Eski TBMM Başkanvekili Korkmazcan: İran’da Reisi’nin politikaları değişmez
‘Reisi’nin son yaptığı konuşma İran’ın yol haritası’
“İran Astana sürecinin bölgemiz için anlamının tam idraki içerisinde ve en önemlisi rahmetli Cumhurbaşkanının Azerbaycan hududunda verdiği mesajdır. İranlılar onu artık milli vasiyet olarak kabul ediyorlar. O son toplantıda Azerbaycan ve İran cumhurbaşkanının verdiği mesaj adeta İran devletinin bundan sonraki yol haritası gibi. Biz bölge ülkeleri olarak ortak iş yapabildiğimizi gösteriyoruz. Bunun yapılmaması için bir sürü güç 60-70 yıldan beri uğraşıyor. Son mesajları bölge ülkelerinin birliği meselesidir.”
‘Türkiye İran birlikte strateji belirlemeli’
“Önümüzdeki yıl İran-Türkiye kültür yılı ilan edilmiş. Bizden birtakım beklentileri var. İran uluslararası politikalarını Türkiye’nin pozisyonu ile paralelleştirme arayışı içinde. Tarih boyunca da böyle olmuştur. Dünya şu anda çok önemli bir geçit noktasında. Eski paradigmalarla dünyanın yol alması mümkün değil. Bu yeni oluşacak dünya mimarisinde Türkiye ve İran’a bir rol düşmüyor mu? Bu rol ikimizin beraber hareket etme zorunluluğunu getirmiyor mu? Bunda mutabıkız. Onlar Türkiye’den bu konudaki stratejik planlamanın önerilerini bekler vaziyetteler benim algıladığım kadarıyla. Bu yapılabilirse İran ile Türkiye’nin merkezinde olduğu bir bölge planlaması mutlaka Rusya’nın, Azerbaycan’ın, Türk Cumhuriyetlerinin, son gelişmelere bakarsak Gürcistan’ın ve Ermenistan’ın da içinde olacağı, aynı şekilde Suriye’nin ve Irak’ın içinde olacağı bir güç ortaya koyacaktır. Bu güç ister istemez şu anda köşeye sıkışmakta olan Arap yönetimlerini de bura ile işbirliği yapmaya itecektir. Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkeleri Türkiye ile İran’ın oluşturacağı eksen etrafında zaman içinde yer alacaklardır.”
‘Reisi’nin ölümü sonrası İran halkı kenetlenmiş durumda’
“Daha önceki İran meclisine yaptığımız ziyaretlerde normal hayat şartları içinde yaşayan İranlıları görüyordum. Şimdi bir seferberlik hallet-i ruhiyesi içinde bir insanlık davasının ön safhında mücadele eden insanlar haleti ruhiyesinde olduklarını tespit ettim. Bir tarafta kayıplarından dolayı matem var, bir taraftan da yürüttükleri mücadelenin ne kadar zor şartlar altında olursa olsun gerektirdiği fedakârlıklara katlanma kararı ve iradesi vardı.”
‘İran’ın yası çözüme dönüştürme yeteneği var’
“İran halkı büyük bir kayba uğradı, büyük bir yas içinde ama bu yası, acıyı çözüme çevirebilme yeteneği İran halkında vardır. Türkiye’nin ortaya koyacağı antiemperyalist çizgideki her kararlı davranış İran halkı tarafından da desteklenecektir. Bunu bilelim, bu güvenle adımlarımızı atalım. İran ile Türkiye’nin birlikte kararlaştırdığı yol haritası anında Rusya, Çin, Hindistan gibi yerlerde yankı uyandıracaktır ve bu saldırgan emperyalizmi durduracaktır. Üçüncü dünya savaşını önlemenin de anahtarı budur. Hedefte olan merkez ülkeler bizim bölgemiz, kendi bölgemizde bir direniş çekirdeği oluşturursak bu dünyadan taraftar toplayacaktır. Böyle bir barış yüzyılı başlayabilir.”
‘İran ambargolara ve saldırılara karşı kararlı duruyor’
“İran halkı 40 yıldan beri bir ambargo altında. Ekonomik bakımdan kuşatılmışlık konumunda. Dünyadaki temsilcilikleri tehdit altında. Üstelik Irak’la yapmış oldukları savaşın yorgunluğu içerisinde buna rağmen yeni dünya düzeninin oluşması için kendi rahatlarının üzerinde bir görev yapıyorlar. Bu olsa olsa binlerce yıllık devlet geleneğinin ve İran ile Turan halklarının kardeşliği bilincinin bir yansımasıdır. Çünkü bizim derin Asya kültüründe devlet yeryüzünde Tanrı’nın gölgesi olarak tarif edilir. Devlet tehlike altına girdiğinde halk her türlü günlük çıkarı kenara bırakarak milli mücadele için seferber olur ve bunun için herhangi bir çağrı beklemez. Batı ülkelerinde idarenin davetleri vs. Beklenir. İran’da bunu somut olarak gösteren kalabalıkları gördük.”
