AK Parti’nin, Mısır ve Libya ile dostluk gruplarının kurulmasına ilişkin Meclis Başkanlığı'na kanun teklifi verdi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, dostluk gruplarının, parlamenter diplomasinin en önemli ayağı olarak birçok alanda ortak girişimlerin hayata geçirilmesine katkıda bulunacağını söyledi.
Daha önce Ankara ve Kahire, 7 yılı aşkın bir süre devam eden “soğuma” döneminin ardından, iki ülke arasındaki ilişkileri yeniden başlatma yönünde açıklamalarda bulunmuştu.
Türkiye-Mısır ilişkilerini nasıl bir gelecek bekliyor?
Rusya Bilimler Akademisi Şarkiya Enstitüsü’nün kıdemli araştırma görevlisi Doç. Vladimir Sotnikov, Sputnik’e yaptığı açıklamada, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye-Mısır ve Türkiye-Libya ilişkilerini genel olarak iyi bir gelecek beklediğini düşünüyorum. Türkiye, Doğu Akdeniz’de deniz alanlarının sınırlandırılması ile ilgili Libya ile 2019’da emsali olmayan bir anlaşma imzaladı. Mısır yönünde de temasların kurulması anlamında bazı ilerlemeler gözlemleniyor. Anladığım kadarıyla Kahire, Ankara’nın ilişkileri normalleştirme girişimlerine hoşgörüyle yaklaşıyor. Özellikle Kahire, Libya politikası kapsamında, Ankara’nın desteğini arıyor. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi bir asker ve görünüşe bakılırsa Türkiye ile yakınlaşma olasılığını, Libya askeri stratejisi açısından değerlendiriyor. Bilindiği gibi özellikle Libya’nın batısında Türkiye’nin askeri ve politik etkisi oldukça büyük”.
Ankara ve Kahire’deki genel eğilimler dikkate alındığında, parlamenter diplomasinin de çok iyi geleceğe sahip olduğu tahmininde bulunabileceğini söyleyen Sotnikov, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türk parlamentosunda kurulmakta olan Mısır ve Libya ile dostluk gruplarının yapacak çok iş olduğunu düşünüyorum. Mısır ve Libya parlamentolarından da Türklerin attığına benzer adımlar beklenebilir. Ama bana öyle geliyor ki, tüm bunlar son derece ihtiyatlı ve aşamalı olacak ve bir dizi faktöre bağlı olacak. Acele adımlar olmayacak. Her şey dikkatlice hesaplanacak, çünkü Mısırlılar, Türkiye ile ilişkileri iyileştirelim derken Körfez’in Arap monarşileri ve diğer bölgesel ve küresel ortaklarla var olan ve işleyen ilişkilere zarar gelmesini istemez”