Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ: '100. gün mitingine katılmama talimatını ben verdim'
Ümit Özdağ, cezaevi süreciyle şunları söyledi:
Cezaevine girme nedenim Zafer Partisi'nin düzenlemiş olduğu "Mehmetçik katillerine af yok" mitinglerinin halk tarafından büyük bir destek görmesiydi. Açılım süreci adı verilen, Öcalan’la yapılan müzakerelere ve bu müzakerelerde verilecek tavizlere karşı çıkmamızdır. Zafer Partisi hâlâ aynı noktadadır. Zafer Partisi Öcalan’la yapılan müzakerelere karşı çıkıyor. Bu müzakereler çerçevesinde önümüzdeki süreçte Anayasanın 66. ve 42. maddesinin değiştirilmesini de içeren ve Türkiye’nin millî birliği için tehdit içerecek konulardaki tavrını kararlılıkla sürdürüyor ve sürdürmeye de devam edecek.
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınışının 100. gününde CHP Saraçhane’de bir miting düzenledi ve Zafer Partisi bu mitinge teşkilatlarının katılmamasını istedi. Bu konudaki talimatı da ben verdim. Neden verdim? Bir gün önce Leman dergisinde provokasyona çok müsait bir karikatür çıktı. İlk mitingi provoke etme girişiminde bulunan gruplar, karikatürün yayınlanmasının ardından derginin önüne giderek protestolarda bulundular, tahrik seviyesi yükseldi ve ertesi gün mitingde bir provokasyon olacağı endişesi ortaya çıktı. Ben akademisyen olarak güvenlik bilimleri konusunda uzmanım. CHP de aynı değerlendirmeyi yapmış. Nereden biliyorum? Çünkü o gün ben Ankara’da CHP grup başkanvekillerinden biri ve iki milletvekiliyle akşam yemeğindeydim. Onlar da bana bir provokasyon ihtimaline dair endişelerini paylaştılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları, Özgür Özel’in dergiyi savunan açıklamaları da tansiyonu yükseltti. Teşkilatımı önce sözlü, sonra yazılı olarak mitinge katılmamaları konusunda uyardım. Çünkü bastırmaya çalıştığım Kayseri olaylarından dolayı 5 ay tutuklu kaldım. İktidarın düşman ceza hukukunu nasıl uyguladığını seyretmedim, yaşadım.
CHP ile farklı düşündüğümüz birçok konu var. Zafer Partisi olarak açılım sürecine karşıyız. Biz bu sürece karşı olduğumuz için ben hapiste yattım. Ama Özgür Bey açılımı desteklediğini Saraçhane mitinginde de ifade etti. Orada ayrılıyoruz. Ama nerede birleşiyoruz? Hukuk devletinde birleşiyoruz. Demokraside birleşiyoruz. Düşman ceza hukukunun uygulanmaması konusunda birleşiyoruz. Bu noktalar çok önemli ve temel meseleler. Bu alanlarda CHP ile de, İYİ Parti ile de, Adalet Partisi, Doğru Parti, Milli Yol Partisi ve Anahtar Parti ile de iş birliğine açığız. Benim bu partileri ziyaret etmemin nedeni de budur. Biz doğru yerde duruyoruz. Hem de çok doğru bir yerde. Cumhuriyetin kuruluş felsefesinde duruyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisinde duruyoruz. Kendimizi Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliği zemini olarak tanımlıyoruz. Bu da siyasetin merkezini oluşturur. Çünkü her devlette siyasi partilerin konumlanması, devletin kuruluş esasları zemininde belirlenir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucu felsefesidir. Zafer Partisi bu kurucu felsefeden asla taviz vermeyen, siyasetin merkezinde duran partidir. Öyle durmaya da devam edeceğiz.
'Türkiye’de Kimlikler, Din, Ekonomi ve Siyaset 2024 Değerler Araştırması’na göre muhafazakârların yüzde 80’i, modern kesimin yüzde 86’sı sığınmacı ve kaçakların ülkelerine dönmesini istiyor. Biz halkın bu iradesini temsil ediyoruz.
'Anadolu Kalesi' projesiyle sığınmacıların vatanlarına dönmesi ve yenilerinin gelmemesi için yapılması gerekenleri ortaya koyduk. 'Demografik İşgal' adlı kitabımda da belirttiğim gibi, yabancı servislerin bu nüfus içinden eleman devşirmesi çok kolay. İran’da da Mossad’ın Afganlar üzerinden nasıl istihbarat topladığı ortaya çıktı. İran şimdi vatandaşlık verdiği Afganları bile geri gönderiyor ve 4 metre yüksekliğinde duvar inşa ediyor. Bu ölçekte bir nüfusu Türkiye’ye almak, geleceği ortadan kaldırmaktır. Türk milletinin kaynaklarını bu kitleye tahsis etmek, Türkiye’nin demografik yapısını değiştirmek ve devletin kimliğini yok etmektir.

