Yazar Ecem Kodak: ‘Toplumumuzun %65’i deniz kıyılarında yaşıyor fakat su dünyasını tanımıyor’
16:04 21.04.2024 (güncellendi: 11:01 22.04.2024)
Serhat Sarısözen'le Gündem Dışı
Abone ol
Su bilimleri mühendisi Ecem Kodak, Serhat Sarısözen’le Gündem Dışında stüdyo konuğu oldu.
Türkiye’nin deniz biyoçeşitliliğini ve iklim krizinin su yaşamına etkisini işlediği Deniz Dinozorunun Sırrı kitabına ilişkin konuşan Ecem Kodak şunları kaydetti:
“2021 yılında Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununun ardından bu konuda insanları bilinçlendirmem gerektiğini düşündüm. Çocuklarla ilgili bir çalışma yapmanın daha faydalı olacağına kanaat getirdim ve yaratıcı dramanın çocuklara ulaşmak konusunda kolaylaştırıcı rol üstleneceğini düşünerek Yaratıcı Drama Eğitmenliği eğitimi aldım. Bunun ardından Deniz Dinozorunun Sırrı’nı yazdım. Kitapta Türkiye’nin deniz biyoçeşitliliğini ve iklim krizinin su yaşamına etkisini işledim. Deniz Dinozorunun Sırrı’yla bağlantılı bir drama atölyesi de hazırladım. Böylece çocukların hem okuyarak hem de yaşantı deneyimleyerek su altı canlılarını tanımasını, benimseyip korumasını amaçlıyorum.”
“Türkiye suyla teması düşük bir ülke” diyen Kodak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Toplumumuzun %65’i deniz kıyılarında yaşıyor fakat su dünyasını tanımıyor. Bu konuda bir temassızlık var… Bizim daha su canlılarını tüketme konusunda bile almamız gereken çok yol var. Doğru düzgün balık bile tüketmiyoruz.”
Çocukların hem okuyarak hem de deneyimleyerek su altı canlılarını tanımasını, benimseyip korumasını amaçladığını belirten ve çocuklarda deniz okuryazarlığını artırmayı hedefleyen bir proje geliştiren Kodak şu ifadeleri kullandı:
“İklim krizinin etkisiyle göller kurutur. Bu, çok büyük bir kayıp. Üç tarafımız denizlerle çevrili, içeride su kaynaklarımız var elde olunca kıymeti bilinmiyor… Şu an mikro plastikler önemli bir sorun. Bunu yiyen canlıların içinde birikiyor. Biz onları yiyoruz, bizim içimizde de birikiyor. Suyun yapısını bozdukça iklim krizini daha da tetikliyoruz. Oradaki canlıları yok ediyoruz, dolayısıyla besin zincirini de yok etmiş oluyoruz.”