Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli'nin açıklamasından satırbaşları şöyle:
Her şey ortadadır, davaları kurnazlıkla sulandırma girişimleri bellidir. Suçlu ile suçsuz, doğru ile yanlış içiçe girmektedir. Devletin temel direği adalettir, adalet mülkün temelidir. Adalet olmadan devletin varlık göstermesi ihtimali yoktur. İnsan şerefini yaşatmak için de bir o kadar önemlidir. Sayın Başbakan 'Geciken adalet vicdanları yakan ateştir' derken haksız mıdır? Mağdurların mahkumiyet yaşaması adalet duygularını köreltecek, devlete güveni zedeleyecektir. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır.
'ADALET KURUMLARININ KAN KAYBETMESİ ÇARPIKLIKTIR'
İnanıyorum ki, Sayın Cumhurbaşkanı da bunları düşünüyor, üzerinde kafa yoruyordur. TRT baskını ile ilgili dava, Kocaeli baskını davası, Ömer Halisdemir'in şehit edilmesi ile ilgili dava süreci hala devam etmektedir. Yargı organları arasında karmaşa, çekişme hakimdir. Birisinin verdiği kararı diğeri bozmaktadır. Adalet kurumlarının kan kaybetmesi çarpıklıktır. Bu tablo yanlıştır. Şüphe ve endişeleri artıracaktır. Toplum ve devlet hayatına korku sinmiştir.
'DEVLET ŞUURU, BÖYLE BİR VEBALE ORTAK OLAMAZ'
FETÖ davaları artık süratle karara bağlanmalı, mahkeme safahatları nihai hükmünü açıklamalarıdır. Kripto damarının aktif müdahalesi ile Türkiye'nin önü kesilmeye çalışılmakta, millet adalet kurumlarına inancını sorgulamaya başlamaktadır. Bir gün kahraman ilan edilen diğer gün hain olmaktadır. Bir yüzbaşı sıkıyı görünce "FETÖ'cüyüm" diyerek teslim olmuştur. 11 Ocak 2018'de Gölcük'te görevli bir yarbay ve 2 astsubay itirafçı olmak istediklerini söylemiştir. İtirafçılık yarışının kuşkulu yanları fazladır, birdenbire ortaya çıkmaları manidardır. FETÖ düşmandır, haindir. Üzerinden silindir gibi geçilmeli ve nihai olarak yok edilmelidir. Bunun arası, ortası, başı, sonu, aması, ancağı yoktur. Haine hoşgörü insan haysiyetine darbedir. Mazlumların ahını almak bir insan hak ve hukukunu hiçe saymak büyük bir vebaldir. Devlet gururu, şuuru böyle bir vebale ortak olmaz, asla olmamalıdır.
'SÖZDE ORDU NE DEMEKTİR?'
(ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde ordu kurma çalışması hakkında) Terör örgütlerine sözde ordu kurdurulması ne demektir? ABD böyle bir kepazeliğe nasıl onay vermiş, nasıl teşvik etmiştir? Bundan sonra dünyanın huzur ve istikrarından kimler, nasıl bahsedecebileceklerdir. ABD'nin beli silahlı kovboylardan müteşekkil çete mantığından kurtulamaması ahlaksızlıktır. Kandil'den gelen canilere eğitim verildiği gazete sayfalarındadır. ABD komutanı IŞİD'in canlanmasını önleme gerekçesi ile sınır muhafız birlikleri kurulmasını duyurması ile bölgede tansiyon yükselmiştir. Terör örgütü PKK-PYD Suriye'nin yüzde 25'ini kontrol altına almış bulunmaktadır. ABD, Suriye'de 12 askeri üs kurmuştur. Kirli emelleri ile simsiyah kesilen Beyaz Saray yönetimi terörist ortakları ile 30 bin kişilik sözde kuzey ordusu kurmak için kolları sıvamıştır. Sözde sınır birliklerinin komutası, SDG'nin olacaktır. İddialar böyledir. Peki, SDG ne demektir? Canavarların kamuflajıdır. Sözde birliğin Türkiye ve Irak sınırlarını kontrol edeceği dile getirilmektedir. Sınır demek devlet demektir, egemenlik alanlarının çizildiği yer demektir. ABD, PKK'ya devlet kurmuştur da bizim mi haberimiz olmamıştır. Gelişmeler karşısında sözde kuzey ordusunun kurulması ile ilgili haberlerin ifşa olması nedeniyle ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığı'na çağrılacak izahat talep edilmiştir. ABD, terör örgütleri ile suç üstü basılmıştır.
'AFRİN TEMİZLENMELİ, TERÖR KAMPLARI YERLE BİR EDİLMELİDİR'
Hedeflenen Türkiye'yi ablukaya almaktır. Milletçe ne kimseye muhtaç olduk ne de kimseye minnet ettik. Anamızın duası ile geldik, hocanın selası ile de gideriz. Türkiye'ye parmak sallayanları, emrivaki dille Türk milletini dize getirmeyi aklından geçirenleri anasından doğduklarına pişman ederiz. Biz muzaffer bir milletiz. Türk devleti bütün milli güç unsurları ile terörizmi kaynağında imha etmek için harekete geçmelidir. Afrin'e bir şafak vakti girip terör koridorunun yolun kesmek helali hakkımızdır. Afrin temizlenmeli, adi terör kampları, terörist üreme alanları yerle bir edilmelidir.
'ABD SUÇLAMALARI REDDEDİYOR, PEKİ SALDIRILARI YAPANLAR KİM?'
İdlib kentinde ateşkesin korunmasını sağlamak için 8 Ekim 2017 itibariyle Türkiye keşif faaliyetine başlamıştır. Rus üslerine yapılan saldırılar netincesinde İdlib ve güneyi karışmış ve yeni bir göç dalgası sınırlarımıza ulaşmıştır. ABD suçlamaları kabul etmemektedir. Peki, drone saldırılarını yapanlar kimlerdir? Ülke olarak amacımızın çatışmaları tamamen önlemek olduğu deklaer edilmiştir, fakat çatışma çıkmıştır. İdlib krize girmiştir. Bu durum karşısında Rusya Savunma Bakanlığı, Türk Dışişleri Bakanlığını atlayarak doğrudan Genelkurmay Başkanlığı'na mektup gönderilmiştir. Rusya'nın Türkiye'yi itham etmesi Astana ruhuna terstir.
'ABD, SUÇÜSTÜ BASILDI'
ABD, terör örgütleriyle suçüstü basılmıştır. Suriye’nin toprak bütünlüğü küstahça ateşe atılmıştır. Hedeflenen Suriye’nin işgalini genişleterek, Türkiye’yi haçlı birlikleriyle abluka altına almaktır. Türkiye şu saatten sonra ‘herkes şerefi kadar konuşsun’ dese, sus pus birini kollayacak pek çok hasım devlet kendisini gösterecektir. Anamızın duasıyla geldik, hocanın selasıyla da gideriz. Ancak Türkiye’ye parmak sallayanlara, tehditvari bir dille Türk milletini dize getirmeyi aklından geçirenleri anasından doğduklarına da pişman ederiz. Biz muzaffer bir milletiz. Gürültüye pabuç bırakmayız. Çizmeyi aşanlara eyvah dedirtecek güçteyiz. Eyvallahımız yoktur.
'MHP'Yİ KÜRT DÜŞMANI GÖSTEREN ALÇAKTIR'
MHP'yi kim Kürt düşmanı gösteriyorsa alçaktır, sütünde haram vardır. Kürt kardeşlerimiz bizim eşit ve saygın vatandaşlarımızdır. Kalleşlere buradan ekmez çıkmayacaktır. MHP ile yatıp MHP ile kalkanlara özenle dikkatle izliyorum. CHP sözcülerini gülümseyerek takip ediyorum.
5 FETÖ SORUSU
Bahçeli, ayrıca hükümete FETÖ ile ilgili olarak 5 soru yöneltti. Bahçeli'nin soruları şöyle:
- FETÖ’yle mücadelede devlet aklı topyekün devrede midir? Yoksa kısıtlı sayıda devlet ve siyaset adamının gayret ve çabasıyla mı süreç ilerlemektedir?
- FETÖ’yle mücadelenin bir stratejisi var mıdır?
- Fikri temelleri, milli hedefleri, hukuki sınırları berrak bir zihin ve siyasi kavrayışla belirlenmiş midir?
- Bu terör örgütüyle mücadelenin öncelikleri nedir?
- Biriken sosyal maliyeti, devlete karşı yükselen önyargıları, toplumsal tabana yayılan mağduriyetleri nasıl bertaraf edeceğiz? İnanıyorum ki, Sayın Cumhurbaşkanı da bunları düşünüyor ve üzerinde kafa yoruyordur.