Hürriyet'ten Oya Armutçu, konu hakkında hukukçuların görüşlerine başvurdu.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konu hakkında değerlendirmesi şöyle:
"Biz ilk baştan beri hayvanlara işkence, kötü muamele istismar gibi fiilerin para cezası ile savuşturulan kabahat nitelikli suç olmaktan çıkarılıp ceza kanunu kapsamına giren ve hapisle cezalandırılan suç olmasını istiyorduk. Bu gerçekleşmiş durumda. Usule yönelik çok ciddi ve engel teşkil edecek bir sorun var. Sahipsiz hayvanlara karşı suçların Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın takibine bağlanmış olmasıdır. Bu bir muhakeme şartı ve bakanlık başvurmadığında aşılması son derece zor. Bakanlık kamu görevlileri bu konuda hassas olsalardı sokak havyanlarını korumak hayvanseverlerden önce devlet tarafından yerine getirilebilirdi. TBB’ye, barolara, hayvanları koruma derneklerine de yazılı başvuru ve davayı takip hakkı verilirse bu sakınca kalkar. Sivil toplum devletle birlikte sorunu sahiplenerek çözülür."
"Taslakta hayvanlara eziyet suçundan soruşturma yapılması bakanlığın başvuruda bulunması şartına bağlanmış. Bu muhakeme şartı olduğundan bu şart gerçekleşmeden tutuklama kararı verilemez. Yasanın yürürlüğe girmesi halinde, hayvanlara eziyet, işkenceyle öldürme, neslini yok etme gibi cezası 2 yılın üzerindeki suçları işlemeyi alışkanlık haline getirenler bakımından tutuklama nedeninin varlığından bahsetmek mümkündür. "
"Ceza alt sınırının 2 yıl olmaması paraya çevrilmesine ve ertelenmesine yol açacak. Alt sınırlar en az 2 yıl olmalı. Sahipli hayvana karşı yapılan eziyette hayvan sahibinin şikâyeti, sahipsiz hayvana karşı yapılan eziyette ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın şikâyeti aranmaktadır. Vatandaşların derneklerin bizlerin şikâyet hakkı ortadan kaldırılmaktadır. Düzenleme TCK’ya madde montesi ile eklenmelidir.”