AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özhaseki: Orman yangınlarında provokasyon var gibi
© İHA / Hasan Ay
Abone ol
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, orman yangınlarıyla ilgili, "Sanki bir provokasyon var gibi. Bir anda birkaç yerde başlayan orman yangınları da böyle bir şeyi işaret ediyor. Daha önce PKK'lıların 'ateşin çocukları' diye başlattıkları yangınların da var olduğunu biliyoruz" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, Sivas Belediyesi tarafından kente yapılacak olan yeni projelerin temel atma törenine katılmak üzere Sivas'a gitti.
'Provokasyon var gibi'
Birkaç gündür devam eden orman yangınlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Özhaseki, "Tabii ki bu yangınlar nasıl çıkıyor, birdenbire nasıl başlıyor? Bu konularla ilgili resmi açıklamalar yapılıncaya kadar biz de ihtiyatla takip ediyoruz. Ancak sosyal medyadan gördüğümüz sanki bir provokasyon var gibi. Bir anda birkaç yerde başlayan orman yangınları da böyle bir şeyi işaret ediyor. Daha önce PKK’lıların ‘ateşin çocukları’ diye başlattıkları yangınların da var olduğunu biliyoruz. İnsan canına kıyan ağacına da kıyar, canlının da canına kıyar. Çünkü onlarda vicdan, merhamet yok. Dışarının satılmış uşakları olarak bunları da çok rahatlıkla yapabilirler. Bana göre asıl üzücü olan taraf şu, sanki körleri, sağırları ve dilsizleri oynuyoruz. Türkiye'nin belalı sicilli düşmanları şu anda, Türkiye'nin dışında yabancı ajanların verdiği zararlardan daha büyük tehlike saçan birkaç örgüt varken bunlar karşısında dili tutulmuş şekilde sesini çıkarmayan veya onların siyasi uzantılarıyla bağlantılı olan insanların olmaları. FETÖ, DEAŞ, PKK gibi belalar var" ifadelerini kullandı.
'Son dönemlerin modası algı operasyonu oldu'
CHP'li belediyeleri eleştiren Özhaseki, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Bugün Sivas Belediyesi'nin 343 milyon lira civarında 13 projesinin temel atmasını birlikte yapacağız. Geçenlerde Adana'da tek katlı bir kreşin etrafına toplanmış 9 tane CHP'li büyükşehir belediye başkanı, yanlarında milletvekilleriyle temel atma töreni yapıyorlardı. Neyse Allah'tan heykel yapmadılar veya tuhaf tuhaf işlerle uğraşmaktan bazen böyle küçücük, minyon da olsa bir kreş yapmaları takdire şayandı. Ondan dolayı arkadaşlarımızı tebrik ederiz. Büyük şehirlerin başına gelirken büyük iddialarla geldiler. Bu şehirlerin devasa bütçelerinin olduğunu, kimseye ihtiyaç olmadan acayip şekilde bu şehirlerde işler yapacaklarını söyleyenlerin aradan zaman geçmesine rağmen, 2,5 sene gibi bir süre geçmesine rağmen taş üzerine taş koyduklarını göremedim. Ne yapıyorlar peki? Cumhuriyet Halk Partisi stratejisi olarak sürekli algı operasyonu yapıyorlar. Algı operasyonu çekerek yalanların ardı arkası kesilmeden devam ediyor. Bunu genel idare için de yerel idare için de yapıyorlar. 'Kimseyi işten çıkartmayacağız, çalışana dokunmayacağız' dediler ne oldu peki, İstanbul’da neredeyse 12 bin kişi işten atıldı. 12 bin garibanı işten attılar ama 18 bin kişiyi de işe aldılar. Tüm dünyaları 'Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti gitsin de ne olursa olsun' düşünceleri üzerine kurulu. Ne yapacaksınız kardeşim? Biz nihayetinde bir faniyiz. Biz gittik diyelim, ne yapacaksınız? Millet sizi seviyor mu? Hayır. Sizin millete vereceğiniz bir şey var mı? Hayır. Bir programınız var mı? Hayır. Ne yapacaksınız siz o zaman? Allah'a hamdolsun, 19 yıldır iktidarız. Bu iktidarımızla adeta sessiz bir devrim yaşattık. Başarıdan başarıya koştuk. Altını çizerek iddiayla söylüyorum. Bizler önceki hükümetlerin hangisiyle kıyaslarsanız kıyaslayın hepsinden daha başarılıyız."
'Yerel yönetimler açısından 1994 yılı milattır'
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan ve 'gönül belediyeciliği' inşa ettiklerini söyleyen Özhaseki, "Türk siyasi hayatında dönüm noktaları vardır. Bu tarihler hiç unutulmaz. Yerel yönetimler açısından 1994 yılı adeta bir milattır, 94 yılı öncesinde öyle bir belediyecilik anlayışı vardı ki, genellikle soldan gelen belediyelerin tamamı militan bir kadrolaşmayla, sanki bir işgal kuvvetleri gibi belediyeleri ele geçirir, hizmeti asla düşünmezler ve eylemden eyleme koşarlardı. Kafalarında yalnızca sempati duydukları ya Çin'e ya da küçük Arnavutluk'a, Küba'ya hayranlık duydukları sistemi getirmek için belediyeleri bir basamak olarak görürlerdi. Sular akmazmış, çöp dağları patlamış, kimsenin umurunda değildi. Ancak 1994 yılı geldiğinde öyle bir seçim kampanyası başlattık ki başta İstanbul’da Cumhurbaşkanımız, Anadolu’nun birçok ilinde de bizler, "Kimseyi ayırmadan hizmet edeceğiz" diyerek yola çıktık. Hizmet belediyeciliği o dönemde ortaya çıktı. İktidar olduktan sonra çok şükür daha büyük projelere imza atmaya başladık. Şehirlerimizi bir bütün olarak görüp, kendi medeniyetimizi inşa edecek şekilde büyük projeler ortaya koymaya başladık. İşte o zaman da 'marka şehirler' dedik, bunun adına. En son dönemde de Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle 'gönül belediyeciliğini' inşa ediyoruz. Büyük projeler, köprüler, inşaatlar yapabilirsiniz ancak o bölgede yaşayan insanların gönlünü alamıyorsanız, garibin duasını alamıyorsanız, onlarla birlikte hareket edip bu işleri onları katarak yapamıyorsanız yaptığınız işler beyhude" diye konuştu.
