Prof. Mustafa Özsarı, ölümündeki sır perdesi hala aralanamayan yazar Sabahattin Ali'yi RS FM'de yayınlanan Atilla Güner'le Akşam Postası'na anlattı.
Sabahattin Ali'nin ölümü hakkında bir de makalesi bulunan Prof. Özsarı'nın ifadeleri şöyle:
- Çeşitli kaynaklar Sabahattin Ali'nin 2 Nisan 1948 tarihinde Kırklareli'nde, Türkiye-Bulgaristan sınırında öldürüldüğünü yazıyor. Anlatılana göre, Ali Ertekin isimli bir kişiyle aynı kamyonda giderlerken Bulgaristan sınırına yaklaşınca artık buradan sonrasını yürüyerek giderken Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü Ali Ertekin'in ifadelerinden biliyoruz. Sabahattin Ali'nin cansız bedeni, ölümünden birkaç zaman sonra bulunmuş.
- Sabahattin Ali, uzun zamandır takip ediliyormuş. Marko Paşa ve Abidin Paşa gibi dergileri çıkarırken kaçıyor ve en sonunda kamyon şoförlüğü yapmaya başlıyor. Sabahattin Ali, Türkiye'de yaşama imkanı bulamayacağını anlıyor. Türkiye'deki iklim onun gibi bir insanın nefes alamayacağı bir iklim haline geliyor. Ali Ertekin, teşkilat mensubu mu, takip ediyor mu bilemiyorum ama benim kanaatim Ertekin, insan kaçakçısı ve ifadesinde Sabahattin Ali'yi parası için öldürdüğünü itiraf ediyor. Hatta Sabahattin Ali'nin elbiselerini de alıyor, sonrasında Akhisar'da satıyor. Sabahattin Ali'nin önemli bir adam olduğu ortaya çıkınca bu defa kendisini savunmak için "Bu adam pis bir komünistti öldürdüm" diyor.
Ali'nin ölümünün gazetelere yansıması
- İzmir ve İstanbul'daki çeşitli gazeteler mahkeme sürecini yazmışlar, ben de oralardan takip ettim. Hakim, Ali Ertekin'e ömür boyu hapis cezası veriyor ama sonrasına mahkemeye gizlilik kararı alınıyor. Gizlilik kararı alındıktan itibaren gazetelerde bu konuyla ilgili haber çıkmıyor. "Sabahattin Ali'yi sağ görüşlü iktidar öldürdü" diyenler var ama o zaman İsmet Paşa var. Davaya gizlilik kararı her şeyi alt üst ediyor. Ali Ertekin, suçunu itiraf etmesine rağmen önce 4 yıl ceza alıyor ama kısa süre sonra serbest bırakılıyor.
- 1948-1978 yılları arasında bu olayı hiç kimse sorgulamıyor ancak 1978'den sonra Alpay Kabacalı bu konuya eğiliyor ama bir sonuca ulaşamıyor. Zar zor yetiştirdiğimiz aydınımızın, yazarımızın, değerli bir insanımızın bir insan kaçakçısı tarafından katledilmesi olayıdır... Sabahattin Ali sadece edebiyatı seven, ülkesi için çalışan bir insan. Bir yanlış anlaşılmayla Atatürk döneminde cezalandırılmış, İnönü döneminde tahkikata uğramış. Çıkardığı dergiler sırasına hep takip edilmiş, nefes almasına imkan verilmemiş. Belli ki birileri Sabahattin Ali'ye 'pis komünist' denilince birileri de bu durumdan vazife çıkarmış. Aynı şey bugünlerde de oluyor.