https://anlatilaninotesi.com.tr/20220210/basili-yayin-sektorunde-doviz-etkisi-suruyor-dijital-dergicilik-acmaza-cozum-mu-1053715565.html
Basılı yayın sektöründe döviz etkisi sürüyor: Dijital dergicilik açmaza çözüm mü?
Basılı yayın sektöründe döviz etkisi sürüyor: Dijital dergicilik açmaza çözüm mü?
Sputnik Türkiye
Dövizin yükselmesiyle birlikte tüm girdi kalemi ithal olan basılı yayın sektörünün maliyetlerinin artması, birçok ürünün yanında dergiciliği de etkiledi. Peki... 10.02.2022, Sputnik Türkiye
2022-02-10T18:33+0300
2022-02-10T18:33+0300
2022-02-10T18:36+0300
ekonomi
tüik
tüsmod
satın alma ve tedarik yönetimi meslek odası derneği
dijital
dijitalleşme
e-dergi
dergi
basılı yayın
medya
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0c/1b/1052157411_0:0:864:486_1920x0_80_0_0_48032b0c1430235708977a358e2909d9.jpg
Türk lirasının döviz karşısında günden güne değer kaybetmesiyle birlikte, ithalata bağımlı olan hammaddelerin fiyatları da bu durumdan etkilendi. 2005 yılından beri Türkiye’de üretilmeyen ve tamamen yurtdışı piyasalarına bağımlı hale gelen selüloz da bu ham maddelerden biri.Satın alma ve Tedarik Yönetimi Meslek Odası Derneği (TÜSMOD), dünya piyasasında her ay 80 ila 120 dolar arasında fiyat artışına giden selüloz üreticilerinin, son verilere göre ton başına bin 220 dolar talep ettiğini belirtmişti. Selüloz ve Kağıt Sanayii Vakfı’nın açıklamalarına göre ise Türkiye yılda ortalama 276 bin 214 ton selüloz ithal ediyor.Kağıda yüzde 168 zam geldiKağıdın ana bileşeni olarak işlev gören selülozun fiyatının döviz kurunun yükselişiyle birlikte artması, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine de yansıdı. Tüketici fiyat endeksi madde sepetinde, Ocak-Aralık 2021 döneminde ortalama fiyatı en fazla artan ürünün, yüzde 168 ile ‘yazım ve çizim kağıtları’ olduğu açıkça gösterildi.Buna bağlı olarak tüm girdi kalemleri ithal olan basılı yayın sektöründe birçok ürünün fiyatı da yükseldi. Bu dalgalanmalardan etkilenen ürünler arasında yerini alan dergilerden bazıları iki sene içerisinde yüzde 100’e varan şekilde zamlandı. Türkiye’de en çok satılan yayınlardan biri olan Vogue dergisi, 2019 yılında raflara 15 lira ile çıkarken 2022’nin ilk sayısında 29 liraya kadar yükseldi.‘Sıkıntılı, zor günler yolda’Pandemi ve ekonomik kriz sebebiyle yayıncılık faaliyetlerinde yaşanan aksaklıklarla ilgili 2021’de bülten hazırlayan Türkiye Yayıncılar Birliği, baskı adetlerini ya da ürün çeşitliliğini azaltmak zorunda kalınacaklarının haberini vererek, “Dövize bağlı olarak artan kâğıt ve ham madde fiyatlarıyla yayıncılık sektörünü ve sektör paydaşlarını sıkıntılı ve zorlu günler bekliyor” demişti.Akademik bir yayın olan İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi’nde yer alan makaleye göre ise her geçen yıl baskı adetleri ve reklam gelirleri azalan dergilerin, salgın sürecinde dijitalleşmeye yöneldiği görüldü. Profesyonel danışmanlık hizmeti sunan Deloitte’un verilerine göre de salgın döneminde medya, yüzde 61 oran ile dijital teknolojilerden en fazla yararlanılan sektör olarak öne çıktı.Peki yaşanan sektörel sıkıntılara karşı dijital çözümler işe yarıyor mu? E-dergicilik anlayışını uygulayan Bloomberg Businessweek Türkiye dergisinin yardımcı editörü Mehmet Erdoğan Elgin, dergicilik dünyasının yakın zamanda yaşadığı sıkıntıları ve dönüşümü Sputnik’e anlatarak dijitalleşmenin adımlarından bahsetti.‘Pandemi sürecinde çok ciddi bir dijital okur elde ettik’Pandemiden yaklaşık 8 ay önce dijitalleşmeye başladıklarını söyleyen Elgin, “Aslında dijital sürece geçmemiz pandemiyi öngererek olmadı ama pandemi bizim dijital tarafta büyüyebilmemizi sağlayan bir faktör olarak ön plana çıktı. Bir uygulama ile dergiyi telefondan görüp okuyabiliyorken, pademi ile birlikte bir sürü derginin basılamadığına da şahit olduk. Biz de haliyle basılamadık çünkü dergiyi bassanız bile satılacak yerler kapalıydı. Bir çok bayi kapalıydı. Biz de bu pandemi sürecinde çok ciddi bir dijital okur elde ettik” dedi.‘Dijital dergicilik çok daha ucuz’Kağıt fiyatlarının son 1 yılda 2 kattan fazla arttığını ve bunun da vergi maliyetlerine yansıdığının altını çizen Elgin, “Her ne kadar dergiler bunu okuyucuya mümkün olduğunca az yansıtmaya çalışsa da belli fiyat artışları yaşandı. Hal böyle olunca aslında insanların da dijital tarafa yavaş yavaş yönlendiğini görüyoruz. Çünkü bizim derginin okuyucu açısından, basım fiyatı ile dijital fiyatını karşılaştırdığınız zaman çok ciddi bir fiyat farkı oluyor. Dijital taraf, okuyucu için daha düşük maliyetli oluyor. Okur da dijitale doğru bir yönelim olmuş oluyor” açıklamasında bulundu.‘Birkaç sene öncesinde hiç fiyata bakmadan hangi dergiyi almak istiyorsam raftan alırdım, şimdi oturup fiyat ve değer analizi yapmam gerekiyor’Genelde de dijitalleşme anlamında okurlardan da çok güzel geri dönütleraldıklarını söyleyen Elgin, dijitalleşme sürecinin kaçınılmaz bir son olduğunu vurgulayarak, “Ben aynı zamanda çok iyi bir dergi okuruyumdur. Benim evime farklı alanlar ve konularda aylık en az 6-7 dergi girer. Ama mesela şunu da görüyorum ben; artan kağıt fiyatlarını dergici arkadaşlar haklı olarak fiyatlara yansıtıyor. Birkaç sene öncesinde hiç fiyata bakmadan hangi dergiyi almak istiyorsam raftan alırdım, şimdi oturup fiyat ve değer analizi yaparak elemeye gitmem gerekiyor. Çünkü gerçekten fiyatlar ciddi anlamda pahalılaşmaya başladı” dedi.‘E-dergi formatında hem yazılı hem de video içerik üretebilmek avantaj’Elgin, dijital tarafın artık dünyada ciddi bir alıcı kitlesi olduğunu gördüklerini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:‘Dijital yayıncılığın en büyük sıkıntısı baskı yapmak zorunda olmanız çünkü anca basılı bir yayın yaparsanız reklam alabiliyorsunuz’Okurlarının biraz daha dijitale adapte olan bir kitleden geldiğini aktaran Elgin, “Baktığınızda beyaz yakalılar, yöneticiler, akademisyenler ve öğrenciler bizim okur kitlemiz. Bunlar dijitale biraz daha yatkın olabildikleri için çok daha kolay adapte olabildiler. Ama hala daha basılı sayımızı alan insanlar var. Bir taraftan da baskı yapmak zorundasınız çünkü anca basılı bir yayın yaparsanız reklam veren sizi kullanıyor. Dijitalin öyle bir sıkıntısı var. Halen daha konvansiyonel medya reklam pastasını daha fazla alıyor. Siz de sürdürülebilir olmak için bu pastadan pay almak zorunda kalıyorsunuz. Bunun için de baskıyı devam ettirmeniz gerekiyor. Basılı yayınların uzun bir süre daha devam edecek gibi gözüktüğünü söyleyebilirim. Burada esas olarak belirleyici olan, okuyucunun refleksinden ziyade reklam verenin refleksinin değişmesi gerektiğiyle alakalı. Bu değişmediği sürece de basılı yayın her zaman kalacak gibi görünüyor” dedi.‘Teknolojik alt yapınızın iyi olması gerekiyor’Okuyucuları mümkün olduğunca az rahatsızlık vermek için teknolojik alt yapının iyi olması gerektiğinden bahseden Elgin, “Teknoloji alt yapınız iyiyse ve buna iyi yatırım yapıyorsanız bir şekilde işleriniz ilerliyor. Günün sonunda habercisiniz ve yaptığınız iş aynı. Teknik tarafında açıkçası bu zamana kadar marjinal bir sorun yaşamadık. Haber yine haber, değişen bir şey yok” şeklinde konuştu.
https://anlatilaninotesi.com.tr/20220208/gecim-derdi-ve-artan-fiyatlar-kitap-satislarini-vurdu-bu-kosullarda-kitap-artik-bir-luks-tuketim-1053596298.html
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2022
Selin Uludağ
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0a/14/1050001041_0:0:2048:2049_100x100_80_0_0_ba40b2ae5a847457c15ea742e77bf501.jpg
Selin Uludağ
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0a/14/1050001041_0:0:2048:2049_100x100_80_0_0_ba40b2ae5a847457c15ea742e77bf501.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0c/1b/1052157411_107:0:755:486_1920x0_80_0_0_4cda5651f4cfd74baa0cea3b2a2c4bdd.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Selin Uludağ
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0a/14/1050001041_0:0:2048:2049_100x100_80_0_0_ba40b2ae5a847457c15ea742e77bf501.jpg
tüik, tüsmod, satın alma ve tedarik yönetimi meslek odası derneği , dijital, dijitalleşme, e-dergi, dergi, basılı yayın, medya, bloomberg, businessweek türkiye, mehmet erdoğan elgin, dijital dönüşüm, selüloz ve kağıt sanayii vakfı, pandemi, döviz kuru, ekonomik kriz
tüik, tüsmod, satın alma ve tedarik yönetimi meslek odası derneği , dijital, dijitalleşme, e-dergi, dergi, basılı yayın, medya, bloomberg, businessweek türkiye, mehmet erdoğan elgin, dijital dönüşüm, selüloz ve kağıt sanayii vakfı, pandemi, döviz kuru, ekonomik kriz
Basılı yayın sektöründe döviz etkisi sürüyor: Dijital dergicilik açmaza çözüm mü?
18:33 10.02.2022 (güncellendi: 18:36 10.02.2022) Özel
Dövizin yükselmesiyle birlikte tüm girdi kalemi ithal olan basılı yayın sektörünün maliyetlerinin artması, birçok ürünün yanında dergiciliği de etkiledi. Peki yaşanan sektörel sıkıntılara karşı dijital çözümler işe yarıyor mu? Bloomberg Businessweek Türkiye dergisinin yardımcı editörü Mehmet Erdoğan Elgin Sputnik’e anlattı.
Türk lirasının döviz karşısında günden güne değer kaybetmesiyle birlikte, ithalata bağımlı olan hammaddelerin fiyatları da bu durumdan etkilendi. 2005 yılından beri Türkiye’de üretilmeyen ve tamamen yurtdışı piyasalarına bağımlı hale gelen selüloz da bu ham maddelerden biri.
Satın alma ve Tedarik Yönetimi Meslek Odası Derneği (
TÜSMOD), dünya piyasasında her ay 80 ila
120 dolar arasında fiyat artışına giden selüloz üreticilerinin, son verilere göre ton başına bin 220 dolar talep ettiğini belirtmişti.
Selüloz ve Kağıt Sanayii Vakfı’nın
açıklamalarına göre ise Türkiye yılda ortalama
276 bin 214 ton selüloz ithal ediyor.
Kağıda yüzde 168 zam geldi
Kağıdın ana bileşeni olarak işlev gören selülozun fiyatının döviz kurunun yükselişiyle birlikte artması, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine de yansıdı. Tüketici fiyat endeksi madde sepetinde, Ocak-Aralık 2021 döneminde ortalama fiyatı en fazla artan ürünün, yüzde 168 ile ‘yazım ve çizim kağıtları’ olduğu açıkça gösterildi.
Buna bağlı olarak tüm girdi kalemleri ithal olan basılı yayın sektöründe birçok ürünün fiyatı da yükseldi. Bu dalgalanmalardan etkilenen ürünler arasında yerini alan dergilerden bazıları iki sene içerisinde yüzde 100’e varan şekilde zamlandı. Türkiye’de en çok satılan yayınlardan biri olan Vogue dergisi, 2019 yılında raflara 15 lira ile çıkarken 2022’nin ilk sayısında 29 liraya kadar yükseldi.
‘Sıkıntılı, zor günler yolda’
Pandemi ve ekonomik kriz sebebiyle yayıncılık faaliyetlerinde yaşanan aksaklıklarla ilgili 2021’de bülten hazırlayan Türkiye Yayıncılar Birliği, baskı adetlerini ya da ürün çeşitliliğini azaltmak zorunda kalınacaklarının haberini vererek, “Dövize bağlı olarak artan kâğıt ve ham madde fiyatlarıyla yayıncılık sektörünü ve sektör paydaşlarını sıkıntılı ve zorlu günler bekliyor” demişti.
Akademik bir yayın olan
İnsan ve Sosyal Bilimler Dergisi’nde yer alan
makaleye göre ise her geçen yıl baskı adetleri ve reklam gelirleri azalan dergilerin, salgın sürecinde dijitalleşmeye yöneldiği görüldü. Profesyonel danışmanlık hizmeti sunan
Deloitte’un verilerine göre de salgın döneminde medya, yüzde 61 oran ile dijital teknolojilerden en fazla yararlanılan sektör olarak
öne çıktı.Peki yaşanan sektörel sıkıntılara karşı dijital çözümler işe yarıyor mu? E-dergicilik anlayışını uygulayan Bloomberg Businessweek Türkiye dergisinin yardımcı editörü Mehmet Erdoğan Elgin, dergicilik dünyasının yakın zamanda yaşadığı sıkıntıları ve dönüşümü Sputnik’e anlatarak dijitalleşmenin adımlarından bahsetti.
‘Pandemi sürecinde çok ciddi bir dijital okur elde ettik’
Pandemiden yaklaşık 8 ay önce dijitalleşmeye başladıklarını söyleyen Elgin, “Aslında dijital sürece geçmemiz pandemiyi öngererek olmadı ama pandemi bizim dijital tarafta büyüyebilmemizi sağlayan bir faktör olarak ön plana çıktı. Bir uygulama ile dergiyi telefondan görüp okuyabiliyorken, pademi ile birlikte bir sürü derginin basılamadığına da şahit olduk. Biz de haliyle basılamadık çünkü dergiyi bassanız bile satılacak yerler kapalıydı. Bir çok bayi kapalıydı. Biz de bu pandemi sürecinde çok ciddi bir dijital okur elde ettik” dedi.
‘Dijital dergicilik çok daha ucuz’
Kağıt fiyatlarının son 1 yılda 2 kattan fazla arttığını ve bunun da vergi maliyetlerine yansıdığının altını çizen Elgin, “Her ne kadar dergiler bunu okuyucuya mümkün olduğunca az yansıtmaya çalışsa da belli fiyat artışları yaşandı. Hal böyle olunca aslında insanların da dijital tarafa yavaş yavaş yönlendiğini görüyoruz. Çünkü bizim derginin okuyucu açısından, basım fiyatı ile dijital fiyatını karşılaştırdığınız zaman çok ciddi bir fiyat farkı oluyor. Dijital taraf, okuyucu için daha düşük maliyetli oluyor. Okur da dijitale doğru bir yönelim olmuş oluyor” açıklamasında bulundu.
‘Birkaç sene öncesinde hiç fiyata bakmadan hangi dergiyi almak istiyorsam raftan alırdım, şimdi oturup fiyat ve değer analizi yapmam gerekiyor’
Genelde de dijitalleşme anlamında okurlardan da çok güzel geri dönütleraldıklarını söyleyen Elgin, dijitalleşme sürecinin kaçınılmaz bir son olduğunu vurgulayarak, “Ben aynı zamanda çok iyi bir dergi okuruyumdur. Benim evime farklı alanlar ve konularda aylık en az 6-7 dergi girer. Ama mesela şunu da görüyorum ben; artan kağıt fiyatlarını dergici arkadaşlar haklı olarak fiyatlara yansıtıyor. Birkaç sene öncesinde hiç fiyata bakmadan hangi dergiyi almak istiyorsam raftan alırdım, şimdi oturup fiyat ve değer analizi yaparak elemeye gitmem gerekiyor. Çünkü gerçekten fiyatlar ciddi anlamda pahalılaşmaya başladı” dedi.
‘E-dergi formatında hem yazılı hem de video içerik üretebilmek avantaj’
Elgin, dijital tarafın artık dünyada ciddi bir alıcı kitlesi olduğunu gördüklerini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Bunu görmemek için de zaten kör olmak lazım. Bu tarafta okuyucuya daha fazla şey sunabileceğimizi biliyorduk. Biz dijital tarafa geçtiğimiz zamandan beri, basılı yaptığımız zamandan çok daha fazla ve daha farklı içerikler üretebiliyoruz. Mesela bir video içerik koyabiliyoruz. Bunun için ciddi bir stüdyo yatırımı da yaptık. Yani okuyucuya hem yazılı hem de video içerik üretebiliyoruz artık. Bu da bizim çok daha kapsamlı bir şekilde okuyucunun karşısına çıkmamızı sağlıyor. Biz de alt yapımızı ona göre bayağı iyi hazırlamıştık. Normal basılı dergideki haberleri okumanın yanı sıra günlük de bir haber akışı giriyoruz uygulamamıza. Bu da bizim elimizi daha da güçlendirdi. Muhabir ya da editör başına haftada 2-3 haber yapma şansımız varken şimdi çok daha fazla haber yapabiliyoruz, daha yüksek bütçeli haberler yapabiliyoruz.”
‘Dijital yayıncılığın en büyük sıkıntısı baskı yapmak zorunda olmanız çünkü anca basılı bir yayın yaparsanız reklam alabiliyorsunuz’
Okurlarının biraz daha dijitale adapte olan bir kitleden geldiğini aktaran Elgin, “Baktığınızda beyaz yakalılar, yöneticiler, akademisyenler ve öğrenciler bizim okur kitlemiz. Bunlar dijitale biraz daha yatkın olabildikleri için çok daha kolay adapte olabildiler. Ama hala daha basılı sayımızı alan insanlar var. Bir taraftan da baskı yapmak zorundasınız çünkü anca basılı bir yayın yaparsanız reklam veren sizi kullanıyor. Dijitalin öyle bir sıkıntısı var. Halen daha konvansiyonel medya reklam pastasını daha fazla alıyor. Siz de sürdürülebilir olmak için bu pastadan pay almak zorunda kalıyorsunuz. Bunun için de baskıyı devam ettirmeniz gerekiyor. Basılı yayınların uzun bir süre daha devam edecek gibi gözüktüğünü söyleyebilirim. Burada esas olarak belirleyici olan, okuyucunun refleksinden ziyade reklam verenin refleksinin değişmesi gerektiğiyle alakalı. Bu değişmediği sürece de basılı yayın her zaman kalacak gibi görünüyor” dedi.
‘Teknolojik alt yapınızın iyi olması gerekiyor’
Okuyucuları mümkün olduğunca az rahatsızlık vermek için teknolojik alt yapının iyi olması gerektiğinden bahseden Elgin, “Teknoloji alt yapınız iyiyse ve buna iyi yatırım yapıyorsanız bir şekilde işleriniz ilerliyor. Günün sonunda habercisiniz ve yaptığınız iş aynı. Teknik tarafında açıkçası bu zamana kadar marjinal bir sorun yaşamadık. Haber yine haber, değişen bir şey yok” şeklinde konuştu.