İngiltere'nin OPCW heyetinin Twitter hesabından yapılan açıklamaya göre OPCW üyeleri, Suriye'nin hak ve imtiyazlarının elinden alınmasını öngören kararı 87 oyla onayladı.
Açıklamada "OPCW üye devletleri konferansında 87 temsilci, İngiltere'nin eş geliştiricisi olduğu Suriye'yle ilgili kararın kabulü yönünde oy kullandı. Karar, Suriye'nin OPCW'deki hak ve imtiyazlarının yürürlüğünü askıya alıyor" dendi.
OPCW'nin anlaşmalarıyla yeniden uyumlu hale gelmenin Suriye'nin elinde olduğunu belirten İngiltere heyeti, alınan kararın Kimyasal Silahların Yasaklanması Sözleşmesi'nin güvenirliği açısından hayati bir adım olduğunu savundu.
UK co-sponsored Decision on Syria passes, with 87 votes in favour, at #CSP25. Decision suspends some of Syria’s rights & privileges in the @OPCW. Now up to #Syria to come back into compliance. Vital step to maintain credibility of Chemical Weapons Convention.
— UK Delegation OPCW (@UK_OPCW) April 21, 2021
Fransa'nın Hollanda Büyükelçisi Luis Vassy ise, yaptığı Twitter paylaşımında 15 ülkenin 'hayır', 34 ülkenin 'çekimser' oyu verdiğini kaydederek "Çok taraflılık adına güzel bir gün" değerlendirmesinde bulundu.
Decision adopted by 87 yes - 15 no - 34 abstentions. A good day for multilateralism. #notochemicalweapons #noimpunity https://t.co/HRCO9Mi6qf
— Luis Vassy (@lvassy) April 21, 2021
6 Nisan'da Suriye'deki kimyasal silahların görüşüldüğü BM Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısında konuşan BM Silahsızlanma Şefi İzumi Nakamitsu, Suriye'nin yaklaşık 8 yıl önce yaptığı kimyasal envanter ve kimyasal silah üretim tesisleriyle ilgili beyanının 19 konuda eksik olduğunu, Fransa'nın Suriye'nin OPCW'deki hak ve imtiyazlarının iptal edilmesini öngören karar taslağının 20 Nisan'da 193 üye ülkenin katılımıyla yapılacak OPCW toplantısında ele alınacağını söylemişti.
Nakamitsu'nun açıklamalarına tepki gösteren Rusya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dmitriy Polyanskiy, BMGK ve OPCW'deki heyetlere Suriye'nin OPCW'deki haklarının iptalini öngören tasarıya destek vermeme çağrısı yapmıştı.
Rus diplomat, OPCW veya herhangi bir uzmanlaşmış platformun istenmeyen ülkeleri kitle imha silahları kullandığına dair asılsız suçlamalarla cezalandırma aracına dönüşmesine izin verilmemesi gerektiğini vurgulamıştı.