- Sputnik Türkiye, 1920
YERİ VE ZAMANI
Ekonomiden siyasete, dış politikadan spora, dünya ve Türkiye’de olup bitenler sonuçlarıyla Güçlü Özgan ile Yeri ve Zamanı programında konuşuluyor.

Soma maden faciasının üzerinden 11 yıl geçti: ‘İlla ölmemiz mi gerekiyor?’

Abone ol
Radyo Sputnik’teki Yeri ve Zamanı programında Güçlü Özgan’ın konuğu olan Soma 301 Madenciler Derneği Başkanı İsmail Çolak, Soma maden faciasının 11. yılında yargı sürecini değerlendirdi.
301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma maden faciasının üzerinden 11 yıl geçti. Faciada 26 yaşındaki oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden Soma 301 Madenciler Derneği Başkanı İsmail Çolak, Yeri ve Zamanı’nda gazeteci Güçlü Özgan’a konuk oldu.
Aşırı kazanma hırsının 301 işçinin katledilmesine neden olduğunu vurgulayan İsmail Çolak, şöyle konuştu:
“13 Mayıs Cumhuriyet tarihimizin ve son yüzyıllarda dünyanın en büyük işçi katliamının yaşandığı gündür. Bu kader ya da fıtrat değil, bunu kabul etmiyoruz. Bu göz göre göre gelen bir cinayettir. 11 yıldır adalet aramamızın sonucunda maalesef adaleti bulamadık. Bulan varsa bize söylesin biz de gidip bulalım. Adil bir yargılanma olmadı. Bu meselenin kamu ayağı da olduğunu söyledik ama yargılamaya izin verilmedi. Adalet yerini bulmadı. Benim çocuğumu öldürenler 5-6 ay cezalarla cezalandırıldı, çoğu da beraat etti. Denetleme yapan müfettişlerde suç bulunmadı.”

‘Yargıya güvenimiz kalmadı’

“Yargıya güvenimiz kalmadı. Konuyu İstinaf ve Yargıtay’a kadar taşıdık ama hiçbir yerde adaleti bulamadık. Verdiğimiz adalet mücadelesinin sonucunda kaybettiğimiz çocuklarımızı getirme şansımızın olmadığını biliyoruz. Ancak Türkiye’de on binlerce insan farklı iş kollarından rızkını kazanırken öldürülmesinler, katledilmesinler. Tedbirleri alsınlar ki bu cinayetler olmasın. Biz bunun için mücadele ettik. Ama maalesef bizim çocuklarımızın katledilmesi yargının olmadığı bir zamana denk geldi.”

‘Suçlular içeride, masum insanlar modern hapishanelerde’

“Anayasa Mahkemesi’ni, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını tanımayan alt mahkemeler var. 301 kişinin ölümünden sorumlu olan hiç kimse içeride değil. Ama 301 kişinin hak ve adalet mücadelesini veren Sayın Selçuk Kozağaçlı ve Sayın Can Atalay içeride. Suçlular dışarıda ama vatandaş için mücadele eden masum insanları modern hapishanelere doldurdular.”

‘İlla ölmemiz mi gerekiyor?’

“Ben emekçi maden işçisiyim. Katliam olan ocakta da yıllarca çalıştım. 13 Mayıs’tan sonra maden ocaklarında fiziki olarak bir şeylerin değiştiği kesin. İzinleri iki güne çıkardılar, maaşlarda biraz düzenleme yaptılar. Ama çalışma şartları çok da kolaylaştırılmış değil. Bunun canlı örnekleri Amasra, İliç, Ermenek. Yine katliamlar devam ediyor. İlla üçer üçer beşer beşer ölmemiz mi gerekiyor?”
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала