https://anlatilaninotesi.com.tr/20240725/patrusevden-natonun-karadeniz-planlariyla-ilgili-uyari-1086213230.html
Patruşev'den NATO'nun Karadeniz planlarıyla ilgili uyarı
Patruşev'den NATO'nun Karadeniz planlarıyla ilgili uyarı
Sputnik Türkiye
Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı ve Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi Nikolay Patruşev, NATO'nun Washington'daki zirvede askeri varlığını artırma ve Karadeniz'de... 25.07.2024, Sputnik Türkiye
2024-07-25T18:23+0300
2024-07-25T18:23+0300
2024-07-25T18:23+0300
ukrayna krizi
nikolay patruşev
rusya güvenlik konseyi başkanı nikolay patruşev
ukrayna
karadeniz
nato
abd
montrö
montrö anlaşması
montrö boğazlar sözleşmesi
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e7/0a/1f/1076926346_0:54:1024:630_1920x0_80_0_0_e4f9dfe9144422ef087f4046e8fc71e2.jpg
Rus gazetesi Rossiyskaya Gazeta'ya demeç veren Patruşev, Washington'da düzenlenen NATO Zirvesi’nin sonuçlarını değerlendirdiği konuşmasında, bu zirvenin, “Karadeniz'de seyrüsefer özgürlüğünü korumaya yönelik bir rota ilan eden ateşli Rusya karşıtı ittifakın, aslında askeri varlığını artırma ve bölgede çatışmayı yoğunlaştırma yönündeki hırslı planlarını ortaya koyduğunu” kaydetti.Patruşev, ABD’nin, Karadeniz havzasındaki ülkelerde lojistik merkezler kurarak Ukrayna'ya silah sevkiyatını hızlandırmayı ve modern uzun menzilli silahlar konuşlandırmayı planladığına da dikkat çekerken, “NATO, Karadeniz'de güvenliği sağlama kisvesi altında, hem Rusya hem de bölge ülkeleri için tehlike oluşturan silahlarla Karadeniz'i doldurmuş durumda” ifadelerini kullandı.Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı, sınırları dışındaki deniz üslerinin sayısını küstah bir şekilde arttıran NATO ülkelerinin dünyadaki deniz ve okyanusları kendi etki alanlarına dönüştürmeye çalıştığını da vurgularken, “Bunu yaparken de egemen devletlerin ulusal çıkarlarını sınırlandırmaya çalışıyorlar” diye ekledi.Karadeniz'de tehlike arz eden silahlarla ilgili açıklamasında, Ukrayna donanması tarafından gelişigüzel yerleştirilen mayınların Karadeniz'deki sivil gemileri giderek daha fazla tehdit ettiğini hatırlatan Patruşev, GPS navigasyon hatası nedeniyle rotasını kaybeden Ukraynalı mürettebatsız deniz araçlarının bölgede deniz taşımacılığı için öngörülemeyen bir tehlike oluşturduğunu söyledi.‘ABD ve NATO, Montrö’den memnun değil’Demecinde, Ukrayna'nın NATO güçlerinin Karadeniz'deki varlığını tanımlayan deniz güvenliği stratejisini onaylayan Zelenskiy'in eylemlerine de değinen Patruşev, kendisinin bunu yaparak bir kez daha dünyayı meşruiyetine ikna etmeye çalıştığını, ancak bu stratejinin gerçeklerle hiçbir ilgisi olmadığını kaydederken, Kiev’in yıllardır Karadeniz'e kıyısı olmayan devletlerin Karadeniz sularında kalma rejimini tanımlayan Montrö Sözleşmesi'ni hatırlamamayı tercih ettiğini aktardı.Karadeniz'in geniş çaplı askerileştirilmesi hedefini güden ABD’nin, gemilerin boğazlardan geçişini düzenleyen Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni uzun süredir sorguladığına dikkat çeken Patruşev, NATO’nun kendini kanıtlamış bu belgenin Karadeniz'e kıyısı olan devletlerin gemilerine diğerlerine göre öncelik tanımasından memnun olmadığını belirttiPatruşev, sözlerini şu şekilde tamamladı:Zelenskiy, yakın zamanda imzaladığı kararnamesiyle, farklı birlikleri içeren bir deniz gücü oluşturulmasını ve Karadeniz'de NATO güçlerinin daimi varlığının sağlanmasını öngören Ukrayna'nın deniz güvenliği stratejisine ilişkin Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi kararını yürürlüğe koymuştu.Stratejide belirtilen görevler arasında; silahlı kuvvetlerin tüm kollarıyla bir donanma inşa etmek, NATO üyesi ülkelerle koalisyon oluşturmak, tatbikatlar, manevralar yapmak, Karadeniz'de NATO kuvvetlerinin daimi varlığını sağlamak, Azak-Karadeniz havzasında diğer ülkelerle ortak veya koordineli güvenlik misyonları ile birlikte deniz devriyeleri düzenlemek yer alıyor.Daha önce İsviçre'deki Ukrayna Barış Zirvesi’nin ortak metninde yer alan ‘Karadeniz ve Azak Denizi'ndeki limanlara erişimin yanı sıra serbest, tam ve güvenli ticari seyrüseferin sağlanması’ çağrısı da bu stratejiyle uyuşuyor.Montrö’nün önemiKaradeniz'e kıyısı olan devletler ve kıyısı olmayan devletler arasında hassas dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, hem uluslararası barışa hem de Türkiye’nin egemenliği ve güvenliğine ilişkin önemli hukuki statüye sahip.1936'da imzalanan ve Türkiye'ye İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren bu sözleşme, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verirken, barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiliyor.Anlaşma, ayrıca Türkiye'ye bögede otorite sağlayarak İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini de düzenleme hakkı veriyor.Sözleşme, bölgede savaş ve yakın savaş halinde Türkiye'ye yabancı savaş gemilerinin geçişine kısıtlama koyma yetkisi tanırken, ayrıca önceden haber verme şartının yanında bir seferde geçebilecek savaş gemisi, tipi, sayısı ve ağırlığına sınırlamalar getiriyor.
https://anlatilaninotesi.com.tr/20240718/peskovdan-turkiyenin-karadenizdeki-idari-otoritesine-ovgu-1085971328.html
ukrayna
karadeniz
abd
montrö
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2024
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e7/0a/1f/1076926346_57:0:968:683_1920x0_80_0_0_cc283477184c0e63cb8ef5de4e32b3a9.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
nikolay patruşev, rusya güvenlik konseyi başkanı nikolay patruşev, ukrayna, karadeniz, nato, abd, montrö, montrö anlaşması, montrö boğazlar sözleşmesi, montrö sözleşmesi
nikolay patruşev, rusya güvenlik konseyi başkanı nikolay patruşev, ukrayna, karadeniz, nato, abd, montrö, montrö anlaşması, montrö boğazlar sözleşmesi, montrö sözleşmesi
Patruşev'den NATO'nun Karadeniz planlarıyla ilgili uyarı
Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı ve Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi Nikolay Patruşev, NATO'nun Washington'daki zirvede askeri varlığını artırma ve Karadeniz'de çatışmayı yoğunlaştırma planlarını ortaya koyduğunu söyledi.
Rus gazetesi Rossiyskaya Gazeta'ya demeç veren Patruşev, Washington'da düzenlenen NATO Zirvesi’nin sonuçlarını değerlendirdiği konuşmasında, bu zirvenin, “Karadeniz'de seyrüsefer özgürlüğünü korumaya yönelik bir rota ilan eden ateşli Rusya karşıtı ittifakın, aslında askeri varlığını artırma ve bölgede çatışmayı yoğunlaştırma yönündeki hırslı planlarını ortaya koyduğunu” kaydetti.
Patruşev, ABD’nin, Karadeniz havzasındaki ülkelerde lojistik merkezler kurarak Ukrayna'ya silah sevkiyatını hızlandırmayı ve modern uzun menzilli silahlar konuşlandırmayı planladığına da dikkat çekerken, “NATO, Karadeniz'de güvenliği sağlama kisvesi altında, hem Rusya hem de bölge ülkeleri için tehlike oluşturan silahlarla Karadeniz'i doldurmuş durumda” ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı, sınırları dışındaki deniz üslerinin sayısını küstah bir şekilde arttıran NATO ülkelerinin dünyadaki deniz ve okyanusları kendi etki alanlarına dönüştürmeye çalıştığını da vurgularken, “Bunu yaparken de egemen devletlerin ulusal çıkarlarını sınırlandırmaya çalışıyorlar” diye ekledi.
Karadeniz'de tehlike arz eden silahlarla ilgili açıklamasında, Ukrayna donanması tarafından gelişigüzel yerleştirilen mayınların Karadeniz'deki sivil gemileri giderek daha fazla tehdit ettiğini hatırlatan Patruşev, GPS navigasyon hatası nedeniyle rotasını kaybeden Ukraynalı mürettebatsız deniz araçlarının bölgede deniz taşımacılığı için öngörülemeyen bir tehlike oluşturduğunu söyledi.
‘ABD ve NATO, Montrö’den memnun değil’
Demecinde, Ukrayna'nın NATO güçlerinin Karadeniz'deki varlığını tanımlayan deniz güvenliği stratejisini onaylayan Zelenskiy'in eylemlerine de değinen Patruşev, kendisinin bunu yaparak bir kez daha dünyayı meşruiyetine ikna etmeye çalıştığını, ancak bu stratejinin gerçeklerle hiçbir ilgisi olmadığını kaydederken, Kiev’in yıllardır Karadeniz'e kıyısı olmayan devletlerin Karadeniz sularında kalma rejimini tanımlayan Montrö Sözleşmesi'ni hatırlamamayı tercih ettiğini aktardı.
Karadeniz'in geniş çaplı askerileştirilmesi hedefini güden ABD’nin, gemilerin boğazlardan geçişini düzenleyen Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni uzun süredir sorguladığına dikkat çeken Patruşev, NATO’nun kendini kanıtlamış bu belgenin Karadeniz'e kıyısı olan devletlerin gemilerine diğerlerine göre öncelik tanımasından memnun olmadığını belirtti
Patruşev, sözlerini şu şekilde tamamladı:
Kendisine devlet başkanı diyen Zelenskiy, bu tür belgeleri imzalayarak bir kez daha Ukrayna halkını ve dünya kamuoyunu Kiev'in neo-Nazi yetkililerinin meşruiyetine ikna etmeye çalışıyor. Kabul edilen stratejide, mevcut gerçeklerle uyuşmayan ifadelerin ana hatlarını çizdi. Şu anda Azak Denizi Rusya Federasyonu'nun bir iç denizi ise ve bu da Ukrayna'nın Azak su alanına erişimini hem fiilen hem de hukuken kaybettiği anlamına geliyorsa, Ukrayna Donanması'nın Azak Denizi'ndeki hangi görevlerinden ve tatbikatlarından bahsedebiliriz? Rusya’nın eylemleri, aynı zamanda NATO'nun Azak Denizi'nde bir deniz üssü kurma ve filoyu kullanarak askeri maceralar gerçekleştirme planları da engellenmiş oldu.
Zelenskiy, yakın zamanda imzaladığı kararnamesiyle, farklı birlikleri içeren bir deniz gücü oluşturulmasını ve Karadeniz'de NATO güçlerinin daimi varlığının sağlanmasını öngören Ukrayna'nın deniz güvenliği stratejisine ilişkin Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi kararını yürürlüğe koymuştu.
Stratejide belirtilen görevler arasında; silahlı kuvvetlerin tüm kollarıyla bir donanma inşa etmek, NATO üyesi ülkelerle koalisyon oluşturmak, tatbikatlar, manevralar yapmak, Karadeniz'de NATO kuvvetlerinin daimi varlığını sağlamak, Azak-Karadeniz havzasında diğer ülkelerle ortak veya koordineli güvenlik misyonları ile birlikte deniz devriyeleri düzenlemek yer alıyor.
Daha önce İsviçre'deki Ukrayna Barış Zirvesi’nin ortak metninde yer alan ‘Karadeniz ve Azak Denizi'ndeki limanlara erişimin yanı sıra serbest, tam ve güvenli ticari seyrüseferin sağlanması’ çağrısı da bu stratejiyle uyuşuyor.
Karadeniz'e kıyısı olan devletler ve kıyısı olmayan devletler arasında hassas dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, hem uluslararası barışa hem de Türkiye’nin egemenliği ve güvenliğine ilişkin önemli hukuki statüye sahip.
1936'da imzalanan ve Türkiye'ye İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren bu sözleşme, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verirken, barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiliyor.
Anlaşma, ayrıca Türkiye'ye bögede otorite sağlayarak İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini de düzenleme hakkı veriyor.
Sözleşme, bölgede savaş ve yakın savaş halinde Türkiye'ye yabancı savaş gemilerinin geçişine kısıtlama koyma yetkisi tanırken, ayrıca önceden haber verme şartının yanında bir seferde geçebilecek savaş gemisi, tipi, sayısı ve ağırlığına sınırlamalar getiriyor.