'Öyle 6 kişinin yapamayacağı, mutlaka devletlerin, Batılı istihbaratın olduğu bir tablo görünüyor'
22:53 13.03.2023 (güncellendi: 12:07 15.03.2023)
'Öyle 6 kişinin yapamayacağı, mutlaka devletlerin, Batılı istihbaratın olduğu bir tablo görünüyor'
Abone ol
Yücel Özdemir’e göre Kuzey Akım terör saldırılarına dair Batı basınında çıkan ‘Beş adam, bir kadın ve bir yat’ haberleri ‘müthiş bir hikâye’. Scholz’un sürpriz ABD ziyaretine dikkat çeken Özdemir, bu haberlerin hemen ardından gelmesine dikkat çekti. Özdemir, saldırının arkasında Ukrayna’nın olmasının Kiev’e yardımları sorgulatacağını anımsattı.
Almanya ile Rusya arasındaki stratejik sivil altyapı olan Kuzey Akım boru hatları, bilhassa Baltık Denizi’nin altından geçen Kuzey Akım-2’ye yönelik terör saldırıları Batı’nın yeni ‘anlatı’ hamlesiyle iyice tuhaf bir görünüm kazandı. 26 Eylül’de gerçekleştiği belirtilen saldırının ‘olağan şüphelisi’ hattı bitirmeye yemenli ABD yönetimi iken, özellikle Almanya, İsveç ve Danimarka’nın aylardır doğru düzgün soruşturma yapmaması ve dünya kamuoyunu bilgilendirmemesi dikkat çekmişti. Bu ülkeler Rusya’nın ortak soruşturma taleplerini de reddetmişti. Ancak ABD yönetimi içinde ‘derin gırtlak’ diye anılan kaynakları bulunduğu bilinen Pulitzer ödüllü ünlü araştırmacı gazeteci Seymour Hersh’ün terör saldırısını Biden yönetiminin planlayarak icra ettiğine dair geniş kapsamlı haberi ortalığı karıştırdı. Batı medyası Hersh’ü karalamaya ve küçümsemeye çalışarak habere adeta yer vermemeye çalışsa da tartışılmasına engel olamadı.
Hersh’ün 8 Şubat’ta yayınlanan haberinden epey bir süre sonra bu kez ABD, Almanya ve Britanya’nın üç gazetesinde eşzamanlı olarak Kuzey Akım-2’ye yönelik terör saldırısını ‘Ukrayna yanlısı bir grubun’ düzenlediği iddiası ismi anılmayan istihbarat kaynaklarına dayanılarak sunuldu. Buna göre Ukraynalı bir zenginin finanse ettiği 5 adam, bir kadın 15 metre uzunluğundaki Andromeda isimli yelkenli bir yata atlayıp sıkı güvenliğin bulunduğu bir denizde eylül başlarında çok sağlam inşa edilmiş olan hatta patlayıcıları yerleştirmişler. Sonra da sahte pasaportları ve patlayıcı izlerini yatta bırakıp gitmişler.
Bu anlatı dünya kamuoyunu ikna etmezken, üç gazete aracılığıyla piyasaya sürülmesinden hemen öncesinde Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un sürpriz ABD ziyareti dikkat çekti. Scholz, Biden ile görüşmesi sonrası ortak basın toplantısı da düzenlemedi. Alman kamuoyunda ise ‘yat hikayesi’ alıp başını yürümüş durumda.
Gelişmeleri Evrensel Gazetesi Almanya temsilcisi Yücel Özdemir ile konuştuk.
‘Filmleri andıran Andromeda yatının peşinde…’
Yücel Özdemir’e göre, Almanya medyası aylar sonra Kuzey Akım-2 hattına terör saldırısıyla ilgili yeni anlatıyı geniş biçimde işlemeye başladı. ‘Beş Adam, bir kadın ve bir yat’ hikayesinin detaylarının genişçe yazıldığını aktaran Özdemir, Almanya kamuoyunun tepkisi için “Yutup yutmadıklarını sonradan göreceğiz. Ama şimdi müthiş bir hikaye var” yorumu yaptı:
“Filmleri andıran Andromeda yatının peşinde, gazeteler uzun uzun olayları anlatmaya başladılar. Bu hafta Der Spiegel dergisi bir ekibi bu işle görevlendirmiş ve onlar da üç sayfa epey ayrıntılı yazmışlar. Yatın 6 Eylül’de kiralandığını, daha sonra Rügen Adası’na götürüldüğünü söylüyorlar. Oradan bazı kişiler görmüş ama içeride bir kadın var mıydı, o bile tartışmalı. Bu hikayede Polonya’daki bir firma var, arkasında iki Ukraynalının olduğu. Yat kiralanmış ve operasyon için yola çıkarılmış. Hem Spiegel’daki uzun yazıda hem de Süddeutsche Zeitung’daki yazıda patlayıcılar için çok güçlü onun için küçük hacimli tezi var, böyle bir şey olabilir, yani net bir şey yok. Patlamanın ne zaman olduğu, uzaktan kumanda mı hemen ayrıldıktan sonra mı yapıldı, belirsizlik devam ediyor. Suyun 70 metre altına dalmanın basit bir iş olmadığını hepsi ifade ediyor. Bu hemen birkaç kişinin gidip operasyon yapabileceği bir şey değil. Zaten ilk patlama olduğunda herkes ‘Bunun arkasında mutlaka bir devlet var. Devlet olmadan bu iş olmaz’ dediler. O devleti o zaman Rusya olarak gösteriyorlardı. Kendi ürettiği malı Rusya neden bombalasın, böyle bir çılgınlık yapabilir mi? Çılgınlık şimdi geri döndü Batı ittifakına. Acaba kim ne kadar bu meseleye yol verdi, o tartışılıyor. Almanya güvenlik birimleri konuyu araştırıyor.”
‘Scholz’un ABD ziyareti sürpriz bir ziyaretti’
Özdemir, Almanya’nın elinde saldırıya dair yeterli bilgi olduğu görüşünde. Almanya Şansölyesinin ABD’ye alelacele sürpriz ziyarette bulunmasına dikkat çeken Özdemir, Scholz’ün yanına gazetecileri almaması ve Biden ile görüşme sonrası ortak basın toplantısı yapılmamasının da şüphe yarattığını vurguladı. Özdemir, “Artık bir şeyler mi istedi, bir pazarlık mı yaptı, bilmiyoruz” dedi:
“Bu gelişmelerle Almanya’nın çok fazla bilgiye sahip olduğu ortada. Almanya’nın elinde Kuzey Akım hatlarının patlatılması konusunda yeteri kadar bilgi var. Bu benim iddiam, elimizde bir bilgi yok. Scholz meclisteki konuşmasından sonra alelacele Amerika’ya gitti. Bu bilinmeyen bir ziyaretti ve normal bir ziyaret değildi. Yanına gazetecileri de almadı. Scholz’un hangi havaalanından gittiği de ayrıntılı paylaşılmadı. En önemlisi politik bir ziyaret olsaydı, ABD Başkanı ile ortak bir basın toplantısı düzenlerdi ve Ukrayna’daki durum ile ilgili siyasi analizlerde bulunurdu. Bundan sonraki yol haritası konusunda biraz bilgi verirdi. Ama ortak bir basın toplantısı düzenlenmedi. Bu gazeteci olarak baktığımda normal bir durum değil ve anlaşılan o ki politikten çok teknik bir ziyaret. Muhtemelen Almanya, Kuzey Akım’a yönelik saldırılar konusunda elindeki bilgilerin büyük kısmını Amerika ile paylaşmıştır. Artık bir şeyler mi istedi, bir pazarlık mı yaptı, ya da nasıl bir yol haritası izlenmesi gerektiği konusunda bilgi mi paylaşıldı bilemiyoruz.”
‘Öyle altı kişinin yapamayacağı, mutlaka devletlerin, Batılı istihbarat örgütlerinin olduğu bir tablo görünüyor’
‘Beş adam, bir kadın ve bir yat’ anlatısının Özdemir’e göre Scholz’ün ziyaretinden sonra basına sunulması dikkat çekici. Soruşturmanın Alman Federal Savcılığı’nda olduğunu belirten Özdemir, yayınlananların pek de ikna edici bulunmadığının altını çizdi:
“NYT’deki ilk bilgiler de Scholz’un ziyaretinden sonra ortaya çıktı. Scholz’un Beyaz Saray’a verdiği bilgiler örtülü bir şekilde sızdırıldı. Almanya’da Die Zeit gazetesi bu olanları daha ayrıntılı yazmaya başladı. Asıl bilgi kaynağının soruşturmayı yürüten Alman Federal Savcılığı olduğunu söyleyebiliriz. Bütün bilgilerin orada toplandığını ve soruşturmanın orada kilitlendiğini görüyoruz. Almanya’da kilitlendiğini söyleyebiliriz. Almanya’nın nasıl bir tavır izleyeceği, ne kadar hareket edeceğini bilemiyoruz. Ama ortada sırf öyle altı kişinin yapamayacağı, mutlaka devletlerin olduğu, Batılı istihbarat örgütlerinin olduğu bir tablo görünüyor. Bu da biliniyor. Çünkü gazeteciler de bunları yazarken biraz soru işaretleriyle ifade ediyorlar, ‘Gerçek mi bütün bunlar?’. Tam ikna olunmuş bir senaryo değil.”
‘Asıl konuyu ortaya çıkaran da emniyet teşkilatında bir meraklı polis!’
Saldırının arkasında Ukrayna yönetiminin olabileceğine dair fısıltılar olduğunu ancak bunun çok fazla dillendirilmediğini de belirten Özdemir, bunların doğru çıkması halinde Kiev’e yapılan askeri yardımların sorgulanacağı görüşünde:
“Belki ifade edilmiyor ama arkasında Ukrayna yönetiminin olabileceğine dair dolaylı cümleler var. Bunun bir devlet terörü saldırısı olduğu, başından itibaren ifade edilmiş. Eğer bu çıkarsa o zaman Ukrayna’ya askeri yardımların hepsinin sorgulanması gerekiyor. Yardım ettiğiniz bir ülkenin böylesine bir saldırıyı düzenlemesi, ki sonuçta Rusya ve Almanya bu hakların muhatabı, bunları kullanan, işleten, enerji transferi yapan iki önemli ülke. Ve bu ortak hatlara saldırı olması, devletin arkasında olması durumunda ve daha net bilgiler ortaya çıktığı takdirde Ukrayna ile ilgili yaklaşım Almanya’dan başlayarak Avrupa’da değişmeye başlayacak. Bu net görünüyor. En azından Almanya’da hükümet içinde bazı kesimler Ukrayna’ya bu şekilde sınırsız destek, silah yardımının verilmesi ne kadar doğrudur sorusunu bence soracaklar. Daha senaryonun ayrıntılarıyla, filmlerdeki gibi nereden nereye gittiler, nasıl taşıdılar sorularını cevaplamaya çalışıyorlar. Alman istihbarat örgütleri bütün bu bilgilerden haberdar değil. Asıl konuyu ortaya çıkaran da emniyet teşkilatında bir meraklı polis, o dönemlerde bölgede kiralanan yatları incelemiş, kimler tarafından kiralandığını ve yörüngelerinin ne olduğunu incelemeye başlayınca bu saldırıda kullanılan yatın, senaryoda Andromeda’nın kullanıldığı ifade ediliyor. Ama bu kadar güvenliğin olduğu, suların koruma altına alındığı, bir sürü teknolojik yatırımların yapıldığı bir ortamda Almanya devletinin haberi olmadan bir yatın bu şekliyle sınır sınır gidip geri dönmesi pek akla uygun bir durum değil.”
