Derin Yoksulluk Ağı’nın kurucusu Foggo: Ekonomik kriz ve pandemide yoksulluk açlığa devredildi
© Sputnik / Sertaç KayarYoksulluk
© Sputnik / Sertaç Kayar
Abone ol
Özel
Türkiye’deki ‘devredilen yoksulluğu’ Sputnik’e anlatan Derin Yoksulluk Ağı’nın kurucusu Hacer Foggo ekonomik kriz ve pandemi dönemlerinde yoksulluğun açlığa devredildiğini söyleyerek “Yaptığımız saha çalışmasında derin yoksulluk yaşayan ailelerin yüzde 74’ünün bebek bezi mamaya erişemediklerini gördük” dedi.
Türkiye’de 2022 yılının asgari ücreti 4 bin 250 lira olarak belirlendi. DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) Araştırma Merkezi’nin ‘Asgari Ücret Gerçeği 2022' çalışmasına göre, tüm ücretli çalışanların yüzde 64’ü yani 12.5 milyon işçi asgari ücretin altı ile asgari ücretin bir buçuk katı arasında bir ücret elde ediyor.
Memur-Sen tarafından her ay düzenli olarak yapılan 'açlık-yoksulluk' araştırmasına göre de, Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 3 bin 526, yoksulluk sınırı ise 10 bin 119 lira olarak belirlendi. Tüketici Hakları Derneği'nin Haziran 2021'de yaptığı hesaplamaya göre ise Türkiye nüfusunun 83.8 milyon olduğu dikkate alındığında, ülkede sadece 17.8 milyon kişi açlık veya yoksulluk sorunu yaşamıyor.
Derin Yoksulluk Ağı’nın kurucusu Hacer Foggo, pandemi döneminde kurdukları platformda nasıl çalıştıklarını, Türkiye’deki ‘derin yoksulluğu’ ve çözüm yollarını Sputnik’e anlattı.
‘Aileler gıdaya erişmede zorluk yaşayınca ‘EvdenDeğiştir’ kampanyasını başlattık’
Uzun zamandır yoksulluk üzerine çalıştığını aktaran Foggo “Bu ağ Açık Alan Derneği’nin bir girişimi olarak pandemi döneminde kuruldu. Harbiye mahallesinde bir merkezimiz vardı, orada daha çok kadınlar ve çocuklarla, eğitimlerine destek vermek, kapasitelerini geliştirmek ile ilgili çalışıyorduk. Sonrasında pandemi patlayınca hem oradaki hem de benim tanıdığım diğer aileler gıdaya erişememeye başladılar. Böyle olunca biz de ‘EvdenDeğiştir’ diye bir kampanya başlattık. Hem gıda hem de temel ihtiyaçlar gönderdik” dedi.
‘Yaptığımız saha çalışmasında derin yoksulluk yaşayan ailelerin yüzde 74’ünün bebek bezi mamaya erişemediklerini gördük’
Foggo, 2020’nin Temmuz ve Eylül ayları arasında yaptıkları saha çalışmasında gördükleri zor durumların üzerine temel gıdayla beraber desteklerini çeşitlendirdiklerini şu ifadelerle anlattı:
“Bu çalışmayı 103 hane ile gerçekleştirdik. Gördük ki durum çok çok kötü. Bu araştırmada gördük ki, bu insanların yüzde 74’ü bebek bezi ve mamaya, yüzde 81’i pede erişemiyor. Temiz suya erişim de aynı şekilde. Aynı zamanda uzaktan eğitime ulaşamayan çocukların olduğunu da gördük. Bu araştırmadan sonra, temel gıdaların yanında, mesela destekçilerimizin aracılığıyla internet desteği sağladık. Tablet, soba aldık. Çalıştığımız mahallelerde ilçe belediyeleri ile de çalışıyoruz. Sahada gördüğümüz eksiklikleri iletiyoruz. Uzun süre toplantılar yaptık, önerilerde bulunduk. ‘Hikayenin Yok Hali’ diye bir kitap çıkarıldı. Burada da ailelerin kendi hikayelerine yer verdik. Bir taraftan Birleşmiş Milletler Çocuk Yoksulluğu ve Yoksulluk Suç Mu raporları yazıldı. Aslında bir yandan savunuculuk, diğer yandan da temel gıdalara erişimlerini sağlıyoruz.”
‘Ekonomik kriz ya da pandemi gibi dönemlerde yoksulluk açlığa devredildi’
Derin yoksulluk kavramının ‘devredilen yoksulluk’ anlamına geldiğini aktaran Foggo “Çocuklara yoksulluğun miras kalmasıdır. Destek verdiğimiz ailelerin neredeyse yüzde 90’ı güvencesiz çalışan aileler. İçlerinde kağıt toplayıcılar, müzisyen, tekstil ve inşaat işçileri, temizlik işi yapanlar, seyyar satıcılar ya da otel çalışanları var. Günlük, güvencesiz çalışan insanlar. Ekonomik kriz ya da pandemi gibi dönemlerde bu yoksulluğun açlığa devredildiğini gördük. Özellikle gıda fiyatlarındaki artış ailelerin tek tip besinlerle beslenmesine neden oldu. Bir takım şeylerden feragat ediyorlar. Kahvaltılık ya da et gibi ürünler yerine kuru gıda ile beslenmeye yöneldiklerini gördük. Sürekli olarak gıdaya erişememe problemi var” diye konuştu.
‘Yoksulluğu tartışırken, yetersiz beslenmeden kaynaklı çocuklardaki gelişim bozukluğu göz önüne almak gerekir’
Derin yoksulluk yaşayan ailelerin yetersiz beslendiğini ve bu durumun pek çok hastalığa de neden olduğunu vurgulayan Foggo, şöyle konuştu:
“Türkiye Nüfus Sağlık Araştırması’nın 2013 verisine göre, ülkede 5 yaş altı her 10 çocuktan 1’i bodur. 3’te 1’inden fazlası ciddi bodur olarak görünüyor. Yetersiz beslenme sonucu 24-59 aylık çocukların yüzde 12’si bodur. Aynı araştırmanın 2018 sonuçlarında ise 5 yaş altı çocuklarda bodurluk oranı yüzde 6. Aslında yoksulluğu tartışırken, yetersiz beslenmeden kaynaklı çocuklardaki gelişim bozukluğu göz önüne almak gerekir. Zira, Amerikan Pediatri Araştırması’nın sonuçlarına göre de yetersiz beslenme ön beyinin gelişmemesine bağlı olarak öğrenme güçlüğüne de neden oluyor. Bizim de ziyaret ettiğimiz hemen hemen her evde kronik hastalıklar var. Astım, bebeklerin hava makinesini kullanması gibi, hakeza verem. Bunların çoğu da gerçekten yetersiz beslenmeden kaynaklı hastalıklar.”
‘Elektrik faturalarına gelen zamla beraber pek çok aile bunu ödeyemeyecek, kirayı ödeyemedikleri için sık sık ev değiştiriyor’
Foggo, aslında pandemi sonrası bir düzelme beklediklerini ifade ederek “Ama şu anda ekonomik kriz, gıda fiyatlarının artması ve elektriğe özellikle zam gelmesiyle beraber birçok aile bu faturayı ödeyemecek durumda, faturayı ödeyemedikleri için elektrikleri kesilenler de var. Kira artışları asgari ücretle çalışanları da açlık sınırına getirdi. Bu yüzden aslında tüm aileler temel ihtiyaçlara kitlenmiş durumdalar. Sosyal hayat tamamen bitmiş durumda. Hepimiz aslında yoksullaştık, herkes aslında bir basamak aşağıya indi. İnsanlar kirayı da ödeyemedikleri için şu an sık sık ev de değiştiriyor. Ama bu sadece güvencesiz olanlar için değil, işçiler için de beyaz yakalılar içinde de bu sorun devam ediyor” dedi.
‘Bakanlık yerel yönetimlerle masaya oturup politika üretmeli, insanlar dayanışmayı yaygınlaştırmalı’
Derin Yoksulluk Ağı’nın kurucusu Foggo, yapılması gerekenleri ise şu şekilde sıraladı:
“Yoksulluğun var olduğunu kabul etmek gerekiyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın elinde de Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün elinde de kimlerin yoksul olduğu verisi mevcut. Çok boyutlu yoksulluğu baz alarak yeniden çok acil ve hızlıca, asgari ücretliler de dahil olmak üzere, bir araştırmanın yapılması gerekiyor. Aslında her hanede her bireyin yoksulluğunun ölçülmesi gerekiyor. Engelli, kadın, çocuk yoksulluğu… Bir an önce de buna göre tedbirlerin alınması gerekiyor. Gıdaya erişemeyen hiçbir ailenin olmaması gerekiyor, bunun da tek yolu bakanlığın yerel yönetimlerle beraber, hangi partiden olursa olsun, aynı masa etrafında oturup ‘bu krizi birlikte çözeriz’ diye iş bölümü yapıp, politika üretmesi gerekiyor. Yoksulluğu azaltma stratejisi gibi bir politikanın ortaya çıkması gerekiyor. Başka çaresi yok. Türkiye’nin hangi yerinde, ilinde, kasabasında, köyünde yaşarsa yaşasın insanlar dayanışmayı yaygınlaştırmalı.”
Foggo, SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin ‘SES Yılın Kadınları 2021’ ödülünü alan kadınlardan biri oldu. ‘Kadınlara ve kadın mücadelesine ilham veren’ kadınların açıklandığı törende, aynı zamanda gazeteci Çiğdem Toker, İkizdere direnişinin öncüsü kadınlar adına Ayşe Albayrak, Diyarbakır'ın tek kadın muhtarı Dilek Demir, Şanlıurfa Konuklu İmam Hatip Ortaokulu öğrencisi 13 yaşındaki hentbol oyuncusu Merve Akpınar, BioNTech'in kurucularından Dr. Özlem Türeci ve 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları şampiyonu Busenaz Sürmeneli gibi isimler de bu ödüle layık görüldü.