Avukat Çalıkuşu, “Ahmet Altan 2012’de Taraf Gazetesi’nden ayrılmış olmasına rağmen o dönemde yaptığı gazetecilik suç sayılıyor ve 2016’daki darbenin bağlantısı kuruluyor. Bu iddianame başkaları için yarın bir ifşa belgesi ve onların iddianamesi aslında” ifadesini kullandı.
İşte Figen Çalıkuşu’nun açıklamalarından satırbaşları:
“AİHM çok gecikerek olsa da sevindirici ve umut veren bir karar verdi. AİHM diyor ki; Ahmet Altan'ın üzerine atılı suçlamaların hiçbirini doğrular, makul şüpheyi haklı kılar bir tane delil yok. Bu konuda Türkiye hükümetine birkaç kez de soruldu ama farklı bir gerekçe gösterilmedi. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AİHM, bu tutuklama dışında ifade hürriyet kısmında dedi ki; ‘Mahkemenin, örgüte yardım ve yataklıktan hiç azımsanmayacak ölçüde, ölçüsüz ceza verdiğini de gözlüyoruz’. Dolayısıyla örgüte yardım ve yataklık suçlaması yönünden de bu delillere baktığımızda ifade hürriyeti hakkı ihlal edilmiştir dedi. 15 Temmuz yargısı diye bir yargı var ben bunun özetini böyle koydum.”
10 yıllık telefon görüşmeleri var
“AİHM 4 yıl önce böyle bir soruşturma, iddia yoktu diyor. Ahmet Altan 2012 yılında ayrılıyor Taraf gazetesinden ama darbe 2016'da oluyor. 2012 yılında ayrılmış Ahmet Altan, bu tasfiyeler yıllar yıllar içerisinde yapılmış bunun altında imza atan Ahmet Altan değil ki Milli Güvenlik Kurulu. Bu iddianame başkaları için yarın bir ifşa belgesi ve onların iddianamesi aslında. Ahmet Altan'ın başka bir delili ne? Birtakım insanlarla 10 yıl önce yaptığı telefon görüşmeleri. Konuştuğu kişilerin büyük bir çoğunluğu o dönem uçaklarda gezen bakan yardımcıları, danışmanları. Genel Yayın Yönetmeni olduğu zaman habercilik adına görüştüğü insanlar. Onlar şimdi Ahmet Altan için suç sayılıyor. Taraf gazetesinde 2012 yılında yaptığı gazetecilik suç sayılıyor ve darbenin bağlantısı kuruluyor. Eğer böyle bir bağlantı kurulacaksa o kararların altına imza atanların, o kişileri uçaklarında taşıyanların kendilerine dönüp bakması lazım.”