Belarus’ta aşırıcılık yanlısı Nexta ve Belarus Golovnogo Mozga Telegram kanallarının yöneticisi Roman Protaseviç’in Atina'dan Vilnius'e seyahat ederken bomba ihbarı üzerine Minsk Havaalanı'na acil iniş yapan Ryanair uçağında gözaltına alınması, ABD başta olmak üzere bazı Batı ülkelerinin Belarus’a yaptırım uygulamalarıyla sonuçlandı.
Yaptırımların temel gerekçesi ise, Belarus yönetiminin ‘muhalif bir gazeteciyi’ gözaltına almasıydı. Kısa süre içerisinde Batı medyası tarafından yapılan çok sayıda yayın, Belarus’u ve Lukaşenko’yu ‘baskıcılıkla’ suçluyordu ve Belarus’ta ‘demokrasinin yeniden tesisi için uluslararası toplumu harekete geçirmeye’ çağırıyordu.
Batı medyası, Minsk'teki uçak hadisesini 'dünyada bir ilk' olarak tanımlasa da, bu olay bir uçağın üçüncü ülkede zorla indirilmesiyle sonuçlanan ilk olay değil. 3 Temmuz 2013'te Moskova'da katıldığı bir konferanstan dönen Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales'in uçağı Fransa ve Portekiz'in hava sahalarında uçuş izni çıkmaması üzerine Viyana'daki Schwechat Havaalanı'na zorunlu iniş yapmıştı. ABD'nin casuslukla suçladığı Edward Snowden'ın içinde olduğu iddiasıyla aranan bir uçağın ABD’li eski istihbaratçının bulunmaması üzerine Avusturya'dan havalanmasına izin verilmişti. Avrupa ülkelerinin bu kararı, Güney Amerika'da büyük tepkiyle karşılanmıştı.
Ancak Protaseviç’in kariyerinin bir ‘muhalif gazeteciden’ çok daha fazlası olduğu, Ukrayna’daki Maidan darbesi de dahil olmak üzere son yıllarda Baltık bölgesinde yükselişe geçen aşırı sağcı ve neo-Nazi ideolojinin önemli bir temsilcisi olduğu sır değil.
Belarus’a yönelik renkli devrim girişimlerinin önemli bir aktörü haline gelen Protaseviç, siyasi kariyerine Belaruslu aşırı sağcı ve anti komünist ‘Gençlik Cephesi’ (Malady Front) örgütünde başladı. Strana.UA sitesinin konuyla ilgili haberine göre Protaseviç, Aleksandr Lukaşenko’ya karşı 2012’de gerçekleşen protestolar sırasında ‘Gençlik Cephesi’ üyesiydi ve bu sebeple gözaltına alınmıştı. Resmen Çekya'da kurulan bu örgüt, Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko karşıtı faaliyetleriyle ve üyelerini askeri eğitimden geçirmesiyle tanınıyor.
Öte yandan, Protaseviç aynı dönemde Euroradio ve Radio Liberty çalışanıydı.
Yıkılan Lenin heykeli önünde
Ukrayna’da 2014’teki Maidan darbesine de aktif olarak katılan Protaseviç, The Grayzone'dan Ben Norton'un aktardığına göre, neo-Nazi Azov Taburu içerisinde de görev aldı. Protaseviç’in daha sonra kapatılan Facebook hesabından kaydedilen görüntüleri aktaran bağımsız basın kuruluşu FOIA Araştırma, yıkılan Lenin heykeli önünde verdiği poz da dahil olmak üzere, Protaseviç’in Azov Taburu ile birlikte hem kendisinin çektiği, hem de bizzat kendisinin yer aldığı çok sayıda görüntü paylaştı.
Protaseviç, yıkılan Lenin heykeliyle çektiği fotoğrafını “Bu eski fotoğrafı buldum. Maidan, kış, Lenin’in kafası” ifadeleriyle Facebook hesabından paylaşmıştı.
Öte yandan, Ukrayna’da Maidan darbesini takip eden çok sayıda kanal tarafından, Protaseviç’in Azov Taburu’nda askeri üniformalı ve silahlı fotoğrafları yayınlandı. Strana UA muhabiri Ekaterina Terekhova da, Protaseviç’in zırhlı personel taşıyıcısı içerisinde fotoğraflarını yayınladı.
'Hepimiz profesyonel birer savaşçıyız'
Bununla birlikte, Radio Liberty tarafından kimliği gizlenen bir Azov militanıyla yaptılan 18 Eylül 2015 tarihli röportajda, Protaseviç’in yüzünün sansürlenen kişiyle aynı kişi olduğu görülüyor.
Röportajda ‘Kim’ takma adını kullanan Azov Taburu militanının “Hepimiz profesyonel birer savaşçıyız” dediği aktarılıyor.
Ayrıca, Protaseviç’in Azov Taburu’nun yayın organı ‘Kara Güneş’in 2015 tarihli bir sayısında kapak fotoğrafında yer aldığı iddia edildi. Bu iddia, Protaseviç ve Azov Taburu tarafından hiçbir zaman yalanlanmadı.
Protaseviç’in babası ise, oğluyla ilgili yaptığı açıklamada “Oğlum 2014’te Donbass’ta Ukrayna ordusunun yanında savaşırken davalar başladı” açıklamasında bulunmuştu. Ancak, Protaseviç tutuklandıktan sonra babası bu sefer 'oğlunun foto muhabir olarak Ukrayna’ya gittiğini' söylemeye başladı.
'Belarus şovalyesi'
Ukrayna Maidan darbesinin ardından faaliyetlerine Belarus’ta devam eden Protaseviç, bir ‘gazeteci’ ve ‘fotoğrafçı’ olarak ülkedeki aşırı sağcıların çok sayıda eylemini haberleştirdi. Protaseviç ayrıca, Belaruslu aşırı sağcı ‘Pahonia Müfrezesi’nin de bir sempatizanı. Kendilerini ‘Ukrayna'daki Belaruslu gönüllülere yardım eden bir sivil toplum örgütü’ olarak tanımlayan bu grubu da ‘yakından takip eden’ Protaseviç, Belarus’un aşırı sağ motiflerine olan ilgisini açıkça göstermekten çekinmiyor.
2017 yılında Prag’a giden Protaseviç, burada ABD destekli medya ordanı ‘Radio Free Liberty/Europe’ için, 2018 yılında ise ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından fonlanan Belarus Euradio.fm için çalışmaya başladı.
‘Hayatımın en önemli haftası’
Protaseviç’in hayatının önemli dönüm noktalarından biri ise, ABD’ye yaptığı ziyaret oldu. 2018 yılında Washington’a giden Protaseviç, Dışişleri Bakanlığı binasından paylaştığı fotoğrafa “Hayatımın en önemli haftası. Hiç bu kadar önemli ve ilginç karşılaşmalar yaşamadım” notunu düşmüştü. Protaseviç’in ABD Dışişleri’nde ne yaptığı ve hangi yetkililerle görüştüğü ise bilinmiyor.
Protaseviç’in Belarus’taki batı destekli muhaliflerin 'Belomaidan' olarak adlandırdıkları renkli devrim girişimlerinde öne çıkması ise, 2020 yılında ‘Muhalif’ Telegram kanalı Nexta için çalışmaya başladığını açıklamasıyla gerçekleşti. Birkaç yıl önce Belarus’tan Polonya’ya kaçan aşırı sağcı Stepan Putila tarafından kurulan bu kanal, Belarus’taki eylemlerde aktif bir şekilde faaliyet yürüttü ve kısa süre içerisinde ayrılıkçıların ve aşırı sağcıların en çok tercih ettiği kanallardan biri haline geldi.
Belarus muhalefetinin lideri olarak kabul edilen Svetlana Tihanovskaya ile de yakın ilişkileri bulunan Protaseviç, gözaltına alınmadan önce Twitter hesabından yaptığı açıklamaya göre Tihanovskaya’yı fotoğraflamak üzere kendisiyle birlikte Yunanistan’daydı.
Посчастливилось поснимать @Tsihanouskaya в ходе её визита в Афины.
— Roman Protasevich (@pr0tez) May 16, 2021
Было безумно круто получить такой опыт! Больше фото — в официальных аккаунтах Светланы Георгиевны. pic.twitter.com/ugHVHXLzrQ
Gözaltına alınmasından bu yana kendisini ‘muhalif gazeteci’ olarak tanımlayan batı medyası ise, Protaseviç’in politik geçmişini ve aşırı sağcılarla olan yakın ilişkilerini görmezden geliyor.