https://anlatilaninotesi.com.tr/20211011/iran-azerbaycan-geriliminde-israil-faktoru-kadar-zangezur-koridoruna-dair-tartismalar-etkili-1049765026.html
'İran-Azerbaycan geriliminde İsrail faktörü kadar Zangezur koridoruna dair tartışmalar etkili'
'İran-Azerbaycan geriliminde İsrail faktörü kadar Zangezur koridoruna dair tartışmalar etkili'
Sputnik Türkiye
Metin Gürcan'a göre, İran-Azerbaycan geriliminde İsrail'in Bakü'den yana ağırlığını koymasının yanı sıra Zangezun koridorunun akıbetine dair tartışmalar... 11.10.2021, Sputnik Türkiye
2021-10-11T23:29+0300
2021-10-11T23:29+0300
2021-10-21T12:45+0300
eksen
rusya
ermenistan
iran
türkiye
azerbaycan
dağlık karabağ
radyo
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0a/0d/1049776432_29:0:1273:700_1920x0_80_0_0_6e452532e2ddd192c323c79320a7aec4.jpg
'İran-Azerbaycan geriliminde İsrail faktörü kadar Zangezur koridoruna dair tartışmalar etkili'
Sputnik Türkiye
'İran-Azerbaycan geriliminde İsrail faktörü kadar Zangezur koridoruna dair tartışmalar etkili'
Azerbaycan ile uluslararası tanınmadan yoksun Dağlık Karabağ arasında geçen yıl sınırların değişmesiyle sonuçlanan savaş, Güney Kafkasya jeopolitiğini hareketlendirdi. Rusya'nın arabuluculuğunda Azerbaycan ve Ermenistan arasında sağlanan ateşkes ve üçlü bildiri, bölge ülkeleri arasında ticareti işlevsel kılacak ve entegrasyonu sağlayacak koridorlar açılmasını öngörüyor. Bu koşullarda Türkiye ve İsrail'in desteğiyle 1990'larda Sovyetlerin çözülüş döneminde yitirdiği topraklarının önemli kısmını geri alan Azerbaycan ise güney komşusu İran ile karşı karşıya geldi.Tahran, İsrail'le savunma işbirliğini uzun süredir derinleştirmiş olan Azerbaycan'a ağır eleştiriler yönelterek bölgede son 20 yılın en büyüğü olan ve Hz. Muhammed'in Yahudi kabileleri yendiği savaşa atıfla 'Haybar' adını verdiği askeri tatbikatını gerçekleştirdi. Devrim Muhafızları komutanları Bakü'ye ağır eleştirilerde bulundu. Bu atışmanın akabinde Azerbaycan'ın Türkiye ile birlikte Nahcıvan'da ortak tatbikatı dikkat çekti.İran, Bakü'yü İsrail'in sınırlarına sızma girişimine 'yataklık yapmakla' suçlarken, İranlı uzmanlar işi İsrail'e üs verildiği iddiasına vardırdı. İran, Ermenistan'la önemli ticari bağlarına karşın son Karabağ savaşında resmi olarak Azerbaycan'ı desteklemişti. Ancak Bakü Tahran'ı Erivan'ın yanında olmakla itham ediyor.Gerilim şimdilik teskin olurken, dikkatler Ermenistan'ın güney sınırında Syunik bölgesinde İran ile ticareti açısından önemli Zangezur bölgesinde. Bakü'nün son savaşta ele geçirdiği bölgeler sayesinde Zangezur'dan Ermenistan'a giden İranlı şoförleri taciz ettiği iddiaları dile getiriliyor. Azerbaycan, Karabağ bildirisinde açılması öngörülen koridorlardan birisi olan Zangezur'dan Nahcıvan'a erişmek arzusunda. Türkiye de bölge denkleminde Azerbaycan tarafında yer alarak tartışmaların parçası.Gelişmeleri uluslararası ilişkiler ve güvenlik analisti ve DEVA Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan ile konuştuk.'Dağlık Karabağ savaşı sonrası taşlar henüz yerine oturmadı'Metin Gürcan'a göre, Dağlık Karabağ savaşı Rusya'nın devreye girmesiyle sona erdirilirken, taşların tam olarak yerine oturtulamaması söz konusu. Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan'ın üçlü bildirisinde bölgede ticaret yolları ve entegrasyonu sağlayacak koridorların açılmasının yer aldığını anımsatan Gürcan, en başta Ermenistan'ı İran'a bağlayan Zangezun'un bulunduğu bölgede Azerbaycan'ın Nahcıvan ile açmayı arzu ettiği koridorun henüz hayata geçirilmemesinin yarattığı sorunlara dikkat çekti:'Kafkasya’da çok da kontrolsüz bir şekilde bir jeopolitik güç mücadelesini görüyoruz'Ermenistan'ın da üçlü bildirideki koridor maddesinin arkasında olduğunu ancak bunu Rusya ve İran'ın desteğiyle demiryolu projesi aracılığıyla arzulardığını belirten Gürcan, buna itiraz eden Azerbaycan'ın Zangezur'a koridor açma çabasını görün kılmak için asker yığdığını kaydetti. Gürcan'a göre İran'ın tepkisinin arkasında bu gelişme yatıyor. Gürcan, Azerbaycan'ın İsrail ile artarak yoğunlaşan ilişkileri ve savunma alanındaki desteğinin Tahran tarafından tehdit algılandığının altını çizdi. Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan-İsrail bloğuna karşılık İran-Ermenistan görünümü ortaya çıktığını söyleyen Gürcan, "Kafkasya’da çok da kontrolsüz bir şekilde bir jeopolitik güç mücadelesini görüyoruz ve bu giderek askerileşiyor" uyarısı yaptı:'Olay sadece Kafkaslar değil, Kuşak ve Yol projesinde kimin söz sahibi olacağını teyin edici nitelikte'Gürcan'a göre dünyanın ekonomik güç merkezi doğuya kayarken Kafkasya ve Orta Asya hattı öne çıkarken, Zangezur da dikkat çekici bir konumda. Gürcan rekabetin Kuşak ve Yol projesinde kimin söz sahibi olacağını tayin edici nitelikte olduğunu kaydetti:“Kuşbakışı baktığımızda burada Çin’in Yol Kuşak projesi ve dünyanın ekonomik güç merkezinin doğuya kayması var, Kafkaslar ve Orta Asya. Buraları ekonomik ilişkiler açısından sıklet merkezinin olduğu yerler anlamına geliyor. Günün sonunda büyük kavga Zengezur işin hikayesi. Doğu-batı hattında Çin’i Avrupa’ya bağlayan Kuşak Yol projesinin, kara ve demiryolu hattının eğer gerçekleşirse yüz milyarlarca dolarlık mal, hizmet ve insan akışının olacağı büyük bir can damarından bahsediyoruz, Avrupa ve Çin arasında. Bunun Türkiye, İsrail, Azerbaycan ve Gürcistan kontrolünde mi yoksa İran, Ermenistan ve Rusya kontrolünde mi olacağıyla alakalı bir jeopolitik güç mücadelesi. Zengezur sadece bölgesel güç mücadelesinin değil Kuşak Yol projesinde kimin söz sahibi olacağının, en azından İran, Orta Asya ve Kafkaslar boyutunda belirleyicisi olacak. Olay sadece Karabağ ve Kafkaslar değil."'Türkiye'nin burada zor bir pozisyonu var aşırı askerileşme bölgenin çok da hayrına olmaz'Gürcan'a göre bölgede oluşan yeni denklemde Türkiye'nin zor bir pozisyonu var. Bir yandan Azerbaycan ile derin tarihsel bağların bulunduğunu belirten Gürcan, diğer yandan İsrail'in artan görünümü eşliğinde İran'ın rahatsızlıklarına dikkat çekti. Tahran'ın Türkiye'ye karşı elinde sığınmacı akını ve PKK gibi kozlar olduğu görüşündeki Gürcan, askerileşmenin hayırlara vesile olmayacağından hareketle, Ankara'nın diplomatik süreçleri iyi yönetmesi gerektiğini vurguladı:"Türkiye’nin burada zor bir pozisyonu var. Azerbaycan ile 'tek millet iki devlet' uyarınca tarihi bağlarımız var. Karabağ’daki işbirliği olayı askeri bağlamda çok farklı bir boyuta taşıdı. Son iki senedir çok ciddi işbirliği var. Neredeyse ordular artık birbiri içinde kaynadı. Nahcivan bölgesinde çok ciddi askeri varlığımız var. En son Karabağ’da gözlem için gönderdiğimiz askerler Azeri ordusuyla Türkiye’nin yakın teması, eğit-donat programları; ama diğer yandan da bölgesel dengeler var. İran'ın Kafkaslar’daki rahatsızlığı, İsrail’in bölgede artan görünürlüğü Türkiye’yi de bağlıyor. Tahran, 'Azerbaycan ve Türkiye onları buraya davet etti' diyor. Böyle olunca ister istemez Türkiye’ye hem diplomatik ve hem de güvenlik alanında bir fatura kesebilir. İran’ın kesebileceği faturalarla ilgili aklıma gelen iki boyut var. Bir, Afganistan’dan doğu-batı hattında düzensiz sığınmacı akını, sınırımızda birikiyor. İran onları koz olarak kullanmak isteyebilir. İkincisi, PKK’nın İran sınırındaki varlığı yumuşak karnımız. Oraları kaşımak isteyebilir. Ama günün sonunda Türkiye’nin burada çatışmanın değil çatışmasızlığın, barışın ve istikrarın bir parçası olması lazım. Burada da diplomatik görüşmelerle arabulucu şeklinde çatışmayı değil barışı ve istikrarı körükleyen bir politika sahibi olması lazım. Ben açıkçası askeri ve istihbarat anlamında giderek artan Türkiye, Azerbaycan, İsrail işbirliğinin diplomatik süreçlerle de iyi yönetilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Yoksa bu aşırı askerileşme bölgenin çok da hayrına olmaz.”'Aliyev'in Türkiye-İsrail normalleşmesinde arabuluculuğa soyunduğunu tahmin ediyorum'Gürcan, son dönemde Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in Türkiye ile İsrail arasında normalleşme için arabuluculuğa soyunduğu iddialarını da anımsattı. Kafkaslar'da ticaret yolları, demiryolları ve petrol ve doğalgaz boru hatları üzerinden şekillenen güç dengesine atıf yapan Gürcan, yeni düzene geçişin çatışma ve savaşla değil diplomasi, arabuluculuk ve kazan-kazan stratejisiyle olması umudunu dile getirdi:
rusya
ermenistan
iran
azerbaycan
dağlık karabağ
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2021
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/0a/0d/1049776432_184:0:1117:700_1920x0_80_0_0_5f3e96e7f2f48de71e7fbe8704e3efec.jpgSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Ceyda Karan
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/102181/41/1021814147_0:0:1000:1000_100x100_80_0_0_0126853c15209d716a780aa1a8a8fc94.jpg
rusya, ermenistan, iran, türkiye, azerbaycan, dağlık karabağ, аудио, radyo
rusya, ermenistan, iran, türkiye, azerbaycan, dağlık karabağ, аудио, radyo
'İran-Azerbaycan geriliminde İsrail faktörü kadar Zangezur koridoruna dair tartışmalar etkili'
23:29 11.10.2021 (güncellendi: 12:45 21.10.2021) Metin Gürcan'a göre, İran-Azerbaycan geriliminde İsrail'in Bakü'den yana ağırlığını koymasının yanı sıra Zangezun koridorunun akıbetine dair tartışmalar etkili. Kafkasya'da kontrolsüz jeopolitik mücadeleye atıf yapan Gürcan, Türkiye'nin pozisyonunun zorluğuna dikkat çekti. Gürcan, aşırı askerileşmenin bölgenin hayrına olmayacağını vurguladı.
Azerbaycan ile uluslararası tanınmadan yoksun Dağlık Karabağ arasında geçen yıl sınırların değişmesiyle sonuçlanan savaş, Güney Kafkasya jeopolitiğini hareketlendirdi. Rusya'nın arabuluculuğunda Azerbaycan ve Ermenistan arasında sağlanan ateşkes ve üçlü bildiri, bölge ülkeleri arasında ticareti işlevsel kılacak ve entegrasyonu sağlayacak koridorlar açılmasını öngörüyor. Bu koşullarda Türkiye ve İsrail'in desteğiyle 1990'larda Sovyetlerin çözülüş döneminde yitirdiği topraklarının önemli kısmını geri alan Azerbaycan ise güney komşusu İran ile karşı karşıya geldi.
Tahran, İsrail'le savunma işbirliğini uzun süredir derinleştirmiş olan Azerbaycan'a ağır eleştiriler yönelterek bölgede son 20 yılın en büyüğü olan ve Hz. Muhammed'in Yahudi kabileleri yendiği savaşa atıfla 'Haybar' adını verdiği askeri tatbikatını gerçekleştirdi. Devrim Muhafızları komutanları Bakü'ye ağır eleştirilerde bulundu. Bu atışmanın akabinde Azerbaycan'ın Türkiye ile birlikte Nahcıvan'da ortak tatbikatı dikkat çekti.
İran, Bakü'yü İsrail'in sınırlarına sızma girişimine 'yataklık yapmakla' suçlarken, İranlı uzmanlar işi İsrail'e üs verildiği iddiasına vardırdı. İran, Ermenistan'la önemli ticari bağlarına karşın son Karabağ savaşında resmi olarak Azerbaycan'ı desteklemişti. Ancak Bakü Tahran'ı Erivan'ın yanında olmakla itham ediyor.
Gerilim şimdilik teskin olurken, dikkatler Ermenistan'ın güney sınırında Syunik bölgesinde İran ile ticareti açısından önemli Zangezur bölgesinde. Bakü'nün son savaşta ele geçirdiği bölgeler sayesinde Zangezur'dan Ermenistan'a giden İranlı şoförleri taciz ettiği iddiaları dile getiriliyor. Azerbaycan, Karabağ bildirisinde açılması öngörülen koridorlardan birisi olan Zangezur'dan Nahcıvan'a erişmek arzusunda. Türkiye de bölge denkleminde Azerbaycan tarafında yer alarak tartışmaların parçası.
Gelişmeleri uluslararası ilişkiler ve güvenlik analisti ve DEVA Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan ile konuştuk.
'Dağlık Karabağ savaşı sonrası taşlar henüz yerine oturmadı'
Metin Gürcan'a göre, Dağlık Karabağ savaşı Rusya'nın devreye girmesiyle sona erdirilirken, taşların tam olarak yerine oturtulamaması söz konusu. Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan'ın üçlü bildirisinde bölgede ticaret yolları ve entegrasyonu sağlayacak koridorların açılmasının yer aldığını anımsatan Gürcan, en başta Ermenistan'ı İran'a bağlayan Zangezun'un bulunduğu bölgede Azerbaycan'ın Nahcıvan ile açmayı arzu ettiği koridorun henüz hayata geçirilmemesinin yarattığı sorunlara dikkat çekti:
“Karabağ krizi donmuş bir krizdi. Geçen yıl Ekim-Kasım döneminde bu kriz çözüldü ve Ermenistan ile Azerbaycan arasında konvansiyonel bir askeri çatışmaya dönüştü. Azerbaycan’ı Türkiye ve İsrail hem askeri ve istihbarat hem de komuta-kontrol yani kurmay zekası anlamında destekledi. Özellikle Türkiye’den giden SİHA’lar, komuta kontrol sistemleri, koral elektronik harp sistemleri, İsrail’den giden kamikaze dronelar ve istihbarat cihazları Azerbaycan ordusunun Ermeni ordusu üzerinde hem yakın hava desteği boyutunda hem karada sinyal ve elektronik harp boyutunda ciddi anlamda üstünlük kurmasını sağladı. Çatışmalardan sonra Moskova’da bir mutabakat imzalandı. İki Azerbaycan helikopterinin Ermeni toprakları üzerinde düşürülmesi sonrasında Rusya’nın parmağı olabileceği noktasında yorumlar da vardı. Durumun çok daha ciddileşeceğini belki Rusya göstermek istedi. Sonrasında Moskova’da toplanıldı ve alelacele ateşkes anlaşması imzalandı. Şu anda birinci yıl dönümünde yine gerginlik devam ediyor. Bu neyi gösteriyor? Demek ki yeni statüko kimseyi tatmin etmedi, taşlar henüz yerine oturmadı. Karabağ’da özellikle kritik Suşa bölgesini, Hankendi’ni ki buraları endüstri ve insan nüfusunun yoğun olduğu yerler. Azerbaycan’ın ele geçirdiği topraklar genelde kırsalda. En önemlisi ticaret yolları. Şu anda bence bütün gürültü Zengezur bölgesinde. Zengezur Ermenistan’ı İran’a bağlayan ticaretin geçtiği sınır hattı. Aynı zamanda Türkiye’yle bağlantısı olan Nahcivan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan arasındaki bölge. Açık kaynaklara yansıdı. Çatışmalardan sonra Aliyev, Ermenistan ile normalleşmenin başlayabilmesi için 50 milyar dolarlık savaş tazminatı talep etmişti. Rusya’nın arabuluculuğuyla bu konuyla ilgili görüşmeler devam etti. Azerbaycan şu taleple geldi. Zengezur bölgesinde bir koridor verin. Yani insan, mal ticaretinin yapılabileceği bir yol, toprak parçası talep etti. Bu sayede Nahcivan’ı bağlamak istiyordu. Nahcivan üzerinden de Türkiye’ye kara yoluyla hava ve deniz yolu açılabilecekti. Bu prensipte kabul edildi. Anlaşmaya da yansıdı. Fakat bir türlü realize olmadı.”
'Kafkasya’da çok da kontrolsüz bir şekilde bir jeopolitik güç mücadelesini görüyoruz'
Ermenistan'ın da üçlü bildirideki koridor maddesinin arkasında olduğunu ancak bunu Rusya ve İran'ın desteğiyle demiryolu projesi aracılığıyla arzulardığını belirten Gürcan, buna itiraz eden Azerbaycan'ın Zangezur'a koridor açma çabasını görün kılmak için asker yığdığını kaydetti. Gürcan'a göre İran'ın tepkisinin arkasında bu gelişme yatıyor. Gürcan, Azerbaycan'ın İsrail ile artarak yoğunlaşan ilişkileri ve savunma alanındaki desteğinin Tahran tarafından tehdit algılandığının altını çizdi. Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan-İsrail bloğuna karşılık İran-Ermenistan görünümü ortaya çıktığını söyleyen Gürcan, "Kafkasya’da çok da kontrolsüz bir şekilde bir jeopolitik güç mücadelesini görüyoruz ve bu giderek askerileşiyor" uyarısı yaptı:
“Ermenistan’ın tezi de şu. 'Tamam ben o maddenin arkasındayım' diyor. Ama Ermenistan’ın Rusya ve İran desteğiyle bir demiryolu projesi vardı. 'Bu demiryolunu sen de kullanabilirsin, trenlerin geçebilir' diyor. 'Kendi gümrükleme işlemlerini yaptıktan sonra transit geçişi kapsamında Ermenistan topraklarında durmadan bu mal ve insanları Nahcivan ve Türkiye’ye sevk edebilirsin'... Yani Ermenistan, 'bu demiryolunu ortak kullanalım, bu sayede bu işi halledelim' tarzında bir tezle çıktı. Fakat Azerbaycan bunu istemiyor. Son 4-5 aydır sahada askerlerini yığarak Zengezur bölgesine yönelik bir koridor açma çabasını görünür hale getirdi. Böyle olunca da İran patladı. İran, bunu İsrail’in oyunu gibi görüyor. Azerbaycan’ı da 'Truva atı' olarak tanımlıyor. Tahran’da en üst seviyedeki açıklamalara yansıyor, 'bunu Azerbaycan istemiyor, İsrail planlıyor. Amacı ne? Kuzeyden İran’ı çevrelemek' şeklinde. İsrail’in Arrow 3 füzeleri var, hava savunma füzeleri, Azerbaycan’a ihraç etti. Bu füzelerinin radar sistemleri de çok güçlü. Azerbaycan’da bu füzelerin kurulumu aşamasında İsrailli personelin olduğu da söyleniyor. Tahran’ın iddiaları bu yönde. İsrail’in askeri ve istihbarat varlığı, Azerbaycan ile yoğunlaşan ilişkileri İran’ı çok rahatsız ediyor. Buradan da şuna geliyoruz. Kafkasya’da çok da kontrolsüz bir şekilde bir jeopolitik güç mücadelesini görüyoruz ve bu giderek askerileşiyor. Kimler var iki blok arasında? Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan-İsrail bloku, İran-Ermenistan blokuna karşı gibi bir durum ortaya çıktı. En son Gürcistan’ın ev sahipliğindeki Sonsuzluk 2021 tatbikatında, Türkiye Azerbaycan da personel gönderdi. Sonrasında 'Kartal ruhu' adıyla tekrar devam edeceklerdi. Buna karşılık İran sınır hattında Hayber Fatihleri isminde Hayber muharebesine atıfta bulunan bir tatbikat gerçekleştirdi. 'Ben Kafkaslarda Azerbaycan-İsrail askeri işbirliğinden rahatsızım. Kafkaslarda İsrail varlığı istemiyorum' diyor. Bu jeopolitik güç mücadelesi devam edecekmiş gibi duruyor.”
'Olay sadece Kafkaslar değil, Kuşak ve Yol projesinde kimin söz sahibi olacağını teyin edici nitelikte'
Gürcan'a göre dünyanın ekonomik güç merkezi doğuya kayarken Kafkasya ve Orta Asya hattı öne çıkarken, Zangezur da dikkat çekici bir konumda. Gürcan rekabetin Kuşak ve Yol projesinde kimin söz sahibi olacağını tayin edici nitelikte olduğunu kaydetti:
“Kuşbakışı baktığımızda burada Çin’in Yol Kuşak projesi ve dünyanın ekonomik güç merkezinin doğuya kayması var, Kafkaslar ve Orta Asya. Buraları ekonomik ilişkiler açısından sıklet merkezinin olduğu yerler anlamına geliyor. Günün sonunda büyük kavga Zengezur işin hikayesi. Doğu-batı hattında Çin’i Avrupa’ya bağlayan Kuşak Yol projesinin, kara ve demiryolu hattının eğer gerçekleşirse yüz milyarlarca dolarlık mal, hizmet ve insan akışının olacağı büyük bir can damarından bahsediyoruz, Avrupa ve Çin arasında. Bunun Türkiye, İsrail, Azerbaycan ve Gürcistan kontrolünde mi yoksa İran, Ermenistan ve Rusya kontrolünde mi olacağıyla alakalı bir jeopolitik güç mücadelesi. Zengezur sadece bölgesel güç mücadelesinin değil Kuşak Yol projesinde kimin söz sahibi olacağının, en azından İran, Orta Asya ve Kafkaslar boyutunda belirleyicisi olacak. Olay sadece Karabağ ve Kafkaslar değil."
'Türkiye'nin burada zor bir pozisyonu var aşırı askerileşme bölgenin çok da hayrına olmaz'
Gürcan'a göre bölgede oluşan yeni denklemde Türkiye'nin zor bir pozisyonu var. Bir yandan Azerbaycan ile derin tarihsel bağların bulunduğunu belirten Gürcan, diğer yandan İsrail'in artan görünümü eşliğinde İran'ın rahatsızlıklarına dikkat çekti. Tahran'ın Türkiye'ye karşı elinde sığınmacı akını ve PKK gibi kozlar olduğu görüşündeki Gürcan, askerileşmenin hayırlara vesile olmayacağından hareketle, Ankara'nın diplomatik süreçleri iyi yönetmesi gerektiğini vurguladı:
"Türkiye’nin burada zor bir pozisyonu var. Azerbaycan ile 'tek millet iki devlet' uyarınca tarihi bağlarımız var. Karabağ’daki işbirliği olayı askeri bağlamda çok farklı bir boyuta taşıdı. Son iki senedir çok ciddi işbirliği var. Neredeyse ordular artık birbiri içinde kaynadı. Nahcivan bölgesinde çok ciddi askeri varlığımız var. En son Karabağ’da gözlem için gönderdiğimiz askerler Azeri ordusuyla Türkiye’nin yakın teması, eğit-donat programları; ama diğer yandan da bölgesel dengeler var. İran'ın Kafkaslar’daki rahatsızlığı, İsrail’in bölgede artan görünürlüğü Türkiye’yi de bağlıyor. Tahran, 'Azerbaycan ve Türkiye onları buraya davet etti' diyor. Böyle olunca ister istemez Türkiye’ye hem diplomatik ve hem de güvenlik alanında bir fatura kesebilir. İran’ın kesebileceği faturalarla ilgili aklıma gelen iki boyut var. Bir, Afganistan’dan doğu-batı hattında düzensiz sığınmacı akını, sınırımızda birikiyor. İran onları koz olarak kullanmak isteyebilir. İkincisi, PKK’nın İran sınırındaki varlığı yumuşak karnımız. Oraları kaşımak isteyebilir. Ama günün sonunda Türkiye’nin burada çatışmanın değil çatışmasızlığın, barışın ve istikrarın bir parçası olması lazım. Burada da diplomatik görüşmelerle arabulucu şeklinde çatışmayı değil barışı ve istikrarı körükleyen bir politika sahibi olması lazım. Ben açıkçası askeri ve istihbarat anlamında giderek artan Türkiye, Azerbaycan, İsrail işbirliğinin diplomatik süreçlerle de iyi yönetilmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Yoksa bu aşırı askerileşme bölgenin çok da hayrına olmaz.”
'Aliyev'in Türkiye-İsrail normalleşmesinde arabuluculuğa soyunduğunu tahmin ediyorum'
Gürcan, son dönemde Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in Türkiye ile İsrail arasında normalleşme için arabuluculuğa soyunduğu iddialarını da anımsattı. Kafkaslar'da ticaret yolları, demiryolları ve petrol ve doğalgaz boru hatları üzerinden şekillenen güç dengesine atıf yapan Gürcan, yeni düzene geçişin çatışma ve savaşla değil diplomasi, arabuluculuk ve kazan-kazan stratejisiyle olması umudunu dile getirdi:
“Aliyev’in Türkiye-İsrail normalleşmesinde arabuluculuğuna soyunduğu iddiaları var. Temmuz-Ağustos-Eylül döneminde Türkiye, Azerbaycan, İsrail arasında çok fazla üst düzey ziyaretler oldu. Ben ciddi anlamda Azerbaycan’ın Türkiye-İsrail normalleşmesinde arabulucu rolüne soyunduğunu tahmin ediyorum. Çatışma geçen kasım ayında Rusya’nın müdahalesiyle durdu. Rusya bölgede çatışma istemiyor. Daha doğrusu Azerbaycan’ın asimetrik bir şekilde güç üstünlüğünü kazandığını görünce artık yeter diye iki helikopter düştü ve taraflar Moskova’ya çağrıldı ve koşa koşa gittiler. Hiç gecikme yaşanmadı. Bu kurulan masada Türkiye de yoktu. Rusya, Ermenistan, Azerbaycan olarak üçlü bir ateşkes imzalandı. Rusya, Karabağ’da bir ateş gözlem gücü, sınır tartışmalarıyla ilgili de komisyonlar kurdu. Fakat bu ateş gözlem gücünün çalışmadığı kanaatindeyim. Şu anda Rusya diplomatik ve askeri gücünü kullanarak çatışmayı dondurdu. Ama İran’ın da olaya müdahalesi Zengezur bölgesindeki hareketlilik tekrar Kafkasları ısıtıyor. Karabağ’da ciddi anlamda Gürcistan’da Güney Osetya’daki senaryonun kopyalandığını düşünüyorum. 2012 yılında son Rus askerini Azerbaycan topraklarından göndermekle övünen Azerbaycan şu anda Karabağ işgal altında Azerbaycan toprağıysa, 4 bine yakın Rus askeri barış gözlem gücü olarak görev yapıyor ve kalıcıymış gibi duruyorlar. Karabağ’ın en kritik yerlerinde stratejik kalpgahı olan Suşa’da, Laçin bölgesinde endüstri, ekonomik güç burada ve çok da gidecekmiş gibi değiller. Rusya, Karabağ’da kalıcılaştı mı, sorusu da önemli. Kalıcılaşırsa bu Türkiye’nin de yakından takip etmesi gereken, çıkarlarının zarar görebileceği bir gelişme demektir. Tam da burada Çin’in yükselen profili ve Yol Kuşak projesiyle ilgi merkezinin Kafkaslar ve Ortadoğu’ya kayması bence Kafkaslarda artık yeni dönemde ticaret yolları, demiryolları ve petrol ve doğalgaz boru hatları üzerinden güç dengesini bize dayatıyor. Umarım bu yeni düzene geçiş çatışmayla, savaşla olmaz, diplomasi, arabuluculuk ve kazan-kazan stratejisiyle olur.”