek milletimizi aşağılıyor. Yüzünde maske, elinde taş resmi ona ait değilse bu vandallığa sahip çıktığını belli ediyor.
'BAY KEMAL, BUNDAN SONRA ÇOK DAHA FAZLA DÜŞÜNECEKSİN'
Bütün bunların öncesinde de CHP ile BDP'nin ortak hareket etmesini kutlayan mesajlar yayınlıyor. "Hemen CHP'yi BDP'yi aynı yola girdi diyerek eleştiren gerzekler, yol doğru yol" diyor. Bu kişi "Kürtler Gezi'de yok, şunu yapmış, bunu yapmış" diyerek yapılan ihanete ortak oluyordu. Bu olaylarda ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtmak için evden çıkan Yasin Börü ve 50'nin üzerinde masum insan alçakça şehit edilmişti. Darbe gecesi işin rengi dahi belli olmamışken "alın size nur topu gibi mağduriyet" diyerek 15 Temmuz direnişini itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu kişi Boğaziçi Köprüsü'ne yaşanan olayları nasıl anlatıyor biliyor musunuz? Şöyle anlatıyor; "Tekbir getirerek, boğaz keserek mi mücadele getirir. İnandığınız Allahınız sizin de belanızı versin". Ey Kılıçdaroğlu, söyle bana arkadaşını kim olduğunu söyleyeyim. 15 Temmuz ile ilgili "dinin nasıl afyon olarak kullanılabileceğinin canlı ve acı örneğini yaşadık dün gece" diyerek Marksist terminoloji ile ülkemizin değerlerine saldırmıştır. Bay Kemal herhalde sen de bundan sonra çok daha fazla düşüneceksin.
'KAFTANCIOĞLU'NUN EŞİ DOMUZ YEDİ'
Geçtiğimiz yılın kasım ayında da ülkemiz ekonomik saldırı altındayken doların 4 lira olması için de paylaşımlar yapıyordu. Eşi, o da övünerek 7 dakikada çeyrek domuzu nasıl yediğini anlatıyor. Hıza bak hıza. Şahsıma ve anacığıma yönelik küfürleri burada zikretmeden hicap duyacağım. Türkiye'nin siyasi alternatifi bu şahsın İstanbul İl Başkanı olduğu CHP ise vay milletin, ülkemin haline. Bu kafa ile CHP, bırakınız iktidara gelmeyi, kendi birliğini dahi koruyamaz. CHP'ye gönül veren vatandaşlarım bu açıklamalardan sonra, CHP'nin başına, İstanbul gibi bir şehirde gelen bu tür her şeyden olumsuz nasiplenmiş kişilerden sonra bu kafanın benzerini, dünün BDP'sinin, bugünün HDP'sinin başına da musallat etmişlerdir. Normalde, Taksim'in arka sokağında marjinal bir derneğin başında olması gereken bu tipleri siyasi partinin başına koyduğunuzda işte böyle arızi bir durum ortaya çıkıyor.
KILIÇDAROĞLU'NUN 'KENDİNİ SARAYDA YAK' SÖZLERİNE TEPKİ
Kemal Kılıçdaroğlu gibi karikatür bir tipin başında olduğu bir partiye de tencere kapak gibi böyle bir il başkanı yakışırdı. Bu zat, Meclis'in önünde bir firmadan alacağını tahsil edemeyen kendini yakmaya teşebbüs eden vatandaşa, "Kendini sarayın önünde yaksaydın, ardından sarayı da yaksaydın" dedi. Ben de arkadaşlarım da suça teşvikten davalarımızı açıyoruz. Bu nasıl siyasetçi. Bunların bedelini ödeyecekler.
'ÜLKEMİZE DE CHP'YE DE YAZIK'
- Terör örgütü mensuplarını göreve getirmeyi muhalefet sanan zihniyet CHP'yi esir almıştır. Ülkemize de CHP'ye de yazık. Bu ihanetleri kabul etmeyen nice insanlar olduğunu da inanıyorum. Onlara özellikle sesleniyorum. Türkiye'nin ana muhalefet partisinin bir avuç marjinal elinde heder olması demokrasimiz adına büyük kayıptır.
NATO'YA SERZENİŞ: EY NATO…
NATO'ya bir serzenişim var. Ey NATO, siz ortaklarınızdan birisine herhangi bir sınır tecavüzünde bulunanlara tavır almakla mükellefsiniz. Siz ne tür bir tavır aldınız? Bunu kendilerine duyurduk, duyuyoruz. Şu anda Belçika'daki toplantıda Genelkurmay Başkanımız kendileri ile bu konuyu görüşüyorlar.
'KISA SÜREDE AFRİN VE MÜNBİÇ'TEN BAŞLAYARAK…'
- (Afrin'e opersayon) Dün Irak'ta oynana oyunu bozduk, Suriye'de oynanan oyunun kalbine hançer sapladık. Kısa süre içinde Afrin ve Münbiç'ten başlayarak Suriye'deki terör yuvalarını da birer birer yok edeceğiz. Buna ne müttefikimiz görünüp bizi sırtımızdan vuranlar mani olabilir ne de siyasetçi görünen marjinaller mani olabilir.