CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) video konferans yöntemiyle toplandı. Toplantıda ekonomik kriz ve kapanma kararı ile gelen yeni yasakların halka etkileri ele alındı.
MYK sonrası CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak, organize suç örgütü liderliğinden hüküm giyen Sedat Peker’in videolu açıklamaları ve bu açıklamalar hakkında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "İçişleri Bakanı bu tartışmalara sadece seyirci" eleştirisine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun verdiği yanıta da tepki gösterdi.
Öztrak, Peker’in videolu açıklamalarına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Mafya-siyaset-emniyet hattında döşenmiş kanalizasyon boruları, bir kez daha patladı. Ortalığa salınan pis kokular, dayanılır gibi değil… Mafya konuşuyor, hükümet susuyor. Bu itiraflara bakılırsa, ülke, Kurtlar Vadisi’ne dönmüş. Bu korkunç itiraflar için tek bir cumhuriyet savcısı kılını kıpırdatmıyor. Cumhur ittifakı sadece AK Parti ve MHP’den oluşmuyor. Mafya da bu ittifakın ortağı ve aparatı. Cumhur İttifakı, Cürüm İttifakı olmuş."
Öztrak, Bakan Soylu’ya “İtiraflara başlayınca mı, suç örgütü yöneticisi olduğunu anladınız? Bu hezeyanınız, bu heyecanınız neden?” diye sordu.
T24'ün haberine göre Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
'İşsizler ordumuzun sayısı, dünya üzerindeki 100 ülkenin nüfusundan fazla'
- Üç yıldır milletimizin durumu gün günden kötüye gidiyor. Yasaklar, yolsuzluklar ve her gün artan yoksulluk, milletimizin boğazına yapıştı, sıkıyor. Üç yıldır, saray ve şürekâsı, ‘itibardan tasarruf olmaz’ diyerek tatlı hayat sürerken, milletimizin payına hep fedakârlık düşüyor. Yaptıkları hataların faturası da hep halkımıza çıkıyor. Ülkede huzur, milletin sofrasında bereket, ağızlarda tat, tuz kalmadı. Bir de üstüne bir türlü yönetemedikleri salgın geldi. İnsanımız canıyla cüzdanı arasına sıkıştırıldı. Milletimizin geliri güneş görmüş kar gibi eriyor.
'Erdoğan şahsım hükümeti, üç yılda milli gelirimizi 142 milyar dolar eritti'
- 2017’de 859 milyar dolar olan gelirimiz, 2020’de 717 milyar dolara düştü. Erdoğan şahsım hükümeti, üç yılda milli gelirimizi 142 milyar dolar eritti, çalışan yurttaşlarımızın işini de elinden aldı. Son iki yılda, 2019 ve 2020’de, bırakın millete yeni iş imkânları sunmayı 1 milyon 926 bin yurttaşımız çalıştığı işini kaybetti. Mart ayı işsizlik rakamları bugün açıklandı. Gerçek işsizlerimizin sayısı, sadece son bir yılda, 1 milyon 517 bin kişi arttı. İşsizler ordumuzun sayısı, dünya üzerindeki 100 ülkenin nüfusundan fazla…
'Tonlarca ürün, bu son kapanmadaki yanlış kararlarla çöpe gitti'
- Mayıs ayında ekonomide yeniden kapanmanın, istihdam üzerindeki yansımalarını göreceğimizi de unutmayalım. İşsizlik önümüzdeki günlerde de önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecek. Geliri düşen, işinden olan insanlarımız, enflasyona da ezdiriliyor. Hayat pahalılığı, çarşıda, pazarda vatandaşlarımızı isyan ettiriyor… Tezgâhta milletin cebini yakan meyve-sebze, tarlada para etmiyor. Alın teriyle, emekle yetiştirilen tonlarca ürün, bu son kapanmadaki yanlış kararlarla çöpe gitti. Ardından bu hafta sonu semt pazarları açıldı ama hesaplı meyve sebze almayı uman vatandaş, pazar tezgâhlarında da umduğunu bulamadı.
'Enflasyon sebep, faiz sonuç teorinizi ispat etmek için dibi delik kovaya bu rezervleri boşalttınız'
- Merkez Bankası’nın kasasını boşalttınız. Merkez Bankası’na kanunla verilmiş, kasasındaki dövizleri siyasetten bağımsız bir şekilde yönetme yetkisini, kanunsuz bir şekilde, protokolle Hazine’nin başındaki damadın eline verdiniz. Milletin atadan deden kalan varlıklarını satarak, alın teriyle ürettiklerini ihraç ederek biriktirilen rezervleri önce Merkez Bankası’nın arka kapısından buharlaştırdınız sonra damada bağlı kamu bankaları eliyle sattırdınız.
- Patinaj yapan ekonomiyi, 2019 yerel seçimlerinde, millete iyi göstermek için milletin 128 milyar dolarını satmaya başladınız. Bunlar da yetmedi. Kerameti kendinden menkul ‘enflasyon sebep, faiz sonuç’ teorinizi ispat etmek için dibi delik kovaya bu rezervleri boşalttınız. Milletin dövizlerini har vurup harman savurdunuz. Şimdi uluslararası kuruluşlar uyarıyor.
'Bayramdan sonra önerge vereceğiz'
-
‘Yoksulluk, yasaklar ve yolsuzlukla mücadele’ vadederek gelen Erdoğan, bugün ülkeyi yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin cennetine çevirdi. Erdoğan ailesinin adını kullanarak, gümrükte iş çevirmeye kalkan kişi, Ticaret Bakanı yapılıyor. Kümes tilkiye emanet ediliyor. Önce kendi firmasının dezenfektanlarını, kendi bakanlığına satıyor. Kendisi de bunu kabul ediyor. Hatta kendini savunmak için ‘ucuza sattım’ diyor, pahalıya sattığı ortaya çıkıyor. Yetmiyor, şirketi için kıyak vergi indirimleri yapıldığı ortaya çıkıyor. Yetmiyor, şirketinin bayiliğini de baş danışmanına yaptırdığı ortaya çıkıyor. Görevden alınan bakan, elini kolunu sallayarak gezmeye devam ediyor. Parti grubumuz, bu konuda bir Meclis soruşturması açılması için gereken önergeyi bayramdan sonra verecek. Vereceğimiz önergeyi TBMM üye tam sayısının yarısından bir fazlasının desteklemesi gerekiyor. Bu önergeye atılmayacak her bir imza, milletin vicdanını kanatır. Bu milletvekilleri için büyük bir ahlaki sınavdır.
'Mafya-siyaset-emniyet hattında döşenmiş kanalizasyon boruları, bir kez daha patladı'
- Bir skandal hazmedilmeden, diğeri patlıyor. Hafta sonu, yurt dışına kaçmış bir suç örgütü başının açıklamalarıyla, mafya-siyaset-emniyet hattında döşenmiş kanalizasyon boruları, bir kez daha patladı. Ortalığa salınan pis kokular, dayanılır gibi değil.
- Bundan 8 yıl önce ne demişti Erdoğan? ‘Artık bu ülkede çeteler dönemi bitmiştir, mafya dönemi bitmiştir, cunta dönemi geri gelmemek üzere bitmiştir.’ Ne demiş atalarımız? Büyük lokma ye, ama büyük söz söyleme… Görüyoruz neyin bitip neyin başladığını… Birkaç yıl öncesine kadar, Erdoğan ile aynı fotoğraf karelerine giren, seçimlerde AK Parti lehine mitingler yapmasına izin verilen, kendisine koruma olarak Türk polisi tahsis edilen bir suç örgütü başı, şimdi konuşmaya başladı. ‘En güçlü ortaklık suç ortaklığıdır.’ Çünkü suç ortakları birbirine göbekten bağlıdır. Birbirine mecburdur. O nedenle de kolay kolay konuşmazlar. Ama şimdi bu şahıs konuşuyor.
- Mafya konuşuyor, hükümet susuyor. İddialar da öyle böyle değil. FETÖ’cü yaftasıyla insanların içeri attırılıp, Bodrum’daki marinalarına çökülmesine, Kolombiya’dan gelen kokainlerden, bir gazetecinin öldürülmesine kadar pek çok korkunç olay dile getiriliyor. Bu itiraflara bakılırsa, ülke, Kurtlar Vadisi’ne dönmüş.
'Tek bir cumhuriyet savcısı kılını kıpırdatmıyor'
- Bu ülkede CİMER’e başvuru var diye, belediye başkanlarımız hakkında derhal inceleme başlatılıyor ama bu korkunç itiraflar için tek bir cumhuriyet savcısı kılını kıpırdatmıyor. Bu korkunç iddialar, herhangi bir demokratik hukuk devletinde olsa iktidar harekete geçer, savcılar soruşturma başlatır, gazeteler, televizyonlar günlerce haber yapardı ama bunların hiçbiri Türkiye’de olmuyor. Bu da açıkça gösteriyor ki, Cumhur ittifakı sadece AK Parti ve MHP’den oluşmuyor. Mafya da bu ittifakın ortağı ve aparatı… Cumhur İttifakı, Cürüm İttifakı olmuş.
'İftiralara başlayınca mı suç örgütü yöneticisi olduğunu anladınız'
-
Tüm bunlar ortadayken, ‘atama İçişleri Bakanı’, utanmadan sıkılmadan Sayın Genel Başkan’ımıza hakaret etmeye cüret ediyor. Suç örgütünün başı, Rize’de AK Parti için miting yaparken, makbuldü. Akademisyenlerin kanlarıyla banyo yaparken, yerli ve milliydi. Türk polisi koruma olarak verilirken, muteberdi. İtiraflara başlayınca mı, suç örgütü yöneticisi olduğunu anladınız? Hayırdır beyler, mafya-siyaset-emniyet hattında patlayan kanalizasyon boruları, neden bu kadar panik yarattı? Bu hezeyanınız, bu heyecanınız neden? Bu mafya babasına, ‘nisan ayında ülkede birçok şey değişecek’ deyip, kendisine ülkeye dönüş sözü veren devlet yetkilisi kim?
'Bu yönetim güveni sıfırlamıştır'
-
Yolsuzluklarla, yasaklarla, yoksullukla mücadele edeceklerini, bunları bitireceklerini vadederek milletin oyunu alan Erdoğan, millete verdiği sözleri tutmamıştır. Bugün ülkemiz, her zamankinden fazla yolsuzluklara, yasaklara ve yoksulluğa batmıştır. Bu yönetim, yanlış politikalarıyla, içeride ve dışarıda kendine duyulan güveni sıfırlamıştır.