Rus Dışişleri: START-3 istişare toplantısının yılsonuna kadar yapılması pek mümkün görünmüyor
© Sputnik
/ Abone ol
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Stratejik Saldırı Silahlarının Yasaklanması Anlaşması (START-3) Rus-Amerikan istişare komisyonu toplantısının bu yılsonuna kadar yapılma olasılığının düşük olduğunu belirtti.
Moskova’da düzenlenen basın toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulunan Ryabkov, START-3 anlaşması çerçevesinde Rus-Amerikan istişare komisyonu toplantısının bu yılsonuna kadar yapılma olasılığının düşük olduğunu, Moskova’nın söz konusu zaman dilimine odaklanmadığını söyledi.
Ryabkov, “Yıl sonuna kadar pek mümkün görünmüyor. Yılsonuna odaklanmıyoruz. Ve şu anda bu yeni önerileri nasıl ve ne zaman yapacağımızı ve nihai olarak hangi zaman dilimine odaklanacağımızı konuşmak için erken” diye konuştu.
Daha önce Rusya Dışişleri Bakanlığı, 29 Kasım-6 Aralık tarihlerinde Kahire'de yapılması planlanan START-3 istişarelerinin ileri bir tarihe ertelendiğini bildirmişti.
‘START-3 komisyon toplantısının tarihini erteleme kararı siyasiydi’
START-3 ikili istişare komisyonunun ertelenmesi kararının siyasi olduğuna, Washington’un Moskova'dan gelen sinyalleri hesaba katmak istemediğine dikkat çeken Ryabkov, şunları söyledi: “Genele bakıldığında gelişmeler bize başka seçenek bırakmadı, karar siyasi düzeyde verildi. Amerikalı meslektaşlarımızın bazı alanlarda sadece sinyallerimizi algılamak ve önceliklerimizi dikkate almak konusunda isteksizlik göstermekle kalmayıp ters yönde hareket ettikleri bir durumla karşı karşıya kaldık.”
‘İstişare çerçevesinde ABD için öncelik teftişlerin yeniden başlamasıydı, Rusya içinse öncelik diğer konulardı’
Rus diplomat, START-3 ikili istişare komisyonunun ertelenen toplantısında ABD'nin teftişlerin yeniden başlatılmasına odaklanılmasını istediğini, Moskova'nın ise farklı öncelikleri olduğunu söyledi.
“Bu arada, sözleşme kapsamında uzlaşma sorunları da dahil olmak üzere diğer sorunları çözmek bizim için bir öncelik oldu ve olmaya devam ediyor” diyen Ryabkov, şöyle devam etti: “Moskova ile Washington arasında sadece öncelik değil, aynı zamanda değer kopukluğu olmak üzere derin bir kopukluk söz konusuyken Amerikan tarafında bu yönde ilerlemek için en ufak bir istek dahi görmedik.”
Daha önce her şeye rağmen uzlaşma konularında karşılıklı anlayış bulma alanında bazı ilerlemelerin sağlandığını söyleyen Ryabkov, “Fakat toplamda tüm bunlar ertelemenin ön koşullarını belirledi, iptal değil, erteleme olduğunu vurgulamak isterim” ifadelerini kullandı.
'Rusya ve ABD arasında Ukrayna konusunda diyalog yok’
Rusya ve ABD arasında Ukrayna konusunda herhangi bir diyaloğun olmadığını söyleyen Ryabkov, şöyle konuştu:
“Ukrayna'da olup bitenlerle ilgili çelişkilerin giderilebileceği herhangi bir kanalın olduğundan habersizim. Kesinlikle habersizim. ABD ile Ukrayna konusunda bir diyaloğumuz yok, zira pozisyonlarımız kökünden farklı.”
‘Amerikalılara, gerginliği tırmandırma ve bu çatışmaya daha derinden müdahil olma çizgilerinin ağır sonuçlar doğuracağına, risklerin arttığına dair sinyaller gönderiyoruz’
İki ülke arasında periyodik olarak Moskova ve Washington’un şu ya da bu eyleminin diğer tarafta ne şekilde algılandığına dair sinyaller gönderildiğini, ancak yaklaşımların zıt olmasının ve argümanların örtüşmemesinin bu diyaloğun gelişmesini engellediğini söyleyen Ryabkov, şöyle devam etti:
“Amerikalılara, gerginliği tırmandırma ve bu çatışmaya daha derinden müdahil olma çizgilerinin ağır sonuçlar doğuracağına, risklerin arttığına dair sinyaller gönderiyoruz. Amerikalıların neler söylediğini kamuya açık yorumlardan rahatlıkla tahmin edebilirsiniz. Defalarca yalanlamamıza ve pozisyonlarla ilgili ayrıntılı açıklamalarımıza rağmen, örneğin kendi sözleri ile sorumsuz nükleer retorik üzerine spekülasyon yapmaya devam ediyorlar. Kısaca askeri doktrinimizde ve nükleer caydırıcılık alanındaki devlet politikamızın temellerinde yazılanlardan hiçbir sapma olmadığı anlamına gelen (ve Ukrayna’da ve etrafında olup bitenlerin etkilemediği) yaklaşımımızın özünü her düzeyde ayrıntılı olarak açıklamışken Amerika'da kimlerin bu tür suçlamalara gerekçe bulabileceğini bilmiyorum.”