Deniz Zeyrek'ten 'sahte doktor' yazısı: Çifte standart mı kasıt mı?
08:17 02.12.2022 (güncellendi: 09:29 02.12.2022)
© İHASahte doktor Ayşe Özkiraz
© İHA
Abone ol
Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, İstanbul'da sahte diploma ve belgelerle 1 yıl boyunca doktorluk yapan Ayşe Özkiraz'a ilişkin gelişmeleri köşesine taşıdı.
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinde yayınlanan köşe yazısında, bir süre önce hastalara kötü muamele gerekçesiyle kapatılan özel hastaneleri hatırlatarak, "Madem özel hastanelerde personel hatası olunca bütün hastane kapatılıyor, o zaman Çerkezköy'deki bu büyük “müteselsil” ihmalin sorumluluğu neden sadece bir idealist hekime yıkılmaya çalışılıyor?" diye sordu.
Yazının ilgili kısmı şöyle:
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olayla ilgili müfettiş görevlendirdiklerine dikkat çekip şöyle demiş: “Göreve başlaması ve maaş alması gibi bir durum söz konusu değil. Bize herhangi bir belge, beyanda bulunmuşluğu yok. Bu, tamamen hastanede uzman arkadaşa sahte belgelerle sadece gözlemlemek amacıyla kendisine inandırmış olduğu anlaşılıyor. Durum ortaya çıktığında gereken tedbir alınır.”
Hem hastanenin hem Bakan Koca'nın açıklamasından anlaşılıyor ki kabak sahte doktora inanan, onun gözlem için hastaneye gelip gitmesi için referans olan genç, idealist bir uzman hekime kesilecek. Geri kalan tüm sorumlular, kontrolün tamamen kaybedildiği sağlık sistemi temize çıkacak. Bu kadar basit mi peki? Aynı zamanda özel hastane sahibi olan Sağlık Bakanı Koca, personel hataları ortaya çıkan rakip özel hastaneleri hiç affetmiyordu oysa!
Mesela Ataşehir'de özel bir hastanede görevli bir personel, kadın hastayla alay edip o anları kameraya almış. Hastane personele işten çıkarma cezası verdiği halde, Koca hastaneyi kapattırmayı tercih etmiş. Aynı şekilde Tokat'ta bir özel bir hastanede iki sağlık görevlisi felçli bir hastaya kötü muamele etmiş. Hastane iki personele de işten çıkarma cezası verdiği, suç duyurusunda bulunduğu halde Koca o hastaneyi de kapattırmış.
İki özel hastanede personelin hastalara yaptıkları elbette kabul edilemez. Ancak bir de madalyonun öteki yüzü var: Kapatılan özel hastanelerde tedavileri devam eden, yeni ameliyat olmuş onlarca hasta, işini idealist bir şekilde layıkıyla yapan yüzlerce sağlık çalışanı vardı. Kapatma kararlarının ardından hepsi mağdur oldu. Ameliyattan yeni çıkmış hastalar dahi ambulanslarla devlet hastanelerine sevk edildi. İki hastanede görev yapan sağlık çalışanları, o hastanelerin yaşayacağı ekonomik kayıplar nedeniyle işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya. (Bir de şu var: Hastaneler savaşta, olağanüstü hallerde dahi kapatılmaz. Gerekirse kamu yönetimi devralır ve hastane faaliyetlerine devam eder.)
Şimdi adil olmak şu soruları sormayı gerektirmez mi: – Madem özel hastanelerde personel hatası olunca bütün hastane kapatılıyor, o zaman Çerçezköy'deki bu büyük “müteselsil” ihmalin sorumluluğu neden sadece bir idealist hekime yıkılmaya çalışılıyor? – Çerkezköy'de yaşanan büyük skandal Sağlık Bakanlığı tarafından bir kişinin üzerine yıkılarak kapatılmaya çalışılırken, aynı Sağlık Bakanlığı'nın (bakanın hastanelerine rakip) özel hastaneleri (hastaneler ilgili personele en ağır cezayı verdiği halde) tamamen kapatması nasıl açıklanabilir: Devletle özel arasında uygulanan sıradan bir çifte standart mı? Özel hastane rekabetinden kaynaklanan kasıtlı bir kapama mı?