https://anlatilaninotesi.com.tr/20210717/guney-afrika-cumhurbaskani-ramaphosa-ayaklanmanin-basindan-bu-yana-en-az-212-kisi-oldu-2-bin-550-1044987265.html
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Ramaphosa: Ayaklanmanın başından bu yana en az 212 kişi öldü, 2 bin 550 kişi tutuklandı
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Ramaphosa: Ayaklanmanın başından bu yana en az 212 kişi öldü, 2 bin 550 kişi tutuklandı
Sputnik Türkiye
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, bu akşam ulusal sesleniş konuşmasında, ülkede 9 Temmuz'dan beri yaşanan yağma ve şiddet olaylarının yol açtığı... 17.07.2021, Sputnik Türkiye
2021-07-17T01:03+0300
2021-07-17T01:03+0300
2021-07-17T01:03+0300
afrika
dünya
haberler
güney afrika
cyril ramaphosa
yağma
şiddet olayları
jacob zuma
https://cdn.img.anlatilaninotesi.com.tr/img/07e5/07/11/1044987233_0:118:1800:1136_1920x0_80_0_0_86ad9604e61110883154018e9b9c376d.jpg
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, konuşmasında, eski Cumhurbaşkanı Zuma'nın tutuklanmasının ardından yaşanan olaylarda meydana gelen can kayıplarına dikkati çekerek, "Ayaklanmanın başından bu yana en az 212 kişi öldü, 2 bin 550 kişi tutuklandı" ifadelerini kullandı.Kwazulu-Natal ve Gauteng eyaletlerinde yaşanan olaylarda sonucu yaşanan maddi hasara da dikkati çeken Ramaphosa, "Yıkım ülkede 161 alışveriş merkezi, 11 depo, 8 fabrika ve 161 içki satış noktasına mal oldu" diye konuştu.Ramaphosa, olayların arkasındaki kişilerden hesap sorulacağını belirterek, "Güvenlik güçlerimiz sahada kontrol kurarken bunun etkileri tüm Güney Afrikalılar tarafından hissedilecek" dedi.Hükümetin önceliğinin ülkeyi istikrara kavuşturmak ve yeniden inşa sürecini başlatmak olduğunu belirten Ramaphosa, hafta sonu itibariyle sahadaki asker sayısının 25 bine çıakrtılacağını ifade etti.Ramaphosa, olağanüstü hal ilanının en son çare olduğunu kaydederek, böyle bir kararın insanların çeşitli haklarının kısıtlanması anlamına geldiğini vurguladı.Hükümetin yağmalanan bölgelere gıda ve nakit yardımında bulunacağını belirten Ramaphosa, yalan haberler ve bilgi kirliliği konusunda da halkı uyardı.Olayların çıkış noktası: Jacob ZumaGüney Afrika'yı 2009-2018'de yöneten Jacob Zuma'nın, devlet bütçesinden şahsi harcamalar yaptığı öne sürülmüştü.Zuma'nın, 1999'da Güney Afrika ile Fransız Thales firması arasındaki milyar dolarlık silah anlaşmasının imzalanması için rüşvet aldığı da iddia edilmişti.İlk kez 2005'te savcılar tarafından yolsuzlukla suçlanan Zuma hakkındaki suçlamalar yıllar içinde düşürülmüştü.Zuma, yolsuzluk iddiaları nedeniyle partisinden gelen yoğun baskılar sonucu 2018'de devlet başkanlığından istifa etmişti.Hakkında yolsuzluk, haraç, dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kara para aklama dahil 16 ayrı suçlamadan davaları devam eden Zuma, 29 Haziran'da Anayasa Mahkemesi tarafından mahkemeye itaatsizlik suçundan 15 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.Zuma, mahkemenin aldığı bu karara karşı dirense de 7 Temmuz'da Nkandla kentinde güvenlik güçlerine teslim olmuştu.79 yaşındaki eski Cumhurbaşkanı, nakledildiği Estcourt Cezaevi'nde, Kovid-19 önlemleri kapsamında 14 günlük karantinaya alınmıştı.9 Temmuz'da Zuma'nın serbest bırakılması talebiyle gerçekleştirilen gösteriler kısa sürede yağma ve şiddet olaylarına dönüşmüştü.
güney afrika
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
2021
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
SON HABERLER
tr_TR
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
Sputnik Türkiye
feedback.tr@sputniknews.com
+74956456601
MIA „Rossiya Segodnya“
afrika, haberler, güney afrika, cyril ramaphosa, yağma, şiddet olayları, jacob zuma
afrika, haberler, güney afrika, cyril ramaphosa, yağma, şiddet olayları, jacob zuma
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Ramaphosa: Ayaklanmanın başından bu yana en az 212 kişi öldü, 2 bin 550 kişi tutuklandı
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, bu akşam ulusal sesleniş konuşmasında, ülkede 9 Temmuz'dan beri yaşanan yağma ve şiddet olaylarının yol açtığı hasarı açıkladı.
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, konuşmasında,
eski Cumhurbaşkanı Zuma'nın tutuklanmasının ardından
yaşanan olaylarda meydana gelen can kayıplarına dikkati çekerek,
"Ayaklanmanın başından bu yana en az 212 kişi öldü, 2 bin 550 kişi tutuklandı" ifadelerini kullandı.
Kwazulu-Natal ve Gauteng eyaletlerinde yaşanan olaylarda sonucu yaşanan maddi hasara da dikkati çeken Ramaphosa, "Yıkım ülkede 161 alışveriş merkezi, 11 depo, 8 fabrika ve 161 içki satış noktasına mal oldu" diye konuştu.
Ramaphosa, olayların arkasındaki kişilerden hesap sorulacağını belirterek, "Güvenlik güçlerimiz sahada kontrol kurarken bunun etkileri tüm Güney Afrikalılar tarafından hissedilecek" dedi.
Hükümetin önceliğinin ülkeyi istikrara kavuşturmak ve yeniden inşa sürecini başlatmak olduğunu belirten Ramaphosa, hafta sonu itibariyle sahadaki asker sayısının 25 bine çıakrtılacağını ifade etti.
Ramaphosa, olağanüstü hal ilanının en son çare olduğunu kaydederek, böyle bir kararın insanların çeşitli haklarının kısıtlanması anlamına geldiğini vurguladı.
Hükümetin yağmalanan bölgelere gıda ve nakit yardımında bulunacağını belirten Ramaphosa, yalan haberler ve bilgi kirliliği konusunda da halkı uyardı.
Olayların çıkış noktası: Jacob Zuma
Zuma'nın, 1999'da Güney Afrika ile Fransız Thales firması arasındaki milyar dolarlık silah anlaşmasının imzalanması için rüşvet aldığı da iddia edilmişti.
İlk kez 2005'te savcılar tarafından yolsuzlukla suçlanan Zuma hakkındaki suçlamalar yıllar içinde düşürülmüştü.
Zuma, yolsuzluk iddiaları nedeniyle partisinden gelen yoğun baskılar sonucu 2018'de devlet başkanlığından istifa etmişti.
Hakkında yolsuzluk, haraç, dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kara para aklama dahil 16 ayrı suçlamadan davaları devam eden Zuma, 29 Haziran'da Anayasa Mahkemesi tarafından mahkemeye itaatsizlik suçundan 15 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Zuma, mahkemenin aldığı bu karara karşı dirense de 7 Temmuz'da Nkandla kentinde güvenlik güçlerine teslim olmuştu.
79 yaşındaki eski Cumhurbaşkanı, nakledildiği Estcourt Cezaevi'nde, Kovid-19 önlemleri kapsamında 14 günlük karantinaya alınmıştı.
9 Temmuz'da Zuma'nın serbest bırakılması talebiyle gerçekleştirilen gösteriler kısa sürede yağma ve şiddet olaylarına dönüşmüştü.
