https://anlatilaninotesi.com.tr/20210917/acikogretimi-bitirdi-59-yasinda-yuksek-lisans-ogrencisi-oldu-1048984269.html
Açıköğretim'i bitirdi, 59 yaşında yüksek lisans öğrencisi oldu
Açıköğretim'i bitirdi, 59 yaşında yüksek lisans öğrencisi oldu
Sputnik Türkiye
59 yaşında sosyoloji bölümünde yüksek lisansa başlayan Tunca, yakaladığı bu başarıyı, "Toplum baskısından kurtulup birey olmaya atılmış büyük bir adım" olarak... 17.09.2021, Sputnik Türkiye
2021-09-17T08:29+0300
2021-09-17T08:29+0300
2021-09-17T08:29+0300
yaşam
türkiye
eğitim
yüksek lisans
açıköğretim
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/09/11/1048984241_14:0:1082:601_1920x0_80_0_0_81b92c2f9ebfd7c8a2fe0b3d9bac6a52.png
Fatma Tunca, 1952 doğumlu bir ev hanımı. Son günlerde adını sosyal medyada sıklıkla duyduğumuz Fatma Hanım, 59 yaşında sosyoloji bölümünde yüksek lisans öğrencisi oldu.5 çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gelen Tunca, 17 yaşında evlendirildi, 18 yaşında anne oldu. Çocukları üniversiteyi bitirdikten sonra okumaya başlayan Tunca; ortaokul, lise ve üniversiteyi Açıköğretim'den bitirdi. Bu yıl ise 59 yaşında yüksek lisansa kayıt yaptırdı. O şimdi 59 yaşında bir yüksek lisans öğrencisi.'Kimse destek olmadı'Fatma Tunca, yüksek lisansa kabul edildiğini öğrendiğinde büyük bir mutluluk yaşadığı söylüyor. "Gençlik hayallerimden birini gerçekleştirme fırsatı buldum" diyen Fatma Tunca, yakaladığı bu fırsatı 'toplum baskısından kurtulup birey olmaya atılmış büyük bir adım' olarak tanımlıyor. Fatma Tunca'nın içinde hiç bitmeyen eğitim aşkı, okuldan koparıldığı onca yılın ardından yeniden okula dönmesini sağlamış. Okumak için hiçbir şeyin kendisini zorlamadığını, büyük bir hevesle okuduğunu söylüyor Tunca. Bu konuda ona kimsenin destek olmadığını da özellikle belirtiyor.'Hayatın, yani sosyolojinin hep içindeyim'Milliyet'ten Fazilet Şenol'un haberine göre, okumanın sadece kendi isteği olduğunu ve bunu da ona ilkokul öğretmeninin aşıladığını söyleyen Fatma Tunca, ilkokul öğretmeni için şu ifadeleri kullanıyor:"Bir öğrencinin başına gelebilecek en iyi, en idealist öğretmene sahiptim. 1'inci sınıftan 5'inci sınıfa kadar aynı öğretmenle okudum. Bizi her konuda çok donanımlı yetiştirdi. Buradan öğretmenime kucak dolusu sevgilerimi, saygılarımı yolluyorum. Onu çok seviyorum. Adı Altan Uran’dı."İlkokul öğretmeninin aşıladığı bu eğitim merakı Fatma Hanım'ı sosyoloji alanına itmiş. "Neden sosyoloji?" sorusuna Tunca, şu cevabı veriyor: "Sosyoloji hayatın ta kendisidir. Ben de yaşayarak, gözlemleyerek, analiz ederek doğal olarak sosyolojinin hep içindeydim, hepimizin olduğu gibi. Bunun için de Üsküdar Üniversitesi'ne başvurarak sosyoloji bölümünü seçtim."'Toplumun kadına bakış açısı etkili oldu'Fatma Hanım, sosyoloji alanını seçmesinde, toplumun kadına bakış açısının da etkisi olduğunu söylüyor, bu durumu şöyle ifade ediyor:"Maalesef ataerkil toplumun bize biçtiği roller var. Erkek maddi yönden ailesini geçindiriyor, kadınlar hem çocuk büyütüyor hem de ev işleri ile uğraşıyor. Bu durum kadınları, dışarıdaki hayattan geri planda tutuyor. Zamanında okutulsaydım hem kariyer yapıp hem de çocuklarımı okutabilirdim."Hem kariyer yapan hem de çocuklarını okutan birçok kadın olduğunu da vurgulayan Fatma Tunca, "Şimdiki süreçte kız çocukları okutulduğu için hayatın her alanında kadınlar var" diyor. Tunca, hâlâ okutulmayan kız çocukları olsa da kendi zamanına göre kıyasla daha az kız çocuğunun okutulmadığını, olumlu bir gidişat olduğunu söylüyor.'Kendimizi sorgulamayız'Peki, Fatma Tunca gençlere nasıl bakıyor? "Gençleri çok seviyorum" diyen Tunca, Z kuşağıyla birlikte eğitim hayatına devam ediyor. Öğrencilik döneminde herhangi bir kuşak çatışması yaşamadığını "Hayatta herkes kendine sunulan fırsatları yaşıyor. Her genç fırsatları ölçüsünde yetişiyor. Fırsatlar derken maddi manevi bütün fırsatlardan bahsediyorum. Sosyolojide bir terim vardır: 'Tabula rasa (Boş levha)'. Bu terime göre çocuklar boş bir beyinle doğarlar. Onları bizler davranışlarımızla şekillendiririz. Onun için gençlerin her hatasında büyükler olarak kendimizi de sorgulamalıyız. Değer yargılarımızı gençlere aktaramıyorsak, bu onlardan çok bizim sorunumuz" sözleriyle ifade ediyor.Geleceğin gençlerde olduğunu vurgulayan ve onlara gereken önemin verilmesi gerektiğini savunan Fatma Tunca, gençlerle hiç kuşak farkı yaşamadığını, herkesin zamanını yaşadığını ve fazla da kıyaslama yapılmaması gerektiğini belirtiyor.'Babam ağabeyimi büyük bir hevesle okuttu'Fatma Tunca, ailedeki 4 kız kardeşten hiçbirinin okutulmadığını, babasının yalnızca ağabeyini büyük bir hevesle okuttuğunu söylüyor. Tunca'nın eğitim hakkı elinden alınmış kadınlara bazı önemli tavsiyeleri var. "Eğitimlerine kaldıkları yerden devam etsinler. Bu kadınlara, ulusal medya kanalları duyuru yaparak yardımcı olabilir. Çünkü çoğu kadın ne yapması ve nasıl bir yol izlemesi gerektiğini bilmiyor. Kayıt zamanları kamu spotu şeklinde duyurulup ne yapmaları gerektiği anlatılabilir" diyor.'Hiçbir kadının okuma hakkı elinden alınmasın'Fatma Tunca çok az miktarda kayıt parası alınsa da bunu ödeyemeyecek kadınların olabileceğini söylüyor. Bu konuda özellikle devletin kadınlara yardımcı olması gerektiğini vurguluyor. Bu konunun daha fazla duyurulması gerektiğini belirten Tunca, "Hiçbir kadının okuma hakkı elinden alınmasın" uyarısında bulunuyor.Bundan sonra vatanı ve milleti için çalışmak istediğini belirten Fatma Tunca'nın yüksek lisanstan sonraki hayali ise milletvekili olmak. "Allah herkese güzel işler yapmayı nasip etsin" diyen Tunca, bütün eğitim hakkı elinden almış kadınlara umut dolu şu mesajı iletiyor:"Aç, Kardelen’im aç, herkese inat aç! Baharda izin vermediler açmana, sen de karda aç. Dağın en yüksek tepesinde aç ki kimse ulaşamasın. Zamanında açmana izin vermeyenler senden utansın.”
https://anlatilaninotesi.com.tr/20210901/kizlar-okumaz-denilerek-okuldan-alinan-ayse-kaplan-58-yasinda-lise-diplomasini-aldi-1048502073.html
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2021
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/09/11/1048984241_249:0:1050:601_1920x0_80_0_0_ab708017aac738b8fe25f5da52f57196.pngSputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
türkiye, eğitim, yüksek lisans, açıköğretim
türkiye, eğitim, yüksek lisans, açıköğretim
Açıköğretim'i bitirdi, 59 yaşında yüksek lisans öğrencisi oldu
59 yaşında sosyoloji bölümünde yüksek lisansa başlayan Tunca, yakaladığı bu başarıyı, "Toplum baskısından kurtulup birey olmaya atılmış büyük bir adım" olarak tanımlıyor.
Fatma Tunca, 1952 doğumlu bir ev hanımı. Son günlerde adını sosyal medyada sıklıkla duyduğumuz Fatma Hanım, 59 yaşında sosyoloji bölümünde yüksek lisans öğrencisi oldu.
5 çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gelen Tunca, 17 yaşında evlendirildi, 18 yaşında anne oldu.
Çocukları üniversiteyi bitirdikten sonra okumaya başlayan Tunca; ortaokul, lise ve üniversiteyi Açıköğretim'den bitirdi. Bu yıl ise 59 yaşında yüksek lisansa kayıt yaptırdı. O şimdi 59 yaşında bir yüksek lisans öğrencisi.
Fatma Tunca, yüksek lisansa kabul edildiğini öğrendiğinde büyük bir mutluluk yaşadığı söylüyor. "Gençlik hayallerimden birini gerçekleştirme fırsatı buldum" diyen Fatma Tunca, yakaladığı bu fırsatı 'toplum baskısından kurtulup birey olmaya atılmış büyük bir adım' olarak tanımlıyor. Fatma Tunca'nın içinde hiç bitmeyen eğitim aşkı, okuldan koparıldığı onca yılın ardından yeniden okula dönmesini sağlamış. Okumak için hiçbir şeyin kendisini zorlamadığını, büyük bir hevesle okuduğunu söylüyor Tunca. Bu konuda ona kimsenin destek olmadığını da özellikle belirtiyor.
'Hayatın, yani sosyolojinin hep içindeyim'
Milliyet'ten Fazilet Şenol'un
haberine göre, okumanın sadece kendi isteği olduğunu ve bunu da ona ilkokul öğretmeninin aşıladığını söyleyen Fatma Tunca, ilkokul öğretmeni için şu ifadeleri kullanıyor:
"Bir öğrencinin başına gelebilecek en iyi, en idealist öğretmene sahiptim. 1'inci sınıftan 5'inci sınıfa kadar aynı öğretmenle okudum. Bizi her konuda çok donanımlı yetiştirdi. Buradan öğretmenime kucak dolusu sevgilerimi, saygılarımı yolluyorum. Onu çok seviyorum. Adı Altan Uran’dı."
İlkokul öğretmeninin aşıladığı bu eğitim merakı Fatma Hanım'ı sosyoloji alanına itmiş. "Neden sosyoloji?" sorusuna Tunca, şu cevabı veriyor:
"Sosyoloji hayatın ta kendisidir. Ben de yaşayarak, gözlemleyerek, analiz ederek doğal olarak sosyolojinin hep içindeydim, hepimizin olduğu gibi. Bunun için de Üsküdar Üniversitesi'ne başvurarak sosyoloji bölümünü seçtim."
'Toplumun kadına bakış açısı etkili oldu'
Fatma Hanım, sosyoloji alanını seçmesinde, toplumun kadına bakış açısının da etkisi olduğunu söylüyor, bu durumu şöyle ifade ediyor:
"Maalesef ataerkil toplumun bize biçtiği roller var. Erkek maddi yönden ailesini geçindiriyor, kadınlar hem çocuk büyütüyor hem de ev işleri ile uğraşıyor. Bu durum kadınları, dışarıdaki hayattan geri planda tutuyor. Zamanında okutulsaydım hem kariyer yapıp hem de çocuklarımı okutabilirdim."
Hem kariyer yapan hem de çocuklarını okutan birçok kadın olduğunu da vurgulayan Fatma Tunca, "Şimdiki süreçte kız çocukları okutulduğu için hayatın her alanında kadınlar var" diyor. Tunca, hâlâ okutulmayan kız çocukları olsa da kendi zamanına göre kıyasla daha az kız çocuğunun okutulmadığını, olumlu bir gidişat olduğunu söylüyor.
Peki, Fatma Tunca gençlere nasıl bakıyor? "Gençleri çok seviyorum" diyen Tunca, Z kuşağıyla birlikte eğitim hayatına devam ediyor. Öğrencilik döneminde herhangi bir kuşak çatışması yaşamadığını "Hayatta herkes kendine sunulan fırsatları yaşıyor. Her genç fırsatları ölçüsünde yetişiyor. Fırsatlar derken maddi manevi bütün fırsatlardan bahsediyorum. Sosyolojide bir terim vardır: 'Tabula rasa (Boş levha)'. Bu terime göre çocuklar boş bir beyinle doğarlar. Onları bizler davranışlarımızla şekillendiririz. Onun için gençlerin her hatasında büyükler olarak kendimizi de sorgulamalıyız. Değer yargılarımızı gençlere aktaramıyorsak, bu onlardan çok bizim sorunumuz" sözleriyle ifade ediyor.
Geleceğin gençlerde olduğunu vurgulayan ve onlara gereken önemin verilmesi gerektiğini savunan Fatma Tunca, gençlerle hiç kuşak farkı yaşamadığını, herkesin zamanını yaşadığını ve fazla da kıyaslama yapılmaması gerektiğini belirtiyor.
'Babam ağabeyimi büyük bir hevesle okuttu'
Fatma Tunca, ailedeki 4 kız kardeşten hiçbirinin okutulmadığını, babasının yalnızca ağabeyini büyük bir hevesle okuttuğunu söylüyor. Tunca'nın eğitim hakkı elinden alınmış kadınlara bazı önemli tavsiyeleri var. "Eğitimlerine kaldıkları yerden devam etsinler. Bu kadınlara, ulusal medya kanalları duyuru yaparak yardımcı olabilir. Çünkü çoğu kadın ne yapması ve nasıl bir yol izlemesi gerektiğini bilmiyor. Kayıt zamanları kamu spotu şeklinde duyurulup ne yapmaları gerektiği anlatılabilir" diyor.
'Hiçbir kadının okuma hakkı elinden alınmasın'
Fatma Tunca çok az miktarda kayıt parası alınsa da bunu ödeyemeyecek kadınların olabileceğini söylüyor. Bu konuda özellikle devletin kadınlara yardımcı olması gerektiğini vurguluyor. Bu konunun daha fazla duyurulması gerektiğini belirten Tunca, "Hiçbir kadının okuma hakkı elinden alınmasın" uyarısında bulunuyor.
Bundan sonra vatanı ve milleti için çalışmak istediğini belirten Fatma Tunca'nın yüksek lisanstan sonraki hayali ise milletvekili olmak. "Allah herkese güzel işler yapmayı nasip etsin" diyen Tunca, bütün eğitim hakkı elinden almış kadınlara umut dolu şu mesajı iletiyor:
"Aç, Kardelen’im aç, herkese inat aç! Baharda izin vermediler açmana, sen de karda aç. Dağın en yüksek tepesinde aç ki kimse ulaşamasın. Zamanında açmana izin vermeyenler senden utansın.”