Oyuncu Deniz Çakır'ın Beşiktaş'ta bir kafede başörtülü kadın müşterilere hakaret ettiği iddiasıyla, 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama' suçundan yargılanmasına devam edildi. İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Hande Selen Canar, olay günü Deniz Çakır ile kafede buluşmak için sözleştiklerini ve Çakır'ın kendisinden önce kafede olduğunu söyleyerek, "Sanık ile diğer grup arasında fotoğraf çekme mevzusundan bir tartışma yaşandı. Müştekiler fotoğraflarının çekildiğini iddia ediyorlardı. Oysa biz kendi fotoğrafımızı çekiyorduk. Diğer taraf 'Neden çekiyorsunuz, çekemezsiniz' gibi söylemlerde bulununca Deniz Hanım 'Neden sizi çekelim?' dedi. Ben hatta bir ara telefonumu gösterdim 'Sizi çekmiyoruz' dedim. Müştekiler yeniden çekiyorsunuz diye söylenmeye başladı. İki taraf da olayı biraz büyüttü” şeklinde beyanda bulundu.
'Deniz Çakır, 'Burası Arabistan mı?' sözünü bize söyledi'
Müşteki avukatının Deniz Çakır'ın telefonunun kırılmasına ilişkin, "Telefonun kırılmasına sebep olan hadise bir bakışmadan mı ya da anlattıklarının sonucu mu?" sorusu üzerine tanık Canar, "Olaydan dolayı sanık 'Ben sizi neden çekeyim?' diyerek telefonunu masaya vurup kırdı. Ayrıca 'Burası Arabistan mı, neden içki içmemize kızılıyor?' gibi söylemlerde bulundu. Ancak bunu müştekilere değil bize söyledi" dedi.
Tanık beyanlarının ardından mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, davaya konu somut olay değerlendirildiğinde 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama' suçunun oluşmadığını belirterek Deniz Çakır'ın bu suçtan beraatine karar verilmesini istedi. Mütalaada "Eylem 'nitelikli hakaret' suçunu oluşturmuştur. Ancak bu eylemden açılmış bir dava bulunmadığından, sanık hakkında 'Hakaret' suçundan suç duyurusunda bulunulması mütalaa olunur" ifadeleri kullanıldı.
Mahkeme taraf avukatlarına mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için süre vererek duruşmayı erteledi.
