Kremlin: Putin ve Biden, gezegenin en deneyimli politikacıları
18:00 26.12.2021 (güncellendi: 00:06 27.12.2021)
© AFP 2023 / BRENDAN SMIALOWSKI
Abone ol
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Joe Biden’ı gezegendeki en deneyimli politikacıları olarak niteledi.
Rossiya 1 televizyonunda konuşan Peskov, “Şunda anlaşalım, Başkan Biden ve Devlet Başkanı Putin, bu gezegendeki en deneyimli politikacılar” ifadelerini kullandı.
Rusya ve ABD liderleri arasında çok iyi bir diyalog tesis edildiğini kaydeden Peskov, “Yani görüştüklerinde kesinlikle yapıcı, iş ortamına çok uygun ve çok saygılı bir şekilde bakış açılarımızın taban tabana farklı olduğu noktaları birbirlerine aktarıyorlar. Dolayısıyla fikir ayrılıkları konuşmanın saygı çerçevesi dışında geçmesi anlamına gelmiyor” ifadelerini kullandı.
Peskov, Biden’ın Putin ile ilgili daha önce söylediği olumsuz ifadeler hakkında özür dileyip dilemediği sorusunu yanıtlamadı.
‘İki lider arasında insani bir sempati oluştu mu?’ sorusu karşısında da, “Bu sempati mi bilmiyorum ama dünyanın en büyük iki devletinin liderleri görüşürken birbirlerine karşı başka türlü konuşamaz” ifadelerini kullanan Kremlin Sözcüsü, Putin ve Biden’in tıpkı Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi gibi dünyanın en deneyimli politikacıları arasında olduğunu kaydetti.
‘NATO'nun genişlemesi Rusya için bir ölüm kalım meselesidir’
NATO'nun doğuya ilerlemediği konusunda Batı'nın devam eden aldatmacası nedeniyle Rusya'nın güvenliğinin tehdit altında olduğuna dikkat çeken Peskov, güvenlik garantisi almanın Moskova için artık bir ölüm kalım meselesi haline geldiğini vurguladı.
Kremlin Sözcüsü, “Son yirmi yılda, belki daha da fazla bizi düzenli olarak aldattılar ve bu aldatmacanın sonucu olarak güvenliğimizin tehdit altında, NATO’nun hem siyasi, hem de askeri altyapısının sınırlarımıza doğru daha da genişlemesinin tehdidi altında olduğu bir duruma geldik. Ve bu bağlamda NATO, Ukrayna gibi ülkelere, Sovyetler Birliği topraklarında bulunan diğer ülkelere yayılıyor" ifadelerini kullandı.
Sunucunun, “Moldova, Gürcistan” demesi üzerine Peskov, “Bu artık bizim için bir ölüm kalım meselesidir” ifadelerini kullandı.
‘Muhataplarımızın diplomatik dili önemli ölçüde bozuldu, kovboy diline dönüştü’
Rusya’nın muhataplarının diplomatik dilinin önemli ölçüde bozulduğunu ve bazen kabalığa dönüştüğünü belirten Peskov, şunları söyledi:
“Genel olarak muhataplarımızın diplomatik dili önemli ölçüde bozuldu. O artık önde gelen diplomatların dili değil, hatta bazen kabalığa dönüşüyor. Elbette ki hiç hoşumuza gitmeyen bir kovboy dili bu.”
‘NATO kademeli olarak Ukrayna topraklarına nüfuz ediyor’
Peskov, Ukrayna'da halihazırda NATO’nun birkaç bin askeri eğitmeni bulunduğunu, İttifak'ın kademeli olarak Ukrayna'ya nüfuz ettiğini ve gelecekte geriye sadece bu sürecin resmileştirilmesinin kalacağını söyledi.
Kremlin Sözcüsü, “Teçhizatlar Ukrayna topraklarına sokulmaya başladı, askeri eğitmenler girmeye başladı, şu anda sayıları birkaç bini bulmuş durumda. NATO yavaş yavaş Ukrayna topraklarına nüfuz ediyor ve daha sonra geriye kalan tek şey, bu süreci resmileştirmek olacak” diye konuştu.
‘ABD, Rusya'ya NATO’nun genişlemesinin nesinden hoşlanmadığını sormuyor’
ABD’nin, Rusya'ya NATO’nun genişlemesinin nesinden hoşlanmadığını sormadan genişlediğini vurgulayan Peskov, şöyle konuştu:
“Hayır, Amerikalılar böyle konuşmuyor, Amerikalılar yapıyor. Onlar yapıyor, biz NATO’nun neler yaptığını görüyoruz, sınırlarımızın yakınında yapılan tatbikatları görüyoruz, muazzam miktarda teçhizat tedariki yapıldığını görüyoruz. Yunanistan üzerinden ve farklı güzergahlardan bunu yapıyorlar.”
‘Güvenlik garantileri ile ilgili ocak ayında yapılacak müzakereler, ABD'nin diyaloğa hazır olup olmadığını gösterecek’
Ocak ayında Cenevre'de yapılacak güvenlik garantileri ile ilgili müzakerelerin, ABD'nin bu konuda somut bir yanıt vermeye gerçekten hazır olup olmadığını göstereceğini dile getiren Peskov, şunları söyledi:
“Yine de Ocak 2022'de gerçekleşmesini beklediğimiz müzakerelere yoğunlaşmamız gerekiyor. Amerikalıların somut bir cevap vermeye hazır mı oldukları, yoksa süreci uzatmayı ya da süreci uzatmayı tercih edip, uzun yıllar devam eden bir müzakere çizgisini başlatmayı mı çalışacakları özellikle bu müzakerelerde netleşecek.”
Tsirkon füzesi ile yapılan test atışı sorusuna: Notalarımızın Batı için daha ikna edici olacağını umarız
Tsirkon hipersonik füzesi ile yapılan test atışlarını da değerlendiren Peskov, böylelikle Rusya’nın notalarının daha ikna edici olacaklarını umduğunu dile getirdi.
‘Putin Rusya’nın güvenliği ile ilgili konularda hamleleri gerçek bir satranç ustası gibi hesaplar’
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya’nın güvenliği ile ilgili konularda ileriye dönük bir ya da iki hamleyi değil, tıpkı bir satranç ustası gibi tüm hamleleri hesaba kattığına dikkat çeken Peskov, şöyle konuştu:
“Elbette ki Başkan Putin ileriye dönük bir hamle, iki hamle değil, gerçek bir satranç ustası gibi düşünür, ki bu tür konularda muhtemelen büyük bir ustadan bile daha yüksek yeteneklere sahip olması gerekir. Bu nedenle, Başkan Putin’in her şeyi düşündüğünden hiç şüphem yok.”
‘Rusya’nın çıkarlarını karşılayan güvenlik garantileri konusunda somut bir çözüme ihtiyaç var’
Güvenlik garantileri meselesine bir kez daha dönen Kremlin Sözcüsü, “Bir çözüme, hızlı ve somut bir çözüme ve bizim çıkarlarımızı karşılayacak bir çözüme ihtiyaç duyulduğu bir durumdayız” ifadelerini kullandı.
‘ABD ile güvenlik garantileri ile ilgili müzakereler konusunda ölçülü iyimserliği sürdürelim’
Peskov, Moskova'nın ABD ve NATO ile güvenlik garantileri ile ilgili müzakereler konusunda ölçülü iyimserliği sürdürmeye değer olduğuna ve görüşmelerden bir sonuç çıkacağına inandığını ifade etti.
Ocak ayında yapılması beklenen görüşmeler için sabırlı olma çağrısında bulunan Peskov, görüşmelerde Batılı muhatapların söylediklerinden durumun çok daha anlaşılır olacağını söyledi.
Sözcü, “Burada şunun anlaşılması gerekir, diplomatlar kamuya kapalı olarak müzakere masasına oturduğunda orada tamamen farklı bir konuşma başlar. Konuya daha yakın, daha sakin ve genellikle daha dengeli bir konuşma olur. Bu nedenle, ne de olsa şimdilik ölçülü iyimserliğimi korur ve umutlarımı beklediğimiz istişarelere bağlardım” ifadelerini kullandı.
‘Kiev’i hiç kimse Donbass halkına saldırmaktan sorumlu tutmuyor’
Rusya’nın sürekli olarak Ukrayna’ya ‘saldırmaya’ hazırlamakla suçlandığını hatırlatan Peskov, aynı zamanda Kiev’i, Donbass’ta yaşayan kendi halkına saldırmaktan hiç kimse sorumlu tutmadığını dile getirdi.
Peskov, “Bize sürekli olarak Ukrayna'ya saldırmaya hazırlandığımız iddiasıyla sitem ediyorlar. Aynı zamanda hiç kimse, Ukrayna'ya Donbass'ta kendi halkına karşı saldırmaya hazırlandığı için hiç kimse sitem etmiyor” diye konuştu.
‘Biden yaptırımları tutup kaldıramaz’
ABD Başkanı Joe Biden’ın Rusya’ya yönelik yaptırımları kolayca kaldıramayacağına ve Rusya’nın daha uzun süre yaptırımlarla birlikte yaşamak durumunda olacağının bilindiğine dikkat çeken Peskov, şunları söyledi:
“Pek çok süreç kodlanmış durumda, yani Başkan’ın bu konuda Kongre'de geçirilen yasalar ve belgelerle eli kolu bağlı durumdadır. Bu, muhtemelen Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki siyasi çatışmanın bir ürünü, bu nedenle Başkan tüm bunları tutup iptal edemez. Ve bu yaptırımlarla çok uzun bir süre yaşamak zorunda olduğumuzu çok iyi anlıyor ve idrak ediyoruz.”
‘Rusya demokratik bir ülke, aksini iddia edenler onu anlamayanlardır’
Kremlin Sözcüsü, Rusya'nın çok güçlü, gururlu ve özgür insanların yaşadığı, kesinlikle demokratik bir ülke olduğunu ve aksini iddia edenlerin ülkeyi bilmeyen ve anlamayan kişiler olduğunu vurguladı.
Her ülkenin kendi tarihinden ve geleneklerinden kaynaklanan bir düzeninin olduğunu vurgulayan Peskov, “ABD’deki demokrasinin ne olduğunu biliyoruz. ABD’de farklı, Fransa'da farklı bir düzen var, Almanya'da üçüncü ve Hollanda'da dördüncü bir düzen söz konusu. Ve teorik olarak Amerika Hollanda ile karşılaştırılacak olursa, ABD’deki sistem neredeyse diktatörlüktür. Her ülke egemen olmalı, her ülke, tarihsel geleneklerden, gelişmişlik düzeyinden kaynaklanan o ülkenin doğasında olan sisteme sahiptir” diye konuştu.
‘Donbass’ta iç savaşın ikinci dalgası kesinlikle kabul edilemez’
Donbass'ta iç savaşın ikinci bir dalgasının, Rusya sınırlarının çok yakınında olacağı için kesinlikle kabul edilemez olduğuna dikkat çeken Peskov, ilgili soruya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Bize gerilimi düşürmek için önlemler almanız gerektiği söyleniyor, hiç kimse Kiev'e, Kiev'in gerilimi düşürmek için önlemler alması gerektiğini söylemiyor. Hiç kimse, sınırlarımızın hemen yakınında olacağından bizim için kesinlikle kabul edilemez olan iç savaşın yeni bir dalgasının mutlak kabul edilemezliğini hatırlatmak için Kiev'e çağrıda bulunmuyor. Ve ayrıca orada, ülkemizin kaderlerine kayıtsız kalamayacağı Rus insanlar yaşıyor.”
‘Donbass’taki çatışma askeri yolardan çözülmemeli’
Sunucunun Rusya için en önemli koşulun, Donbass sorununun askeri yollardan çözülmemesi olduğu sözlerine, “Şüphesiz” yanıtını veren Peskov, askeri çözümün Ukrayna devleti açısından sorun oluşturacağını, Kiev ve Washington'un bunun farkında olduklarını vurguladı.
Kremlin Sözcüsü, “Bu, Başkan Putin’in defalarca söylediği şeydir ve bu, Kiev’de çok iyi bilinen, Washington’da da çok iyi bilinen şeydir. Fakat gördüğünüz gibi, nedense kimse Kiev'in aklını başına getirmek istemiyor” ifadelerini kullandı.
‘Çin, Rusya’nın güvenlik garantileri ile ilgili önerisini olumlu değerlendirdi’
Çin'in Rusya'nın stratejik güvenlik garantileri imzalama girişimini çok takdir ettiğinin altını çizen Peskov, Moskova ve Pekin'in istişarelere devam edeceğini ifade etti.
Kremlin Sözcüsü, “Hindistan ve Çin, ortak ülkelerimiz ve müttefiklerimizdir. Özellikle Çin Halk Cumhuriyeti ile uluslararası arenadaki eylemlerimizi büyük ölçüde koordine ediyoruz. Ve geçen hafta muhtemelen Pekin'den bir açıklama duydunuz. Evet, Rus girişimi olumlu değerlendirildi. Ve biz istişarelerimize devam edeceğiz, aramızda özel bir ilişki söz konusu” diye konuştu.
Rusya ve Çin'in ikili ilişkileri ileri stratejik ortaklık düzeyine getirmeyi başardıklarını dile getiren Peskov, şunları söyledi:
“Şüphesiz bunlar, iki ülke liderlerinin yıllar içinde parça parça özenle tesis ettikleri ilişkilerdir ve şimdi bu ilişkileri böylesine ileri bir stratejik ortaklık düzeyine getirmeyi başardık.”
