00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
HABERLER
12:01
5 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
14:05
54 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
3 dk
HABERLER
19:00
14 dk
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
DÜNYA HABERİ
11:05
14 dk
PARANIN HAREKETİ
11:21
15 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABER MASASI
13:30
35 dk
HAFTANIN KEYFİ
14:05
54 dk
HABERLER
15:00
5 dk
ÇALIŞMA HAYATIM
15:05
55 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
17:30
1 dk
YOL ARKADAŞI
Kılıçdaroğlu "yargı dağıttı"
17:33
87 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
BÖLGENİN KALBİ
Ceyhun Bozkurt'la Bölgenin Kalbi
19:05
84 dk
ÖZEL HABER
Sayıştay raporlarında kara delik: İlçe belediyelerinin beşte dördü yok
20:35
6 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
BM Güvenlik Konseyi (BMGK) - Sputnik Türkiye, 1920
POLİTİKA
Türkiye ve dünya politikasından en güncel haberler, açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biden, F-16 konusunda Kongre'ye işaret etti, 'Elimden geleni yapacağım' dedi

© REUTERS / KEVIN LAMARQUERecep Tayyip Erdoğan- Joe Biden
Recep Tayyip Erdoğan- Joe Biden - Sputnik Türkiye, 1920, 01.11.2021
Abone ol
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Zirvesi'nde bir araya geldiği ABD Başkanı Joe Biden ile F-16 konusundaki görüşmelerine ilişkin detaylarını anlattı. Erdoğan, Biden'ın 'Çok kısa zamanda netice alamayabiliriz' dediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya’nın başkenti Roma’da düzenlenen G20 Liderler Zirvesi dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, ABD Başkanı Biden ile görüşmesi hakkında "Bizim bu F-35 konumuz var. Malum bizim 1 milyar 400 milyon dolarlık yaptığımız bir ödeme var. Bununla ilgili olarak da F-16 tedarikini müzakere ettik. Biden 'Çok kısa zamanda netice alamayabiliriz. Biliyorsunuz iki farklı bölümden, Temsilciler Meclisi ve Senato’dan geçiyor. Malum, durum 50-50 ama ben elimden geleni yapacağım' dedi" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, sınır ötesi operasyonla ilgili "Operasyonun yapılması gerektiği zamanda tabii ki operasyon yapılır. Ondan geri adım atılmaz" dedi.
Fransa'nın Yunanistan'a Rafale uçağı satışı ve Dedeağaç'taki ABD üssü konusunda ABD Başkanı Biden ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a "Burada böyle bir üssün kurulması bizi, halkımızı ciddi manada rahatsız ediyor" dediğini aktaran Erdoğan, "Bununla ilgili olarak da Macron sahiplenemedi ve Rafale ile ilgili de 'Onların parası var' dedi. Dedim ki 'Bak seni aldatıyorlar. Bunların parası falan yok. Sadece Batı’ya 400 milyar avro borcu olduğunu biliyorum'" diye konuştu.
Koronavirüsle mücadelede Türkiye'nin yerli aşısı TURKOVAC'la ilgili de konuşan Erdoğan, "Aşı konusunda biz şu anda bir iddiayla ortadayız. TURKOVAC’ta inşallah bu yıl sonuna kadar üretime tam manasıyla geçtiğimizde burada herhangi bir kıskançlık yapmadan bunu dünya ile paylaşacağız" mesajını verdi.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"G20 Roma Zirvesi'ni hamdolsun başarıyla tamamladık. Roma’da iki gün boyunca “İnsanlar, Gezegen ve Refah” ana teması etrafında verimli toplantılar yaptık. Yıl boyunca yapılan çalışmaları gözden geçirdik. Zirve kapsamında küresel ekonomik gelişmeleri ele aldık.
Sağlık boyutuyla mücadelede önemli mesafe aldığımız salgının olumsuz ekonomik etkileri halen devam ediyor. Özellikle emtia fiyatları ve borçluluk oranlarının ciddi oranda yükseldiğini görüyoruz. Küresel enflasyon baskısı da aynı şekilde giderek artıyor. Bu çerçevede ekonomilerimizin dayanıklılığını artırmak amacıyla ne gibi önlemler alabileceğimizi değerlendirdik. Küresel enflasyonla mücadelede iş birliğinin önemine değindik.
Ayrıca koronavirüs salgınının küresel sağlık sistemine olan etkileri üzerinde fikir alışverişinde bulunduk. Aşı meselesinde süregiden adaletsizliğin ve ayrımcılığın önlenmesi gerektiğini vurguladık. Şu an klinik deneyleri yapılan TURKOVAC aşımızı, onaylanınca, milletimizle birlikte insanlığın da istifadesine sunacağımızı ifade ettik.
G20 Zirvesi'nin ana başlıklarından biri de “İklim ve Çevre” idi. İklim değişikliğiyle mücadelede üzerimize düşeni yaparak Paris Anlaşmasını onayladığımızın bizzat altını çizdim. Bu konuda öncü ve proaktif bir rol üstlenmeye hazır olduğumuzu muhataplarımızın dikkatine getirdim.
Zirve vesilesiyle ev sahibi İtalya Başbakanı Sayın Draghi, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Sayın Von Der Leyen, Hollanda Başbakanı Sayın Rutte, önümüzdeki G20’nin ev sahibi Endonezya Cumhurbaşkanı Sayın Widodo, Amerikan Başkanı Sayın Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Sayın Michel, Almanya Şansölyesi Sayın Merkel ile bir araya geldik. Tabi aday Şansölye ile de görüştük, hatta ikisi beraber geldiler. Yine zirve sırasında farklı ülkelerden katılımcılarla görüşmelerimiz oldu.
Ziyaretim boyunca gerçekleştirdiğimiz istişarelerin ve ortaya koyduğumuz görüşlerin hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum.

'F-35 konusunda Biden'da olumsuz bir yaklaşım görmedim'

- ABD Başkanı Sayın Biden ile görüşmenizin genel hatlarını neler oluşturdu? Görüşmelerden önce Amerikan tarafının Reuters kanalıyla bir mesajı vardı, Biden cenahlarından Türkiye’ye bir şekilde tansiyonun düşürülmesi konusunda telkinlerde bulunulacağı şeklinde. Ancak daha sonra her iki taraftan da görüşmenin çok olumlu geçtiği yönünde açıklamalar oldu. Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğine dair değerlendirmeleriniz nelerdir?
Sayın Biden ile samimi ve yapıcı havada bir toplantı yaptık. Toplantıda Mevlüt Bey, İbrahim Bey ve Hakan Bey benimle birlikteydiler. Kendisinin yanında da Dışişleri Bakanı ile güvenlik ve istihbarattan sorumlu isimler vardı. Toplantıyı gayet olumlu bir havada devam ettirdik. Afganistan, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz konularında iş birliğimizi güçlendirmenin yanı sıra özellikle de ekonomik ilişkilerimizi çok daha yoğun bir şekilde devam ettirme kararı aldık. Bunun için de arkadaşlarımıza gerekli talimatları verdik. Hemen Hazine ve Maliye Bakanlarımıza muhataplarıyla çok daha sık görüşmelerini söyledik. Böylece inşallah ekonomide ikili ticaret hacminde 100 milyar dolar hedefimize ulaşırız ve bu yolda yürürüz. Tabi NATO ittifakı ve stratejik ortaklık bağlamında atılacak adımları da istişare etme fırsatını bulduk. Hepsinden öte tabi bizim bu F-35 konumuz var. Malum bizim 1 milyar 400 milyon dolarlık yaptığımız bir ödeme var. Bununla ilgili olarak da F-16 tedarikini müzakere ettik. Bu konuda da kendilerinden olumsuz bir yaklaşım görmedim. Tam aksine yine bununla ilgili de Savunma Bakanlarımız birbiriyle görüşecekleri gibi Dışişleri Bakanlarımız da muhataplarıyla görüşerek inşallah iki ülke ilişkilerini ilgilendiren bu hassas konuyu da neticelendirmeyi umuyoruz. Biden “Çok kısa zamanda netice alamayabiliriz. Biliyorsunuz iki farklı bölümden, Temsilciler Meclisi ve Senato’dan geçiyor. Malum, durum 50-50 ama ben elimden geleni yapacağım” dedi. Ben de kendisine “Bunu başarabileceğinize inanıyorum ve bu konuda şu anda ağırlığın sizde olduğunu görüyorum” dedim. İnşallah Savunma Bakanlarımız da birbirleriyle görüşmeleri devam ettirecekler. Bugünkü toplantıya katılan arkadaşlarımızın bu işi yakın markajda tutmasıyla inşallah bunu nihayetlendirirsek, burada iki tane önemli başlığımız olacak; biri tedarik, biri de elimizdeki F-16’ların modernizasyonu. Bunların da o arada inşallah yapılma durumu söz konusu olacak.

'Biden’a 'Biliyorsun ben de çevreciyim' dedim'

- Bir de kendisine 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' kitabınızı takdim ettiniz bildiğimiz kadarıyla. Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi çalışması da vardı. Bu ikisiyle ilgili geri dönüşleri neler oldu?
Gerek benim “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” kitabımı, gerekse “Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi” kitabını Sayın Biden’a hediye ettim. “Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi” kitabında benim bir takdim yazım bulunuyor. Biden’a “Biliyorsun ben de çevreciyim” dedim. Biz bu kitapları verince o da “Ben de size kendi kitabımı takdim edeceğim” dedi. Onun da vefat eden oğlu hakkında yazdığı bir kitabı var.

'Biden ile BM Genel Kurulu'nun olduğu dönemden bu yana farklı bir sürecimiz oldu'

- BM Zirvesi sonrası selefleriyle mukayese edip Biden için “Kendisiyle iyi başladık diyemem” demiştiniz. Bu sefer bu görüşmeden sonra bu kanaatiniz değişti mi?
Tabii şartlar atmosfere göre değişiyor. BM sırasında farklı beklentilerimiz vardı. O farklı beklentiler olmayınca olay biraz daha farklı bir duruma doğru gitti. O gelişme farklıydı. Bu görüşme için medyada “20 dakikalık bir görüşme olacak” diyordu. Bizim görüşme 1 saat 10 dakika sürdü. Medyanın bizimle nasıl uğraştığını anlayın. Yani kendilerince “kabul etmeyecek, görüşmeyecek” de derler, 20 dakikaya da indirirler! Ama bizim görüşme 1 saat 10 dakika sürdü. O sürede de protokol sürekli geldi gitti, geldi gitti, onlara bir iki kez kaş göz yaptı. En sonunda da bir yerde artık görüşmeler vardı, bir taraftan da toplantı başlamıştı, hemen onlara gitmek zorunda olduğumuz için diğer programlara geçmek durumunda kaldık. Onun için BM Genel Kurulu'nun olduğu dönemden bu yana farklı bir sürecimiz oldu. Şimdi tabi bizim Türkevi tam BM’nin çapraz karşısında. İnşallah gün ola harman ola. Misafir ederiz, orada da görüşmemizi yapabiliriz, o da olur. Niye olmasın. Ayrıca güvenlik, savunma, ticaret, terörle mücadele ve bölgesel konular başta olmak üzere aramızdaki bütün konularla ilgili ortak bir mekanizma kurulması konusunda mutabık kaldık, anlaştık. İnşallah bu konuları da ilgili arkadaşlarımız bizzat yürütecekler.

'Gerekiyorsa operasyon yapılır'

- Anladığımız kadarıyla son derece sıcak ve samimi bir görüşme olmuş ama öte yandan bir de Amerika’nın bugüne kadar açıkça PKK/YPG’ye verdiği destek var. Silah eğitimi devam ederken Türkiye’nin onca uyarısına rağmen tatbikat yapmaya kadar gitti işler. Sizin bu konuda aslında çok açık ve net bir mesajınız vardı. Sorumluluklar karşılanmadığı sürece her an bir operasyon sinyali verdiniz, “Gerekirse operasyon yaparız bu bölgede” dediniz. Biden ile bu görüşmede de, buradaki basın toplantısında üzüntünüzü dile getirdiğinizi belirttiniz ve yeni bir sürecin bundan sonra başlayacağını söylediniz. Bu yeni süreçten ne bekliyoruz ve bundan sonraki süreç Türkiye’nin operasyon ihtimalini nasıl etkiler?
Operasyonun yapılması gerektiği zamanda tabii ki operasyon yapılır. Ondan geri adım atılmaz. Bir defa terör örgütleriyle olan mücadelemizden bizim asla sarfınazar etmemiz mümkün değildir. Eğer karşımızda bir terör örgütü olan PKK/PYD/YPG varsa, ne gerekiyorsa biz bunu yaparız. Bundan da taviz vermeyiz. Bunu zaten biz kendilerine her zaman söyledik ve söylüyoruz. Bundan sonraki süreçte de NATO’da müttefiksek, NATO müttefiki olarak bizim ittifak halinde olduğumuz ortağımızın böyle bir şeye tevessül etmemesi gerekir. Yine aynı şekilde bundan sonraki süreçte de Türkiye’nin temel önceliklerinden olan bu meselede beraber çalışmamız gerektiği hususunda bugün de mutabakata vardık. Orada da kendilerinin olumsuz bir yaklaşımı olmadı.

'İtalya ile Berlusconi döneminden itibaren çok başarılı işler yaptık'

- İtalya Başbakanı Draghi’yi kabul edişinizi sormak istiyorum. Özellikle Nisan ayında Draghi’nin atanmış bir başbakan olarak, defalarca seçilmiş bir Cumhurbaşkanı'na karşı kullandığı bir ifade vardı. Bu Türkiye’de haliyle büyük bir tepki gördü. İtalya medyasında da sizin İtalya’ya gelmiş olmanızın ve bu kabulün bir telafi beklentisi oluştuğuna yönelik haberler çıktı. Draghi’nin şahsen bu hasarlı durumu telafi edebilmek için nasıl bir yaklaşımı oldu, bu konu hiç geçti mi, aranızda nasıl bir ilişki oluştu?
Biz İtalya ile Berlusconi döneminden itibaren çok güzel, başarılı işler yaptık. Savunma sanayiinde de o dönemde çok ciddi bir adım atarak bu 'Atak' helikopterlerimizi biz İtalya ile anlaşarak aldık. Onlarla buna başladık. Özellikle Atak helikopterlerinde müşteri çok ama bizim tek sıkıntımız, bu Rolls-Royce noktasında gerekli olan motoru istediğimiz miktarda temin edemediğimiz için ihracatında maalesef çok çok başarılı olamıyoruz. Atak helikopterlerinde elimizde bol miktarda Rolls-Royce motor olsa biz ciddi manada ihracat yaparız. Bu dönemde inşallah burayla adımları yeniden başlatıp atarken, onların motor teminini sağlamalarıyla biz 'Atak' helikopter talebini karşıladığımız zaman savunma sanayiinde ciddi manada bir sıçrama daha yapmış oluruz. Olay sadece İHA, SİHA, Akıncı’da kalmaz. Aynı zamanda 'Atak' helikopterleriyle de dünyada farklı bir yere geliriz. Bunun dışında da ben Biden’ın buraya farklı yaklaşım göstermediğini, onun da olumlu bir yaklaşım veya beklenti içerisinde olduğunu görüyorum. Temennim odur ki inşallah en kısa zamanda bu süreci başarılı bir şekilde sürdürürüz.

'Macron ile olan görüşmemizde 5-6 ana başlık vardı'

- Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la görüşmenizin detaylarını da merak ediyoruz. Nasıl bir atmosferde geçti, hangi konular üzerinde duruldu? Görüşmenizin ikili ilişkilere etkisiyle ilgili değerlendirmeleriniz neler olur?
Macron ile olan görüşmemizde 5-6 ana başlık vardı. Bunların merkezinde tabii Libya vardı. Libya ile ilgili Berlin Konferansı'nın bir benzerini Paris’te yapmak istiyor. Bu bir yerde durumdan vazife çıkarmak gibi oluyor. Bizim oraya ısrarla eş başkan olarak gelmemizi istiyor. Dedim ki “Berlin’de zaten biz bu konferansı yaptık. Kaldı ki buraya bazı davetleriniz var; mesela Yunanistan, mesela İsrail, mesela Kıbrıs Rum kesimi… Bunların katılacağı bir Paris Konferansı'na biz katılamayız.” Durdu ve “Bir çalışma yaptırsak bunun üzerinde, özel temsilciler belirlesek” dedi. Ben de “Şartımız bu, bir defa bunlar olmayacak. Eğer Yunanistan buraya gelecekse özel temsilci falan da göndermeye gerek yok. Burada çok ısrarcı durumundaysanız özel temsilcileriniz kim, bunları da görelim ama burada Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs Rum kesimi olacak olursa bunu zaten yapamayız” dedim. Birincisi bu. Şimdi o da isimler verecek, biz de isimler vereceğiz, arkadaşlar aralarında görüşme yapacaklar. Fakat tabii bu şartlarımız yerine gelmedikten sonra olmaz.
Bir diğer konu Afganistan meselesi. Afganistan ile ilgili de malum, askerimizi çektik, askerimiz artık orada yok. Tabi bunların sıkıntıları var; orada zaman zaman Fransızlar olabilir, bunların oradan alınması gibi… Dedik ki biz şu anda Katar’la çalışıyoruz, bir gayretimiz var ve bizim Afganistan’da Afganistan halkını yalnız bırakmak gibi bir düşüncemiz yok. Ondan sonra güney Kafkasları gündeme getirdi. Dedik ki biz geçen hafta oradaydık ve güney Kafkaslar’da da şu anda atılan olumlu adımlar var ve bu olumlu adımları da Sayın İlham Aliyev kardeşimiz kararlı bir şekilde sürdürmek istiyor. Hatta Paşinyan’la da görüşmesi oldu. Bu görüşmede de bölgede 6’lı bir platform oluşturalım konusu gündeme geldi. Rusya, Azerbaycan, Türkiye, İran, Gürcistan ve bunun yanında bir de Ermenistan, eğer hepsi de kabul ederse burada bir barış platformu oluşturmuş oluruz. Bizim derdimiz, bu da olursa isabetli olur. Macron’la görüşmemizde Libya ile ilgili konuda bizim askerlerimizin eğitmen olarak ve Libya’nın milli hükümeti ile anlaşmalı şekilde orada bulunduğunu da bir kez daha ifade ettim.

'Macron'a 'Seni aldatıyorlar' dedim'

- Yunanistan ve Fransa arasında yapılan anlaşma uyarınca Yunanistan Fransa’dan Rafale uçak alıyor, fırkateynler alıyor. Diğer taraftan olası çatışma durumunda belli açılardan Yunanistan ile beraber etme yönünde bir anlaşma gerçekleştirdiler. Bu tablo Doğu Akdeniz ve Ege’deki jeostratejik dengeyi ne yönde etkileyebilir?
Sayın Biden’a da Macron’a da bu konuyu söyledik. Dedik ki bu Dedeağaç olayı nedir? Burada böyle bir üssün kurulması bizi, halkımızı ciddi manada rahatsız ediyor. Bununla ilgili olarak da Macron sahiplenemedi ve Rafale ile ilgili de “Onların parası var” dedi. Dedim ki “Bak seni aldatıyorlar. Bunların parası falan yok. Sadece Batı’ya 400 milyar avro borcu olduğunu biliyorum”... “Paraları var” dedi. Her şey para! Tabii bir de üs meselesi var. Ama bu gelişmelerle ilgili bizim bütün derdimiz Türkiye olarak biz güçlü olacağız.

'NATO’daki ortağınla böyle bir şeye girmiyorsun, Hindistan’la böyle bir adım atmaya kalkıyorsun'

- Dünyada tek S-400’ü olan ülke biz değiliz. Hindistan da aldı. Aralık ayında da teslim alacaklar. Fakat Amerika’nın bütün etkili dergileri, Amerikan senatosundan üyeler, “Aman Hindistan’a S-400 yaptırımı uygulamayalım” diyorlar. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı da “Dışişleri ile Başkan Biden karar verir, yaptırım uygulanmayabilir Hindistan’a” diyor. Bir de F-16’nın en üst modelinin bir benzeri F-21 diye bir fabrika kurdu Lockheed Martin Hindistan’da. S-400 yüzünden Türkiye’ye F-16’yı verip vermemeyi kongrede tartışırken, Hindistan’a yaklaşımları bu şekilde. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben Roma’daki görüşmemizden sonra böyle bir şeyin olmadığını görüyorum. Şu anda gerek Dışişleri Bakanımız gerek Savunma Bakanımız muhataplarıyla yapacakları görüşmelerle bu işi neticelendirirler ve biz de kendisiyle ayrıca yapacağımız görüşmelerle işi yakın takibe alırız. Tabi Hindistan meselesi önemli. Çünkü Hindistan NATO’da değil ama Türkiye NATO’da, senin ortağın. Dolayısıyla NATO’daki ortağınla böyle bir şeye girmiyorsun, NATO’da olmayan Hindistan’la böyle bir adım atmaya kalkıyorsun. Bu tabi bizi üzer.

'TURKOVAC seri üretime girdikten sonra inşallah dünyada dengeleri biraz değiştiririz'

- G-20 sonuçlarıyla ilgili sormak istiyorum. Aşı milliyetçiliği konusunu basın toplantısında dile getirdiniz. Putin de bu nedenle Batı’yı suçladı. Batı’yı uluslararası aşı kampanyalarını etkilemekle, engellemekle ve Rus aşısını gündeme almayarak rekabeti engellemekle suçlayan bir açıklama yaptı. Bu konu, bazı aşıların kabul edilip bazı aşıların reddedilmesi konusu zirvede nasıl ele alındı? Bir diğeri İtalya Başbakanı Draghi’nin açılış konuşmasında söylediği yoksul ülkelerin aşıya erişmesi yüzde 3 gibi çok düşük bir oranda ve bir yıl içinde yüzde 70 aşama kaydedilmesi gerekiyor ki pandemiyle savaşılabilsin. Bu konuda gündem ne oldu? Sizin görüşlerinizi almak istiyorum. “Bir grup kurulmasını önereceğim” demiştiniz. Bunu kapsıyor mu? Avrupa’nın, G-20 ülkelerinin taahhüt ettikleri küresel iklim değişikliğiyle mücadele için bir para var. 100 milyar dolar gibi bir parayı emisyon hacmini, sera gazı etkisini azaltmak için vermeyi taahhüt ettiler. 2025’e kadar bu taahhütlerini yerine getirmeleri gerekiyor. Bu konu ne çerçevede dile geldi? Bir de dijital küresel uluslararası şirketlere vergi meselesi raporda vardı, bu konularla ilgili fikirlerinizi almak isteriz?
Aşı konusunda biz şu anda bir iddiayla ortadayız. Bizim iddiamız TURKOVAC ve biz TURKOVAC’ta inşallah bu yıl sonuna kadar üretime tam manasıyla geçtiğimizde burada herhangi bir kıskançlık yapmadan bunu dünya ile paylaşacağız. Dünya ile bunu paylaşırken de adeta “Siz yapmadınız ama biz yapıyoruz” mesajı vereceğiz. Bu yaklaşımımızı çok kısa zamanda ürettiğimiz elektronik solunum cihazlarında da gösterdik. O solunum cihazlarını üretmeye başladığımız andan itibaren buna sahip olmayan Afrika ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye gönderdik. Bunu da yaparken hasbi yaptık, hesabi yapmadık. Aynı şekilde biz yurt dışına ciddi manada oksijen tüpü de gönderdik. Bütün bunlar gerçekten o anlarda çok çok büyük önem arz etti. Tabi TURKOVAC seri üretime girdikten sonra biz inşallah dünyada dengeleri biraz değiştiririz.
Küresel iklim değişikliğiyle mücadele için mali taahhüt konusuna gelince, verilen sözler hakikaten büyük. Mali noktada olmaktan öte özellikle Afrika ülkelerine yönelik çok ciddi bir destek olmadı. Merkel’in Afrika ülkelerine yönelik olumlu bir çıkışı vardı, “Oralara belli destekler verilmelidir” diye. Afrika ülkeleriyle ilgili en can alıcı destek ve hedef bizden oluyor. Türkiye olarak biz bu süreç içerisinde de her türlü desteğimizi Afrika ülkelerine verdik. Onları kendi başlarına bırakmadık. Aşı da verdik. Biz kendimiz henüz üretmedik ama kendimize aldığımız aşılardan Afrika ülkelerine ciddi manada gönderdik. Özellikle solunum cihazları da gönderdik.

'Sayın Scholz, bana göre sempatik biri'

- Müstakbel Almanya Başbakanı’nı nasıl buldunuz? Türkiye’nin önemi konusunda bilgilendirilmiş mi? SPD Yeşiller’le ortak olması söz konusu, oradan Türkiye’ye yönelik bazen garip mesajlar gelebiliyordu. Nasıl buldunuz Başbakan adayını?
Sayın Scholz, bana göre sempatik biri. Şunu da unutmayalım ki Alman yönetiminde bakanlık yaptı. Yani dışarıdan gelen birisi değil. Aslında bize de yabancı değil. Yani SPD’nin içinde olan birisi ve ortak dostlarımız var. Zannediyorum biz çok fazla yabancılık çekmeyeceğiz. O da yabancılık çekmeyecek. İnşallah Kasım-Aralık gibi de hükümeti kuracaklarını söylüyor. Ben güveniyorum.

'Her zaman kardeş ülkelerin yanındayız'

- Son zamanlarda Balkanlar’da endişe verici bir gerilim tırmanıyor. Özellikle Sırp lider Dodik’in açıklamaları korkutucu. Bu hususta değerlendirmeleriniz nelerdir?
Balkanlarda, Bosna-Hersek’te zorluklarla tesis edilen barış ve huzur ortamını muhafaza etmek çok önemli. Türk halkının gönlünde de ikili ilişkilerimizde de burasının ayrı bir yeri vardır. Biz her zaman buradaki kardeş ülkelerin yanındayız. Temenni ederiz ki bundan sonra da barış, huzur ve güven ortamının devamı istikametinde hareket edilir. Biz bundan sonra da bu sürece destek olmayı sürdüreceğiz.

'Taleplerimiz yerine getirilmeyince biz de Glasgow’a gitmekten vazgeçtik'

- İskoçya’ya neden gitmediniz?
Glasgow’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği konulu Liderler Zirvesi için talep ettiğimiz güvenlik protokolü standartları vardı. Bunlar uluslararası bütün ziyaretlerimizde bize ve diğer bütün liderlere her zaman uygulanan protokoldeki standartlardı. Ancak bize bunların son anda karşılanamayacağı söylendi. Daha sonra bizim geri çevrilen talebimizdeki standartların başka bir ülke için istisnai olarak sağlanabildiğini öğrendik. Bu diplomatik teamüllere de uymuyordu. Bunu kabul edemezdik. İlgili birimlerimiz net bir duruşla görüşmelerini sürdürdü. Sağ olsun Boris Johnson da süreçle ilgilendi. İlk başta sorununun çözüldüğünü ifade etti. Fakat son anda bize geri dönüp İskoçya tarafının zorluk çıkardığını söyledi. Taleplerimiz yerine getirilmeyince biz de Glasgow’a gitmekten vazgeçtik. Nihayetinde bu sadece kendi güvenliğimizle ilgili değil, ülkemizin itibarıyla da ilgili bir meseleydi. Biz milletimizin itibarını korumakla mükellefiz. Hiçbir yerde ülkemizin saygınlığına, izzetine halel gelmesine müsaade etmeyiz. Daha adil bir dünyayı ancak eşitlikçi bir yaklaşımla kurabileceğimizi de böylece bir kez daha göstermiş olduk.
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала