Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonası başladı: 'Ne yapıp edip çocuklarını getiriyorlar'
20:50 25.01.2022 (güncellendi: 21:48 25.01.2022)
© Sputnik / Selin Uludağ2022 Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonası
© Sputnik / Selin Uludağ
Abone ol
Özel
Personelinin yarısından fazlasının kadınlardan oluştuğu Türkiye Satranç Federasyonu’nun başkanı Gülkız Tulay, Dünya Satranç Şampiyonası üçüncüsü Elif Keskin ve velisi, Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonları’nı Sputnik’e anlattı.
Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) tarafından düzenlenen ve 22- 29 Ocak tarihleri arasında sürmesi planlanan, ‘2022 Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonaları’ başladı. Normal şartlar altında yılda bir kez okulların kış tatiline girdiği zaman gerçekleştirilen ve her ilde tüm yıl boyunca yapılan elemelerin ardından seçilen oyuncuların davet edildiği platform, geçen sene pandemi nedeniyle yazın yapıldı.
6 ay aradan sonra tekrar yapılan turnuvanın açılış töreninin 23 Ocak’ta Antalya’nın Belek ilçesinde gerçekleştirildiği şampiyonada, TSF Başkanı ve aynı zamanda Dünya Satranç Federasyonu (FIDE) Asbaşkanı olan Gülkız Tulay ve Antalya Valisi Ersin Yazıcı’nın satranç matındaki sembolik hamlelerinin ardından açılan kronometreler pazar günü durdurulacak.
Serik Kaymakamı Mehmet Kurdoğlu, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan’ın da katıldığı turnuvanın, farklı sosyo ekonomik kültürlerden gelen küçük sporcuların eşit şartlarda yarıştığı bir ortama da ev sahipliği yapmasıyla satranç camiasında ayrı bir öneme sahip olduğunun altı çizildi.
Yoğun ilgi gösterilen etkinliğe 81 ilden katılan 15 bin kişinin içinden eleme usulü ile seçilen sporcuların, ailelerinin ve organizasyon personelinin dahil 6 bin kişinin katıldığı açıklanan şampiyonada, 7-12 yaş aralığında 1410, 13-18 yaş aralığında 624 olmak üzere toplam 2 bin 34 kişinin bu hafta boyunca yarışacağı kayıtlara geçti.
Her yaş kategorisinde verilen mücadelenin ardından ilk 3'e giren sporcular, bu yılın Kasım ayında Türkiye'de düzenlenmesi planlanan Avrupa Yaş Grupları Satranç Şampiyonası'nda davet edilecek. Ayrıca bu sporcular milli takım havuzunda da olmaya hak kazanacak. Şampiyonanın Türkiye finalinin ise 11-15 Nisan tarihleri arasında oynanması planlanırken, Türkiye Kupası’nın bu yıl ilk defa Sakarya’da gerçekleştirileceğinin de duyurusu tüm satranç severlerle paylaşıldı.
Sputnik’e konuşan Tulay, TSF’nin uluslararası standartlara sahip organizasyon kabiliyeti nedeniyle diğer ülkeler tarafından da takdir gördüğünü söyleyerek, planlanan diğer şampiyonaların da sponsorların ve gönüllülerin desteğiyle aynı özenle düzenleneceğinin altını çizdi.
Türkiye İş Bankası’nın 2005’ten bu yana ana sponsor olarak destek verdiği organizasyon festival havasında geçerken, çocuklar için özel olarak hazırlanmış olan gösteriler ve şenlikler de renkli görüntüler oluşturdu. Yarışmanın her turunda en az sporcular kadar heyecanlı olan veliler ise bekleme alanında çocuklarının hamlelerini dev ekranlardan takip ederek anbean izleme fırsatı yakalıyor.
Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonaları başladı:
— Sputnik Türkiye (@sputnik_TR) January 25, 2022
🔸 ‘Bu kadar katılım olmasını çok beklemiyorduk’
🔸 ‘Çocuk Esirgeme Kurumu’nda kalan bir kız çocuğu federasyonun projesi sayesinde satranç öğrendi, şu an bu turnuvada hakemlik yapıyor’ https://t.co/Z99zWXCkv7 pic.twitter.com/TDccfB92ID
Satrancın popüler kültüre yansımalarının sıkça görüldüğü son dönemlerde turnuvaların da artan ilgiden faydalandığını vurgulayan TSF Başkanı Tulay, federasyon bünyesinde oluşturdukları eğlenceli ve hüzünlü hikayeleri aktararak Sputnik’in sorularını yanıtladı. Dünya Satranç Şampiyonası üçüncüsü Elif Keskin kendi serüvenini anlatırken velisi de turnuvaların arka planında yaşanılanları Sputnik’e değerlendirdi.
‘Bu kadar katılım olmasını çok beklemiyorduk, insanlar ne yapıyor ne ediyor her şekilde çocuğunu buraya getiriyor’
Pandeminin hala devam ettiğine dikkat çeken Tulay, böyle bir zamanda organizasyon sorumluluğu almanın güçlüklerinden bahsederken, “Biz de bu dönem turnuvayı yapıp yapmamayı çok düşündük. Ancak çocuklarda çok büyük özlem vardı. Tüm bunlar bu zorluklara rağmen yine de gayet güzel bir organizasyon oluyor. Katılım gayet iyi ve güzel. Açıkçası bu kadar katılım olmasını çok beklemiyorduk. İnsanlar ne yapıyor ne ediyor her şekilde çocuğunu buraya getiriyor. Veliler zamanlarını ve tatillerini buna göre planlıyorlar. Her şey yolunda gider de pandemi biterse, normal şartlar altında veli grubun yanında anneanneler, babaanneler de olur. Bu süreci torunlarına veya çocuklarına destek oldukları bir tatil gibi düşünebilirsiniz” açıklamasında bulundu.
‘Hakem veya antrenör değilim, buradaki veliler gibi ben de bir veli olarak bu dünyaya girdim’
Rusya Federasyonu’nun bir dönem başbakan yardımcılığı görevini de yapmış olan Bürokrat Arkadi Dvorkoviç’in başkanı olduğu Dünya Satranç Federasyonu’nun (FIDE) da asbaşkanı olan Tulay, kendi satranç serüvenini Sputnik’e anlatarak “Ben satranç sporcusu değilim.Yani hakem veya antrenör de değilim. Buradaki veliler gibi ben de bir veli olarak bu dünyaya girdim. Satranca ilk önce oğlum başladı. Daha ilkokuldayken başarılı oldu. Başarılı olmanın ötesinde ben ya da biz aile olarak satrancın çocuğa kazandırdıklarının çok net farkına vardık. Çok güzel kazanımlar elde etti. Daha sonra kızım da satranca başladı. Ben de böyle çocukların peşinde bir yandan da iş hayatım devam ederken yıllardır turnuvadan turnuvaya koşturdum. 2004 yılına geldiğimizde ise yönetim kurulu üyesi oldum. 15 kişiden oluşan yönetim kurulunun tek kadın üyesiydim. Yani genelde büyükler çocukların ne ile ilgileneceklerinin bir anlamda yolunu çizerler. Bizde biraz tersten oldu. Çocuklarım sayesinde ben bu yolu seçmiş oldum” dedi.
‘64 federasyonun sadece 3 tanesinin başkanı kadınken bizim üyelerimizin yarısından fazlası kadın, madem pozitif ayrımcılık yapmıyorlar bari biz yapalım diyoruz’
Spor camiasında ender bulunan kadın girişimcilerin de desteklenmesi adına birçok faaliyet yürüten ve bunların yanında sosyal sorumluluk projelerinde de yer alan Tulay, “Düşünün ki 64 spor federasyonu var, sadece 3 kadın federasyon başkanımız var. Yani bu maalesef söylerken bile benim böyle içimi sızlatan bir konu. Bunlar bana göre ülkenin spor politikasının yanlışlarından biri. Bizler gibi bu konuya inanan insanların bu işin sorumluluğunu alarak kadın sayısını yükseltmeye yönelik çalışmalar yapması lazım. Biz bir ilde ya da ilçedeki temsilcilerimizi atarken, kadın adaylara daha fazla fırsat vermeye çalışıyoruz. Bugün salonlarımızda baktığınızda kadın hakemlerin sayısının fazla olduğunu görürsünüz. Satranç eğitim kulübü yöneticilerinin veya kurucularının sayısına baktığımızda anne ve kadın olanların sayısı da fazla. Federasyonlarda yönetim kurulları 15 kişiden oluşuyor, bizim şuan 6 yönetim kurulu üyemiz kadın. Şu an birçok federasyonda bir tane bile kadın üye yok. Biz açık ara en çok kadın barındıran federasyonuz. Bu personel olarak da böyle; yarısından fazlası kadınlardan oluşuyor. Madem pozitif ayrımcılık yapmıyorlar bari biz yapalım diyoruz” ifadelerini kullandı.
‘SMA hastası olduğu için ömür biçilen bir milli sporcu, satrancın onu motive ettiğini ve hayata bağlanı düşünüyor’
“Hayatına satrancın dokunduğu çok güzel çocuklar ve gençler var” diyen Tulay, bu hikayelerin zaman zaman basına yansıdığını ancak çok daha ön planda olması gerektiğini vurgulayarak federasyonun bünyesindei satranç sporcularından bazılarının hikayesini anlattı:
“Milli sporcumuz Handenur Şahin kızımız var. Çok özel bir çocuk, şimdi 24 yaşına girmiştir, ben onu ilk tanıdığımda 10 yaşlarındaydı. İleri derecede SMA hastasıydı. O zamanlar anne babası doktorların maksimum 18 yaşına kadar ömür biçtiğini söylüyorlardı. Satrancı da çok seviyormuş o nedenle ailesi ellerinden geldiğince her istediği turnuvaya götürmek istediklerini söylemişlerdi. Biz de federasyon olarak Handenur’un sağlıklı yolculuk yapabileceği her yere onu götürdük. Bu kız Galatasaray Üniversitesi'nde fakülte birincisi olarak okulunu bitirdi. Şu an mastır yapıyor ve 1 bankada çalışıyor. Tekerlekli sandalyede olmasına rağmen bunları başarabiliyor. Bu çocuklar aynı zamanda bu kadar her yıl milli takıma girecek kadar akıllı çocuklar. Kendisi de çok söylüyor. Ben bugün hala yaşıyorsam önce Allah'a sonra da aileme ve satranca borçluyum’ diyor. Çünkü satrancın onu motive ettiğini ve hayata bağlanı düşünüyor. Bulgaristan’da bir turnuvaya gittiğimizde Handenur, ‘yıldırıma kalma’ dediğimiz sporcuların süresinin çok azalmasından dolayı hızlıca hamleler yapmak zorunda olduğu bir durumda kaldı. Maçların neredeyse çoğunu bu şekilde hızdan sesler çıkarabilecek kadar oynadı. Sabah kahvaltıda da çayını tutamadığı için babası içirirken böyle bir maç çıkarması olağanüstü."
‘Çocuk esirgeme kurumunda kalan bir kız çocuğu federasyonun projesi sayesinde satranç öğrendi, şu an bu turnuvada hakemlik yapıyor’
"Bizim 2013 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’yla yaptığımız hala devam eden Sevgi ve Çocuk Evleri Projesi var. Biz böyle işleri her zaman finanse ediyoruz. Zaten kurumlardan gerekli izinler alınarak yuvalarda kalan çocuklar turnuvalara getiriliyor. 1 hafta boyunca burada hem şampiyonada yarışıyorlar hem de aslında buradan hayatı tanıyorlar. Yani o evin dışında da bir hayat olduğunu görüyorlar. Biliyorsunuz esirgeme kurumunda olan çocuklar 18 yaşından sonra kendi hayatların atılmak durumunda kalıyorlar. Bizim de böyle bir kızımız vardı, bizim projemizle hem satranç eğitimi hem de antrenörlük eğitimi aldı. Kendi ilerletti ve daha sonra o kurumdan çıkınca da kendi ayakları üzerinde durarak hakem olup gelir elde etmeye başladı. Hatta Elazığ’da aranan hakemlerimizden biri oldu, harika bir disiplini ve hırsı var. Bu sene onu da hem örnek olsun, hem bir rol model olsun hem de kızımıza gelir olsun diye Elazığ’dan getirttik.”
‘Çocuklar büyüyünce federasyon başkanı olacağım diyor’
Federasyon bünyesindeki tüm adımları ince eleyip sık dokuyarak, en verimli olacak planları hayata geçirerek insanlara ulaşmaya çalıştıklarını söyleyen Tulay, “Basından birileri gelmiş çocuklara mikrofon uzatıyorlar, klasik sorudur biliyorsunuz ‘Büyüyünce ne olacaksın?’ sorusu. 9 yaşında Mardin'den gelen bir kızınız da diyor ki ‘Ben büyüyünce federasyon başkanı olacağım’ Nedenini sorduklarında ise ‘Çünkü ben de herkese iyilik yapmak istiyorum’ diyor. Yani biz ona destek vermişiz, turnuvaya getirmişiz. Küçücük bir kız çocuğu da kafasında federasyon başkanı modelinin bir kadın olarak da rol model görmesiyle bunu söylüyor” dedi.
‘Satranç bana sabrın ne demek olduğunu öğretti, eğer bir insan bir şeyi çok isterse ve asla pes etmeden çalışırsa bunu elde eder’
Turnuvanın yıldız isimlerinden biri de 16 yaş grubunda yarışan Elif Keskin. 7 yaşından itibaren milli takımda satranç sporcusu olan Keskin, 8 yaşında ilk büyük başarısı alarak, Türkiye şampiyonu oldu. Ayrıca 4 Türkiye şampiyonluğu, farklı senelerde dünya üçüncü ve dördüncülüğü bulunan Keskin’in, Avrupa ikinciliği gibi dereceleri bulunuyor. Sputnik’in sorularını yanıtlayan genç sporcu, “Satranç hayatıma çok şey kattı. Öncelikle sabrın ne demek olduğunu öğretti. Bir maçın 3-4 saat sürmesi hem o maçın zaman yönetimi doğru bir şekilde yönlendirebilmeye, hem de 4 saati doğru planlayıp taşları aktarmamızı sağlıyor. Bunu zaten maçta yapabilen bir kişi, gerçek hayatına da yansıtır. Aile ilişkilerine, eğer sorunları varsa sorunlarına, arkadaş ilişkilerine, derslerine ve hastalıklarına öğrendiklerini yansıtarak sabrın ne demek olduğunu bilir. Herkesin birçok problemi olabilir ve problemler sabırla aşılır. Sabrın verdiği o mücadele duygusu, asla pes etmeme duygusu önemli. Çünkü eğer bir insan bir şeyi çok isterse ve asla pes etmeden çalışırsa bunu elde eder. Bunu kendi tecrübelerime dayanarak söylüyorum. Satranç daha uzun süreli odaklanmaya sağlayabiliyor. Hem daha fazla çalıştığınızda aynı verimi alabiliyorsunuz hem de ders çalışma saatinize artıyor. Bu şekilde mesela 1 saat değil, 2 saat hiç yorulmadan çalışabiliyorsunuz. Soruları daha hızlı çözüyorsunuz çünkü zaman yönetimini biliyorsunuz” dedi.
‘Kadınlarımız daha çok satranç oynasınlar çünkü içlerindeki potansiyel çok büyük, bunu ortaya çıkarmamak için hiçbir nedenleri yok’
Akranlarının aksine kötü addedilebilecek bir alışkanlığının olmadığını dile getiren Keskin, bunu hayatında ikinci bir sorumluluğu olmasına bağlayarak şu ifadeleri kullandı:
“Arkadaşlarım tablet, telefon, bilgisayar oynarken benim bunlara vaktim yok. Soru çözmem lazım, maç yapmam lazım ve turnuvalara katılmalıyım. Şu an olduğu gibi bir fedakarlık yaparak yarıyıl tatilimin bir haftasını şu an burada harcıyorum ama çok mutluyum çünkü çok seviyorum. Ayrıca önemli olarak şunu söylemek isterim ki; kadınlarımız daha çok satranç oynasınlar çünkü içlerindeki potansiyel çok büyük. Bunu ortaya çıkarmamak için hiçbir nedenleri yok. Aynı zamanda satranç bir beyin sporu olduğu için burada cinsiyetten bahsedilmiyor. Herkes oynayabilir. Kadınlarımız evde tablet, telefon ya da diğer kötü alışkanlıklar yerine kendi potansiyelini ortaya çıkarabilirler diye düşünüyorum.”
‘Çocuğunuzun sürekli yanında olmak durumundasınız, ben bu yüzden mesleğimi değiştirmek zorunda kaldım’
Sputnik’in sorularını yanıtlayan Elif Keskin’in annesi Betül Keskin, sürecin veliler için de zorlu geçtiğine dikkat çekerek, “Çocuğunuzun sürekli yanında olmak durumundasınız. Turnuvalar diğer spor dalları gibi 1- 2 saatte bitmiyor. Başladığı zaman en az 2 gün, sabahtan akşama kadar, bir haftaya veya 15 güne de yayılabilen periyotları var. Bunun için de yurt içi veya yurt dışı demeden zaman ayırıp çocuğunuzun yanında olmanız lazım. Ben bu yüzden mesleğimi değiştirmek zorunda kaldım. Üniversitede öğretim görevlisi iken öğretmenliğe döndüm. Çünkü çocuğunuzu yalnız bırakıp başarı elde etmesini beklemek afaki bir durum. Zaten satrancın da faydalarını eğitim de de diğer mecralarda da görüyoruz. Elif, yurt içi ve yurt dışında tanıştığı farklı arkadaşlarıyla burada buluşuyor ve bu insanların hepsi de gerçekten ne yaptığını bilen spor seven, ayakları üzerinde duran genç çocuklar. Bu da günümüzdeki arkadaş ilişkilerini düşününce satrancın sağladığı önemli katkılar diye düşünüyorum” dedi.