‘Hakan Fidan’ın gerçekleştirdiği ziyaretin zamanlaması dikkat çekici’
16:04 23.12.2024 (güncellendi: 11:14 24.12.2024)
Ceyda Karan'la Eksen
Abone ol
Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan'a göre Bakan Fidan'ın Şam ziyaretinin zamanlaması dikkat çekici. ABD'nin Şam'a yönelik yaptırımlarını kaldırmasının tamamen çıkarlarının nereye evrileceği ile alakalı olduğunu vurgulayan Merve Suna Özel Özcan, Trump'ın açıklamalarının da dikkatle ele alınması gerektiğini vurguladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’nin başkenti Şam’a giderek Heyet Tahrir el-Şam(HTŞ) lideri Ahmed eş-Şera ile temaslarda bulundu. İkili, kameralar karşısında poz verdikten sonra birebir görüştü.
Dışişleri Bakanı Fidan, Suriye’de YPG/PYD varlığının kabul edilemez olduğunu ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini vurguladı. Hakan Fidan, sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
“Bugün Şam’da, Suriye’nin yeni yönetiminin lideri Ahmed Şara ile bir araya geldik. Yıllar sonra gerçekleştirdiğimiz bu ziyaret, Suriye halkı için yeni, umut dolu bir dönemin ilk adımı olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, Türk milleti ve devleti dar gününde Suriyeli kardeşlerini yalnız bırakmadı. Bugün de Suriye halkının yanındayız. İhtiyaç duydukları her alanda desteğe hazırız. Suriye için önceliğimiz; ülkede istikrarın ve güvenliğin temini, terörün bertaraf edilmesi, ulusal uzlaşıya ulaşılması, ekonomik kalkınmanın sağlanması ve ülkelerinden yıllardır ayrı olan Suriyelilerin yurtlarına geri dönebilmesini sağlayacak koşulların yaratılmasıdır. Türkiye; güvenli, özgür, müreffeh ve bölge barışına katkıda bulunan bir Suriye’nin kurulabilmesi için her türlü katkıyı verecektir. 14 yıl boyunca verdikleri mücadeleye bizzat şahit olduğum Suriyeli kardeşlerimizi daha güzel günlerin beklediğine yürekten inanıyorum. Misafirperverliklerini özlemişiz.”
Öte yandan İngiliz ve Amerikan heyetleri de Şam’da temaslarda bulundu. ABD, HTŞ lideri Ahmed eş-Şera’nın başına koyduğu 10 milyon dolarlık ödülü kaldırdığını duyurdu.
Suriye’deki gelişmeleri, ABD yaptırımlarını, Donald Trump’ın Türkiye açıklamalarını ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Şam ziyaretini, Kırıkkale Üniversitesi’nden Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan ile konuştuk.
‘Türkiye, Suriye’de çok hızlı bir şekilde aksiyon alıyor’
Türkiye’nin Suriye sahasındaki gelişmeleri yakından takip ederek hızlı bir şekilde aksiyon aldığını belirten Doç. Dr. Özcan, HTŞ lideri eş-Şera’nın takım elbise giyerek kameralar karşısına çıkmasının da bir “dönüşüm” mesajı olduğunu ifade etti:
“Türkiye’nin çok hızlı şekilde bölgedeki gelişmelere ilişkin istihbari, siyasi ve Sayın Hakan Fidan’ın ziyaretiyle son olarak diplomatik aksiyonlar aldığını görüyoruz. Türkiye bölgedeki gelişmelere ilişkin çok hızlı adımlar atmaya başladı. İki ülke arasında 400 yıla yakın bir ilişki var Osmanlı dönemini düşünecek olursak. Son 13 yıl içerisinde iki ülke halkları bir araya geldi. Arap Baharı ile birlikte değişen bir kamu diplomasisi de var. Biz olayın güvenlik ve askeri boyutlarına daha çok odaklanıyoruz fakat aynı zamanda insani bir boyut da var. Bu bağlamda diplomasinin karşımıza çıkması dikkat çekici. Bu görüşme esnasında samimi ilişkiler olduğuna dair uluslararası camiaya net mesajlar verildiğini gördük. Sayın Fidan’ın eş-Şera ile kucaklaşması bunun örneklerinden biriydi. İki ülkenin bayraklarının aynı anda yer alması, Türkiye ve Suriye’nin önümüzdeki dönemde işbirliğine devam edeceğini işaret etti ve Türkiye’nin rolünün belki de bölge ülkelerinden daha fazla kendini gösterdiği bir durum oldu. HTŞ’nin değişen doğasının uluslararası alanda gösterildiği bir örnek oldu. Ahmed eş-Şera, daha ziyade askeri olarak biliniyordu. HTŞ de kökeni itibarıyla el-Kaide yani terör içerisinde bir evre geçirdi. Şu an için diplomatik ve siyasi bir sürecin başladığını, bunun da eş-Şera’nın giydiği kıyafetlerden sembolleşmeyi okuyarak anlayabiliriz. Bir değişimin, bir dönüşümün en önemli örneklerini bu şekilde gördüm. Suriye’deki terörist yaklaşımlar ile okunan HTŞ’nin bugün ABD’nin de devreye girdiği, MİT Başkanı Kalın ile görüşmelerini, 10 milyon dolarlık ödülün kaldırılmasını, Almanya’nın terör listesinden çıkartma yolları aramasını vs. gördük. İngiltere de HTŞ ile görüşmeye yönelik adımlar attı. Uluslararası alanda Türkiye’nin gördüğü gelişmelerin uluslararası alana taşındığını görüyoruz. Türkiye’nin hızlı aksiyon alması belki de diğer aktörlerin bölgede Türkiye’siz süreç olmayacağını anlamasını sağlayabilir.”
‘Şam’a yönelik yaptırımların kaldırılması, ABD’nin çıkarlarının nereye evrileceği ile ilgili’
Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan’a göre ABD’nin güçlü Sezar Yasası yaptırımları, Suriye’deki Beşar Esad yönetimini oldukça olumsuz etkiledi. Batı’nın yaptırımları araçsallaştırdığını ifade eden Merve Özel Özcan’a göre Şam’a yönelik yaptırımların akıbeti konusunda, ABD’nin kendi çıkarları etkili olacak:
“Konu Suriye olunca yaptırımların iki boyutu var. Biri, Türkiye’ye uygulanması planlanan yaptırımlar. Amerika’da son dönemdeki senatörlerin açıklamaları bu bağlamda okunabilir. Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlar gerçekleştirmesi, YPG/PKK/SDG gibi yapılarla karşı karşıya gelmesi sebebiyle yaptırım mesajları verildi. Bu yaptırımlar maalesef araçsallaştırma olarak hep karşımıza çıkıyor. İkinci olarak Suriye’ye yönelik, çok güçlü Sezar Yasası gibi yaptırımlar var. ABD, Suriye’ye sürekli olarak yaptırım uyguladı ve kararları güncelledi. Yeni dönem içerisinde bunların kalkacağına dair işaretleri görmeye başladık bile. ABD’nin HTŞ ile görüşmesi, eş-Şera’nın başındaki ödülün kalkması, Avrupa ülkelerinin görüşmesi vs. önemli gelişmeler. Fakat bu yaptırımlar kaldırılınca HTŞ ile işbirliği mi yapılacak? Yoksa bu yaptırımlar kaldırılmadan 20 Ocak’tan sonra HTŞ’nin tanınmadığı mı ilan edilecek? Burada özellikle Donald Trump’ın kabinesinde çok güçlü bir İsrail, PKK/YPG destekçisi ekip var. Hal böyle olunca Türkiye’nin bölgede olması, HTŞ’nin son dönemdeki açıklamalarıyla tutarlı bir çerçeve çiziyor. Türkiye’nin özellikle güvenlik ve teröri kendi kaynağında yok teme politikasına HTŞ’nin de karşılık verdiğini görüyoruz. Onlar da PKK ve Kürt halkı arasındaki farkı ortaya koydu. Peki bunun ABD’deki yansıması nasıl olur? Burada karşımıza yaptırımlar çıkıyor zaten. Bugün Rusya-Ukrayna savaşında da yaptırımlar önemli bir araç. Bu aracı sistemden çıkartıp çıkarmamak, Batı’nın veya ABD’nin çıkarlarının nereye evrileceği ile ilişkili.”
‘Hakan Fidan’ın gerçekleştirdiği ziyaretin zamanlaması dikkat çekici’
Suriye’de her devletin kendi ulusal çıkarları doğrultusunda hareket ettiğinin altını çizen Merve Suna Özel Özcan, yaşanan gelişmeler ışığında Hakan Fidan’ın Şam ziyaretinin zamanlamasının önemli olduğunu vurguladı:
“Devletleri hep dost-düşmanlıktan ziyade çıkarları doğrultusunda hareket eden aktörler olarak tanımlarız. ABD’nin bölgedeki varlığında, IŞİD üzerinden PKK/YPG’yi araçsallaştırma var. Fakat bir yandan da Suriye’nin kuzeydoğusunda önemli enerji kaynakları var. Bunlar günün sonunda uluslararası sisteme taşınan önemli unsurlar haline geliyor. Bundan kim vazgeçmek ister? Sadece son on yıl içerisinde buradaki terör yapılarının enerji kaynaklarından kazancı 25 milyar doları geçti. Bu, bölge halkına harcanabilecek bir parayken maalesef halka verilmedi. Önümüzdeki süreçte verilecek mi? Belki yaptırımlar kaldırılır ama bir pay alınır arka planda. Veya yaptırımlar kaldırılmaz, destek de çekilir. Böyle gerçeklikler görebiliriz. Günün sonunda tüm devletler kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Türkiye’nin burada istihbari faaliyetleri kendini çok güçlü şekilde gösteriyor. Bunun en somut örneği, Sayın İbrahim Kalın’ın Şam ziyareti sırasında arabada Emevi Camii çıkışında eş-Şera ile verdiği görüntüydü. Bu, MİT’in Suriye’deki varlığının en büyük göstergesi. Bölge çok yakından takip ediliyor. Olumlu ve olumsuz gelişmelere ilişkin de çok hızlı aksiyonlar alınıyor diye düşünüyorum. Hakan Fidan’ın gerçekleştirdiği ziyaretin zamanlaması da dikkat çekici. Yakın zamana kadar Suriye’de sadece geçici maslahatgüzar vardı.”
‘Trump’ın bunu söylemesi düşündürücü’
Donald Trump’ın Türkiye hakkındaki açıklamalarına dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulunan Merve Özel Özcan, Trump’ın ilk başkanlığı döneminde de Suriye’den çekilme vurgusu yaptığını fakat fiilen çekilmediğini hatırlattı:
“Trump belki de günün sonunda en fazla pragmatist hareketlerini söylemsel olarak dile getiren faktör. Trump, Türkiye’nin bölgeyi iyi okuduğunu, güçlü bir ordusu olduğunu ve Suriye’de kazananın Türkiye olduğunu söylüyor. Ama Trump’ın bunu söylemesi de düşündürücü. İnsan, arka planında ne olduğunu merak ediyor. Trump askerlerini çekeceğini söylemişti ama çekmemişlerdi. Suriye’de 900 Amerikan askeri olduğu söyleniyordu. Pentagon 2 bin olduğunu açıkladı. Amerika’nın dahi bölgedeki askerinden haberi yok gibi bir tutum karşımıza çıkıyor. Amerika’da şu anda Biden ve Trump arasında geçiş süreci var. Küreselcilerle karşı karşıya gelen yeni bir yapı var. Bunların kendi içinde devam ettirdiği bir sürecin yansıması olarak mı görmeliyiz? Kızıldeniz’de bir Amerikan uçağı düştü. ABD, kendilerinin vurduğunu söylüyor. Nasıl olabileceği merak ediliyor. Önümüzdeki dönemde Amerikan siyasetinde nasıl bir rota takip edilecek? Mike Waltz’ın açıklamaları çok mühim. Açıklamalarında İsrail’i temel alıyor. Günün sonunda Davut Koridoru mu açılacak sorusu aklımıza geliyor. Suriye şu anda çok boyutlu düşünülmesi gereken bir konu. Amerikan açıklamaları da bu şekilde. Sadece bölgede varlıklarının devamı değil, İsrail ile işbirliği de önemli. Burada yeni aktör olarak İsrail’i mi kullanacaklar? Bu soru yanıtsız. Waltz’un açıklamasında da net değil.”
‘Bir ülkede kadınların refah içinde yaşaması demokratikleşmede önemli bir yere sahiptir’
Suriye’de hükümet ve yeni yönetim kurmaya çalışan HTŞ’nin kadınlarla ilgili açıklamalarını işaret eden Doç. Dr. Merve Suna Özel Özcan, şunları kaydetti:
“Son dönemde Suriye kabine atamalarına dikkat etmek gerekiyor. Umuyoruz ki bölgede istikrar sağlanır ve dedikleri gibi demokratik bir siyasi kurum oluşur. Kadın haklarından da bahsediliyor. İdlib’te üniversitelerde yüzde 60 oranında kadınların eğitim aldığı söyleniyor. Umuyoruz ki bu Suriye geneline yayılır ve kadınların siyasetteki rolü de artar. Bir ülkede kadınların refah içinde yaşaması, günün sonunda toplumun gerçekten gelişmesinde ve demokratikleşmesinde önemli bir yere sahip. HTŞ’nin verdiği mesajlar çok olumlu ama dikkat etmek gerekiyor.”