https://anlatilaninotesi.com.tr/20250630/1097466070.html
Trump ve Netanyahu'nun İbrahim Anlaşmaları düzeni
Trump ve Netanyahu'nun İbrahim Anlaşmaları düzeni
Sputnik Türkiye
Gazeteci Musa Özuğurlu'ya göre mevcut konjonktürde İbrahim Anlaşmaları'nın bir ittifaka dönüşmesi kolay bir ihtimal değil. Türkiye ve Çin gibi faktörlerinde... 30.06.2025, Sputnik Türkiye
2025-06-30T16:05+0300
2025-06-30T16:05+0300
2025-07-01T11:34+0300
eksen
ortadoğu
musa özuğurlu
ahmed eş-şara
i̇srail
suudi arabistan
muhammed bin selman
hizbullah
i̇brahim anlaşmaları
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/images/sharing/article/tur/1097466070.jpg?1751358893
İsrail'in başkenti Tel Aviv'de dikkat çeken bir reklam panosu ortaya çıktı. Reklam panosunda ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye geçici hükümeti başkanı Ahmed eş-Şara gibi liderlerin yer aldığı görüldü.Reklam sloganında ise “Abraham (İbrahim) İttifakı”na vurgu yapılırken, “Yeni Ortadoğu için Yeni Bir Şans" ifadelerine yer verilmesi dikkati çekti.Trump ve Ahmed eş-Şara dışında afişte İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Suudi Arabistan prensi Muhammed bin Selman da yer aldı. Ayrıca görselde ABD’li senatör Lindsey Graham, Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Dubai Emiri Muhammed bin Raşid el-Mektum, Umman Sultanı Sultan Heysem bin Tarık, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Ürdün Kralı Ürdün Kralı II. Abdullah İbn El Hüseyin, Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Muhammed el-İssâ da bulunuyor.ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, yakın zamanda "Abraham Anlaşmaları'na" taraf olan ülkelerle ilgili büyük bir duyuru yapacaklarını söylemişti. Witkoff, "Birçok ülkede normalleşme bekliyoruz" ifadelerini kullanmıştı.İsrail’de açılan İbrahim İttifakı pankartını, Çin faktörünü, Türkiye’nin pozisyonunu, Lübnan-Hizbullah-Suriye denklemini, Gazeteci Musa Özuğurlu ile konuştuk.‘İbrahim Anlaşmaları ittifakının böyle bir konjonktürde pek de hayata geçirilmesi mümkün görünmüyor’İsrail’de açılan pankartta “İbrahim Anlaşmaları” yerine “İbrahim İttifakı” yazdığına dikkat çeken Musa Özuğurlu, bunun derhal hayata geçirilmesinin mümkün olmadığını ancak uzun vadee Suudi Arabistan dahil çeşitli Arap ülkelerinin bunu arzuladığına yönelik sinyaller bulunduğunu belirtti:‘Çin faktörü önemli’Musa Özuğurlu’ya göre, İsrail ve ABD’nin girişimlerde bulunduğu İbrahim İttifakı’nın önündeki bir diğer engel de Çin faktörü:‘İran’ı yutamadıkları için böyle bir ittifaka ihtiyaçları var’Suriye ve Lübnan’ın “zayıf halkalar” olarak değerlendirildiğini aktaran Musa Özuğurlu, İsrail’in İran’ın tekrar Direniş Ekseni aracılığıyla sınırlarına kadar gelememesi için bu iki ülkeye önem verdiğini vurguladı. Ahmed eş-Şara’nın iki temsilci yollayarak İsrail ile anlaşmaya varmak istediğini hatırlatan Özuğurlu, Lübnan’da ise Hizbullah’ın direneceği, ancak Lübnan’ın kalanının İbrahim İttifakı’na katılmaya meyilli olduğu değerlendirmesinde bulundu:‘İsrail de, Suudi Arabistan da Türkiye’yi dikkate almak zorunda’Türkiye’nin İbrahim İttifakı olarak adlandırılan oluşuma karşı olan faktörler arasında yer aldığını belirten Özuğurlu, Türkiye’nin böyle bir anlaşmaya derhal katılmayacağını belirtti:
i̇srail
suudi arabistan
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2025
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
аудио, ortadoğu, musa özuğurlu, ahmed eş-şara, i̇srail, suudi arabistan, muhammed bin selman, hizbullah, i̇brahim anlaşmaları, opec+, radyo sputnik, radyo
аудио, ortadoğu, musa özuğurlu, ahmed eş-şara, i̇srail, suudi arabistan, muhammed bin selman, hizbullah, i̇brahim anlaşmaları, opec+, radyo sputnik, radyo
Trump ve Netanyahu'nun İbrahim Anlaşmaları düzeni
16:05 30.06.2025 (güncellendi: 11:34 01.07.2025) Gazeteci Musa Özuğurlu'ya göre mevcut konjonktürde İbrahim Anlaşmaları'nın bir ittifaka dönüşmesi kolay bir ihtimal değil. Türkiye ve Çin gibi faktörlerinde bir "İbrahim İttifakı"na karşı engel teşkil ettiğini belirten Özuğurlu, zayıf halkaların ise Lübnan ve Suriye olduğunu söyledi.
İsrail'in başkenti Tel Aviv'de dikkat çeken bir reklam panosu ortaya çıktı. Reklam panosunda ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye geçici hükümeti başkanı Ahmed eş-Şara gibi liderlerin yer aldığı görüldü.
Reklam sloganında ise “Abraham (İbrahim) İttifakı”na vurgu yapılırken, “Yeni Ortadoğu için Yeni Bir Şans" ifadelerine yer verilmesi dikkati çekti.
Trump ve Ahmed eş-Şara dışında afişte İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Suudi Arabistan prensi Muhammed bin Selman da yer aldı. Ayrıca görselde ABD’li senatör Lindsey Graham, Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed bin Zayed, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Dubai Emiri Muhammed bin Raşid el-Mektum, Umman Sultanı Sultan Heysem bin Tarık, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Ürdün Kralı Ürdün Kralı II. Abdullah İbn El Hüseyin, Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Muhammed el-İssâ da bulunuyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, yakın zamanda "Abraham Anlaşmaları'na" taraf olan ülkelerle ilgili büyük bir duyuru yapacaklarını söylemişti. Witkoff, "Birçok ülkede normalleşme bekliyoruz" ifadelerini kullanmıştı.
İsrail’de açılan İbrahim İttifakı pankartını, Çin faktörünü, Türkiye’nin pozisyonunu, Lübnan-Hizbullah-Suriye denklemini, Gazeteci Musa Özuğurlu ile konuştuk.
‘İbrahim Anlaşmaları ittifakının böyle bir konjonktürde pek de hayata geçirilmesi mümkün görünmüyor’
İsrail’de açılan pankartta “İbrahim Anlaşmaları” yerine “İbrahim İttifakı” yazdığına dikkat çeken Musa Özuğurlu, bunun derhal hayata geçirilmesinin mümkün olmadığını ancak uzun vadee Suudi Arabistan dahil çeşitli Arap ülkelerinin bunu arzuladığına yönelik sinyaller bulunduğunu belirtti:
“İbrahim Anlaşmaları ittifakının böyle bir konjonktürde pek de hayata geçirilmesi mümkün görünmüyor. Yapılan yorumlarda dile getirilen birtakım sebepler var. Neden bu aşamada olamayacağını anlatıyor. Birincisi, İsrail, İran’a çok ağır bir darbe vurdu. Keza İran da İsrail’e vurdu. Fakat bu İbrahim Anlaşmaları, kalkanı denilen durum veya İsrail’deki pankartta ‘ittifak’ adının geçmesine de dikkat çekiliyor. Bu artık ikili anlaşmaların ötesinde, topyekun bir planlama ve çözüm niyeti gibi gözüküyor. Bu tabii İsrail’in çıkarlarına göre şekillendirilecek. İsrail tabii sadece İran’a darbe vurmakla başarıya ulaşamayacağının farkında. Bölgesel bir ittifak için İsrail’e yönelik bakışın değişmesi gerekiyor. Bunun için Trump’ın ilk döneminde girişimleri oldu. BAE gibi ülkelerle yapılan girişimler ve anlaşmalar var. Burada en önemli mihenk taşı olarak Suudi Arabistan görülüyor. Suudilerin daha önceden yumuşama niyeti vardı. Fakat Hamas’ın 7 Ekim 2023 saldırısıyla başlayan süreçle bu kesintiye uğramış durumda. Ancak Suudi Arabistan’ın niyeti kesintiye uğramış değil. Açıklamalara bakarsak Suudi Arabistan’ın da bu ittifak başlığı altında olmasa da İsrail ile ilişkileri geliştirmeye ihtiyacı olduğu kesin. Mesela 2030 vizyonuyla ilgili Muhammed bin Selman’ın, İsrail’in önde olduğu yapay zeka gibi alanlarda, bu 2030 projesinde iş birliği yapma sinyalleri var. İsrail’in ekonomik açıdan da ittifakları belli. Suudi Arabistan’ın niyeti var. Ancak Gazze süreciyle birlikte Suudiler, böyle bir adım atma konusunda çekingen davranmaya başladı. Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları sürecine bakarsak, Arap kamuoyunda bir tepki oluştuğunu görüyoruz. Her ne kadar yöneticilerde olmasa da halkta bir tepki var. Fakat aynı Suudi Arabistan, 2030 vizyonuyla alakalı olarak İsrail’le ilişki geliştirmeye muhtaç.”
Musa Özuğurlu’ya göre, İsrail ve ABD’nin girişimlerde bulunduğu İbrahim İttifakı’nın önündeki bir diğer engel de Çin faktörü:
“Diğer tarafta da bir Çin faktöründen söz ediliyor. Uzun zamandır Sünni-Şii veya Arap-Fars başlıkları altında değerlendirilen bölge ülkeleri rekabetinde araya girdi. Herkesi şaşırtacak yumuşaklıkta açıklamalar geldi daha sonra. Özellikle Suudi Arabistan tarafından. Hala daha İran bu savaş sonrasında bazı ilişkilerini sürdürüyor. Katar’da El Udeid üssünü bombalamış olmasına rağmen Katar’ın tabii ki açıklamaları olsa da ilişkilerde bozulma söz konusu değil. İran’a anlayışla yaklaşıyorlar. Çin faktörü de buna engel olabilecek faktörlerden birisi olarak görülüyor. Çünkü Arap dünyası artık Çin’i yok sayabilecek bir durumda değil. Klasik Arap-Amerikan veya Arap-İngiliz ilişkilerinden bahsedemiyoruz. Çin’in ekonomik açıdan bu ülkelerle ilişkiler geliştirmiş olması da İbrahim İttifakı’na engel teşkil edebilir gibi gözüküyor. Bu ülkeler İbrahim Anlaşmaları’na girerken bunu ne kadar sahipleneceklerini belirleyecek faktörlerden birisi de Çin yani. İran faktörü de var. İran, ‘Gelin, biz Müslümanlar bir olalım. Anlaşma içinde yaşayabiliriz’ diyordu. Bunu Körfez ülkelerine anlatmaya çalışıyordu. İran’ın yabancı, bilinmeyen bir nesne olmasından çıkmasına yardımcı olabilecek adımlardı bunlar. Bu faktörler, böyle bir İbrahim İttifakı’nın önünde engeller olarak görülüyor. Tabii bunlar olasılık. Bu nedenle İbrahim İttifakı’nın derhal hayata geçirilmesi pek mümkün gözükmüyor. OPEC+ petrol üretiminde de dikkat çekilen noktalar var. Arap ülkeleri petrol ihracatçısı ama tek başlarına değiller. Bu ilişkilerde OPEC+’dan ciddi bir alıcı olarak Çin var. İran kendisi üretici. Rusya kendisi üretici. Yani Netanyahu’nun İbrahim Anlaşmaları olarak adlandırılan sürece ‘ittifak’ ismiyle yeni bir tanımlama getirmeye çalışması şu anda çok da sağlam bir zemine oturmuş gibi gözükmüyor.”
‘İran’ı yutamadıkları için böyle bir ittifaka ihtiyaçları var’
Suriye ve Lübnan’ın “zayıf halkalar” olarak değerlendirildiğini aktaran Musa Özuğurlu, İsrail’in İran’ın tekrar Direniş Ekseni aracılığıyla sınırlarına kadar gelememesi için bu iki ülkeye önem verdiğini vurguladı. Ahmed eş-Şara’nın iki temsilci yollayarak İsrail ile anlaşmaya varmak istediğini hatırlatan Özuğurlu, Lübnan’da ise Hizbullah’ın direneceği, ancak Lübnan’ın kalanının İbrahim İttifakı’na katılmaya meyilli olduğu değerlendirmesinde bulundu:
“Zayıf halkalar var elbette. Lübnan devletine bakarsak, yöneticilerinin 12 günlük süreci kazasız belasız atlatmak için her şeyi yaptıklarına dair açıklamaları olduğunu görüyoruz. Hizbullah zaten Lübnan devleti içinde çok da hoşlanılmayan bir oluşum. Uzun yıllardır Hizbullah’ın silahsızlandırılması yönüned bir çaba söz konusu. İsrail’in Hizbullah’a çok ağır darbeler vurması sonucunda geriledikleri açık. Zayıf zamanlarında bu tekrar dillendirildi. İbrahim İttifakı ile ilgili şu söylenebilir: İsrail ve ABD açısından bakarsak çok önemli iki halkadan bahsediyoruz. Tahran’dan başlayıp Beyrut’ta sona eren bir Direniş Ekseni halkası vardı. Bu oluşumun İsrail’e coğrafi olarak en yakın olan iki ülkesi Lübnan ve Suriye. Vurucu güç de Hizbullah’tı. Bunlar artık ortada yok. Yani İsrail, bunu devam ettirmek isteyecektir. İran’ın oraya erişmesini istemeyecektir. Dolayısıyla bu ülkeler, İbrahim İttifakı açısından çok büyük bir önem arz ediyor. Evet, küçük ülkeler. Suriye tarlaya dönmüş durumda. Fakat çok önemli. Bu ülkelerle yapılacak anlaşmalar da İbrahim İttifakı’nın hayata geçirilmesi için çok önemli. Geçen günlerde Hizbullah’ın lideri Naim Kasım’ın bir açıklaması vardı. ‘Kimse bizi silahsızlandırmayı düşünmesin. Böyle bir şey olamaz’ tarzında bir şey söyledi. Hizbullah buna direnecektir. Ama Lübnan içerisinde Hizbullah’tan rahatsız olan çok sayıda dinamik var. Dolayısıyla bunlar da Hizbullah’a karşı bir tutum içerisinde olacaklar mı?
Hizbullah, bu direncini sürdürebilecek mi? Bunu bilemiyoruz. Ben sürdüreceğini zannediyorum. Suriye’ye bakarsak Colani yani Ahmed eş-Şara yönetimi var. İsrail ile tamamen anlaşma yönünde adımlar atmış durumda. İsrailli Smotriç ‘İki kişi gönderdiler, anlaşma yapmak istiyorlar’ dedi. Bu iki ülkeyi doğrudan bu ittifakın bir parçası olarak görebiliriz. Daha doğrusu Lübnan’ın bir tarafını ve Suriye’yi İbrahim İttifakı’nın parçası olarak görebiliriz. Ortadoğu’daki dengelere bakarsak, sahaya bakarsak böyle şeyler hep vardı. Bu gelişmeler, Hizbullah’ın yükünü artıracaktır. Bir ülkenin daha Hizbullah’a yüklendiğini göreceğiz. Hizbullah’ın geri adım atması ancak yerel anlaşmalara bağlı olur. Bir şeyler kabul edeceklerse böyle kabul edeceklerdir. Ama geçmişteki tecrübeler de ortada. Bunu kabul etmeleri çok kolay değil. Özellikle Batı Şeria’da yeni yerleşimlerin açılması konusunda Ürdün dahil ülkeler, İbrahim Anlaşmaları’nda Netanyahu’nun bu noktalarda sabit kalacağını ve ilerlemeyeceğini ifade ettiğini aktarmıştı. Ama İsrail durmadı, Batı Şeria’da ilerledi. Hizbullah da böyle bir şüpheyle yaklaşabilir. Baskı olacaktır ama Hizbullah direnmeye devam edecektir. Elbette İran ile bağlantı koptu. Fakat İran da eski pozisyonuna hiçbir zaman dönemeyecek durumda da değil. İran, İsrail saldırılarında darbe aldı evet. Fakat İran’ın hala ABD nezdinde de dışlanamayacağı bir denge sürüyor. Askeri anlamda İran’ı vurmakla bu işin bitmeyeceğini biliyorlar. Bu nedenle geniş bir ittifak kurmaya çalışıyorlar. Bunun derhal bu konjonktürde olabilmesi pek mümkün değil. Çünkü İran’ı yutamadılar.”
‘İsrail de, Suudi Arabistan da Türkiye’yi dikkate almak zorunda’
Türkiye’nin İbrahim İttifakı olarak adlandırılan oluşuma karşı olan faktörler arasında yer aldığını belirten Özuğurlu, Türkiye’nin böyle bir anlaşmaya derhal katılmayacağını belirtti:
“Türkiye’ye gelelim. Türkiye çok önemli. Türkiye’nin bu İbrahim Anlaşmaları’na veya İbrahim İttifakı’na yönelik olarak tavrı, Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden anlatılıyor. Erdoğan’ın şu anda İsrail’e karşı olan tavrının yine olumsuz bir faktör olduğu söyleniyor. Bunu Erdoğan sadece kişisel olarak yapmıyor. İslam dünyası içinde edinmeye çalıştığı bir yer var. Bunun bozulmasına izin vermek istemeyeceği ifade ediliyor. Türkiye’nin çıkarlarına da bakarsak, Türkiye’nin çıkarlarının hala bir denge içerisinde gitmesi şeklinde yorumlanıyor. Bir tarafta İran var, Rusya var. Bir tarafta Arap devletleri var. Bu Arap devletlerinin her zaman Türkiye ile ilişkilerinin kırılgan olduğunu biliyoruz. Bu sadece Müslüman Kardeşler değil. Tarihsel olarak böyle. Türkiye çok önemli bir ülke burada. Çok büyük bir dinamik. İsrail de, Suudi Arabistan da Türkiye’yi dikkate almak zorunda. Ama Türkiye’nin dikkate alınma durumunu kaybetmemek için denge politikası yürütmesi gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin İbrahim İttifakı gibi bir anlaşmaya derhal katılacağını, olumlu tavır takınacağını düşünmüyorum. İkili ilişkilerde Türkiye’nin ilişkileri elbette var ve devam edecek, bu ayrı bir şey.”