00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
11:00
5 dk
HABERLER
12:00
5 dk
EN ÇOK OKUNAN 5 HABER
12:35
19 dk
HABERLER
13:00
5 dk
HAFTA SONU HALLERI
13:05
115 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
6 dk
HABERLER
17:00
5 dk
HABERLER
18:00
7 dk
HABERLER
11:00
6 dk
HABERLER
12:00
6 dk
TARİHTE BUGÜN
12:11
3 dk
EN ÇOK OKUNAN 5 HABER
12:29
19 dk
HABERLER
13:00
5 dk
HAFTA SONU HALLERI
13:06
114 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:00
6 dk
HABERLER
18:00
5 dk
TARİHTE BUGÜN
20:30
3 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

Enerji kriziyle Almanya sanayisizleştiriliyor, Yeşillerin elitleri 'ABD ne derse o olur' noktasında

Enerji kriziyle Almanya sanayisizleştiriliyor, Yeşillerin elitleri 'ABD ne derse o olur' noktasında
Abone ol
Özel
Osman Çutsay'a göre enerji kriziyle Almanya sanayisizleştiriliyor, Yeşillerin elitleri 'ABD ne derse o olur' noktasında. Çutsay, Çin konusunda Alman hükümetinde ciddi sürtüşmelere işaret etti. Borrell'in 'bahçe-cangıl' metaforunun ise geçiştirildiğini belirten Çutsay, "Almanya’da bazı şeylerin konuşulması gerçekten sorun, medya abluka altında" dedi
Almanya'daki Olaf Scholz yönetimi, Ukrayna krizi nedeniyle Rusya Federasyonu'na uygulanan ekonomik savaşın Avrupa'da en çok sıkıntı yarattığı ülkelerin başında geliyor. Merkel döneminde kotarılan BM onaylı Minsk anlaşmalarının ABD yönetimi tarafından taammüden öldürülmesini izleyen Alman hükümeti, bu süreçte ucuz Rusya enerjisinden olurken, küresel ekonomideki iddialarını da terk ediyor.
Eylül sonunda Rusya Federasyonu ile ortak projesi olan Kuzey Akım-2'nin açılmasını talep eden gösterilere sahne olan Almanya, bu hatta yönelik terör saldırısının ardından pahalı ABD LNG'sine mecbur kalmış görünüyor. Ülkede 1951'den bu yana en yüksek seviyesine ulaşan yüzde 10'ları bulan enflasyonist ortamda tasarruf önlemleri devreye sokulmaya çalışılıyor. Yeşiller Partili Dışişleri Bakanı Annalena Baerboch, Alman seçmenlerinin hilafına Ukrayna'ya askeri destek politikalarını sürdürme kararlılığını ifade ediyor. Baerboch, Scholz'un aksine önemli bir ticari ortak olan Çin'le ilişkilerde de daha çatışmacı bir tutum sergiliyor.
Alman koalisyonunun başını çeken Sosyal Demokratlar, Amerikan çizgisindeki ortakları Yeşillerin bastırması eşliğinde Ukrayna'da savaşçı politikalardan vazeçmezken, enerji krizinde özellikle Almanya'nın AB içerisinde birlikte hareket ettiği Fransa hükümetiyle sıkıntılı bir görüntü oluşmuş durumda.
Almanya ve Scholz liderliği ile Rusya, Çin, ABD eksenindeki tartışmaları Almanya'da yaşayan gazeteci ve yazar Osman Çutsay ile konuştuk.

'Avrupa hükümetleri galiba yönetemez hale geliyorlar'

Osman Çutsay’a göre, Almanya'nın Ukrayna için izlediği politikalarında büyük bir değişiklik görüntüsü yok. Ancak Avrupa'da ciddi sıkıntıların başladığını belirten Çutsay, Britanya Başbakanı'nın kısa sürede istifa ettiğini, Avusturya siyasetinin karışmış göründüğünü vurguladı. Alman-Fransız hattında da uyumsuzluk görüntüsü belirdiğini söyleyen Çutsay, Almanya'da siyaset düzeninin erken seçimlerle bozulma geleneğine atıf yaptı. Çutsay, Avrupa hükümetlerinin 'yönetemez hale geldikleri' bir görüntü oluştuğunu kaydetti:

“Büyük bir değişiklik yok, verdikleri resim böyle. Rusya, Ukrayna’ya saldırdı ve biz sonuna kadar Ukrayna’yı savunacağız diyorlar. Ama bunun bir arka planı var. İngiltere’de Başbakan istifa etti. Macron ile Scholz hükümeti arasında bir uyumsuzluk var. Bunlar yılda bir kez hükümetlerarası toplanıyorlar. Bir türlü bazı konularda anlaşamadık diyerek ‘Biz bunu ocak ayına erteleyelim’ dediler. Avrupa’da ciddi bir sıkıntı artık yaşanıyor. Bu savaşın etkisi metropollere yansımadı hesabı var. Şu anda Scholz çok sağlam duruyor ama o işi hiç bilmiyoruz. Almanya’da her zaman son iki büyük değişikliği söyleyeyim. Schröder seçimlere girerken Merkel’e devretti. Daha önce Willy Brandt bir erken seçimle almıştı. Almanya’da çok ilginç gelişmeler seçim düzeni bozularak olur. Ama esas mesele şu anda Avusturya cayır cayır. Sebastian Kurz’un yakın çalışma arkadaşı Maliye Bakanı Genel Gekreteri Thomas Schmid itiraflarda bulundu. Birkaç gündür Avusturya siyaseti cayır cayır yanıyor. Bunların hepsine bir arada bakarsak Avrupa hükümetleri galiba yönetemez hale geliyorlar."

'Rusya'ya karşı savaşacak birlikleri eğitecek iki ana karargahtan birisinin de Almanya'da olduğu ortaya çıktı'

Avrupa'daki hükümetlerin 'yönetememe halini' örtme girişimlerine dikkat çeken Çutsay, Ukrayna'da savaşı uzatacak askeri hamlelerin ise eksik edilmediğini vurguladı:
"Scholz şunu söylemek zorunda kaldı, biz bir hafta önce haberini almıştık. Gerçekten yurtsever olan gazetecilik yapan portallar var, oradan duymuştuk. Ukrayna birliklerini eğiteceklerdi. Bu sabah söyledi. Ukrayna’daki Rusya’ya karşı savaşacak birliklerin askerlerin eğitimiyle ilgili iki ana karargah var, birinin Almanya olduğu ortaya çıktı, diğerinin Polonya olduğunu biliyoruz. Burada 5 bin askerlik bir tugay eğiteceğini söyledi ama bunun arkasının da geleceğini biliyoruz. Burada önemli olan; bunlar bir tür gerilla muharebesi yapabilecek askerler. Yani biz Avrupa’nın doğusundan ortasına uzanan bir alana da Afganistan kuralım, bu mücahitler eski şeriatçılara benzemesinler ama biz bunları eğitelim, buraya da boğalım diyorlar. Ama ortada sadece bu yıl askeri ve insani yardımların dışında kesinleşmiş olan 33 milyar dolar var. Ukrayna’nın emrine olan bir hesap. "

'Çin konusunda ciddi sürtüşmeler var'

Çutsay, Alman hükümeti içinde Çin konusunda ciddi sürtüşmelerin bulunduğunu aktardı:
"Hamburg limanı çok büyük bir limandır. Burada devlete ait bir Çin devi var; COSCO. Bunun Hamburg limanına ortak olması söz konusu. Scholz 'ortak olsunlar' diyor, hükümetteki altı bakan da 'yok, Çin’i buraya alamayız' diyor. Arada çok ciddi sürtüşmeler var. Bunlar yönetmenin kolay olmadığını gösteriyor.”
Çutsay, Hamburg limanına ortaklık ciddi bir kavganın ipucu olduğunu da belirtirken, "Oradan tutmaz ama birinin evet dediğine diğeri hayır demek zorunda" vurgusu yaptı.

‘Bu süreçte Almanya sanayisizleştiriliyor’

Enerji kriziyle Almanya’nın sanayisizleştirilmeye çalışıldığını şimdiden erken seçim çağrılarını başladığını söyleyen Çutsay, sermaye içinde çok büyük bir kavganın ise patlamamasının mümkün olmadığı görüşünde:

“Hashtag’ler açıldı bile. Sosyal medyada 'bizi erken seçim paklar' diyenler çoğaldı. Ama bunun nereye varacağını bilemiyoruz. Burada mesele şu. Almanya sanayisizleştiriyor bu süreçte. Bunu nasıl karşılayacaklar? Bu sermaye içinde çok büyük bir kavganın patlamaması mümkün değil. Hangi taraf iyi hangisi kötü demiyorum ama sanayi üretimini dışarıya mı aktaracak? Örneğin Erdoğan’ın şansını yükseltecek şekilde Türkiye’ye doğru bir üretim ve depo aktarımı mı olacak bilmiyoruz. Ama bu hesapların yapıldığını biliyoruz."

'Yeşiller’in elitleri, Amerika ne derse o olur, her yere saldırırız noktasındalar'

Alman Yeşillerinin artık sosyal medyada Nazi Almanyası'nın Sovyetlere saldırmasına atıfla 'dedelerinin yapamadığını yapmayı düşünen torunlar' diye söz edildiğini aktaran Çutsay, ABD ne derse yapmaya kararlı Yeşiller karşısında Scholz'un zayıflığına dikkat çekti. Çutsay, diğer yandan sadece Almanya değil Avrupa'nın pek çok ülkesindeki grevlerle 'unutulmuş' toplumsal hareketlenmelere dikkat çekti:

"Yeşiller’in kadrolarına çok açık biçimde sosyal medyadan gelen tepkileri söyleyeyim. ‘Bunlar dedelerinin yapamadığını yapmayı düşünen torunlar’ diyorlar. Dedeleri dedikleri, Nazi Almanyası’nın Sovyetler’e saldırması. Böyle bir suçlamayla da karşı karşıyalar. Fakat öylesine bir bloklaşmış durumda ki Yeşiller’in elitleri, 'Amerika ne derse o olur, her yere saldırırız' noktasındalar. Bunlar Yugoslavya’da da öyleydi. Orada roket bomba ve füzeler atıldı. Şimdi bunlar niye Ukrayna’da oluyor, 'biz de yaparız' diyorlar, ortalık iyice karıştı. Yeşiller her yola girmeye hazır, iktidarda ne olursa olsun bir ‘elitler koalisyonu’. Bunların herhangi bir değerle hiçbir ilişkileri yok. Bunların Avrupa halklarının kaderiyle ya da barışla hiçbir ilişkileri yok. Scholz bunların hepsini söylemek zorunda. Ama ne kadarını? Zürih’in ünlü 250 yıllık gazetesini açın, Avrupa takır takır dökülüyor, sorun üzerine sorun. Bunu daha ne kadar yönetecekler. Bir yerden başka türlü bir cevap alınacak. Bir cevap, Paris’te hafta sonu yapılan 140 bin solcunun yürüdüğü gösteridir. Reel sosyalizm yıkılırken de Doğu Avrupa’da grevlere tanık olmadık ama şu anda ciddi ciddi grevler var. Avrupa’nın unuttuğu şeyi hatırlamaya başladılar. Pilotların grevi var, demiryolları var. İtalya’da, Fransa’da bir şeyler olacak ve oluyor. Diyelim depoların yüzde 95’ini doldurduk diyorlar, doldursanız ne olacak? Sizin üretiminizin maliyetleri yükseldiği sürece siz pazarlardan atılırsınız, bu kadar basit. Onu da bir kesim kaldırmaz.”

'Borrell için 'Bu adam ne diyor' diye ortalığın ayağa kalkması lazımdı. Bu olmadı, bir iki yerde geçiştirildi'

Çutsay, AB'nin dış politika şefi Josep Borrell'in 'bahçe-cangıl' metaforuna atfen, "Avrupa bahçesi zaten tarumar oluyor" vurgusu yaptı. Ancar Borrell'in sömürgeci çıkışının Almanya'da fazla önemsenmediğini ekleyen Çutsay, bunda medyanın payına dikkat çekti. "Almanya’da bazı şeylerin konuşulması gerçekten sorun, medya abluka altında" diyen Çutsay, konuşanların 'damgalanma' riskine vurgu yaptı:
“Avrupa bahçesi zaten tarumar oluyor. Onun farkına yavaş yavaş varıyorlar. Ama Borrell'in sözleri burada fazla önemsenmedi. Bunun anlamını şurada bulmayalım. Bunlar ehem ile mühimi ayıramayan adamlar diyebiliriz. Almanya’da bazı şeylerin konuşulması gerçekten sorun. Çünkü çok kolay damgalanabilirsiniz. İkincisi, medya öyle bir abluka altında ki! Bunu sürekli tekrar etmek lazım. Avrupa medyası ya da demokrasisini örnek verip durmayın, korkunç şeyleri görmezlikten geliyorsunuz. Ankara’da tahammül edilmez şeyler oluyor diye diğer yerleri öne çıkarmayın, öyle değil. Ayrıca biraz da Rusya’ya bakın, Rusya’da medya ne durumda? Türkiye’de bazı gediklerimiz var, Almanya’da gerçekten yok. Bir iki portaldan söz ettim, çok ciddi insanlar bunlar ve hiçbir analizleri yalanlanabilmiş değil. Ama bizde nefes alma boruları daha fazla ve Türkiye solu buna pek uymadı. Ama Almanya’dan söz edelim, Almanya solu denilen sosyal demokratları, Yeşilleri, hatta büyük bölümüyle sol parti çok açık biçimde tam bir anti-Rus, Rusya’nın bir şeytan olduğu konusunda görüş birliğine varmış durumdalar ve işbirliği yapıyorlar. Bu Borrell’in açıklamasını fazla büyütmediler, büyütürse işin sonu kötü. Baltayı taşa vurdu bu adam benzetmesiyle. Çünkü dünyayı sömürerek bu metropoldeki ışıklı görüntüleri verebiliyorlar. Bu da medyanın ne durumda olduğunu gösteriyor, ‘Bu adam ne diyor?’ diye çünkü ortalığın ayağa kalkması lazımdı. Bu olmadı, bir iki yerde geçiştirildi. Bu tuhaflık mı yoksa yeni normal mi?”
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала