Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı Emeritus Prof. Dr. Mehmet Nuray Aydınoğlu, Kanal İstanbul’un ÇED raporunu Prof. Dr. Faruk Karadoğan ve Prof. Dr. Atilla Ansal ile birlikte inceledikleri makaleyi RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.
Prof. Dr. Aydınoğlu, Kanal İstanbul için hazırlanan ÇED raporunu “Kanal İstanbul’un tanımını yapan, teknik bakımdan verileri içeren belge ÇED raporudur. Bu rapor 2019 yılında yayınlandı. 2020 yılı başında bakanlık tarafından resmen onaylandı. Çok detaylı bir rapor, fazla sayıda bölüm içeriyor ve çok sayıda eki var. Toplam ekleriyle birlikte 15 bin sayfayı buluyor” diye açıkladı.
‘Deprem mühendisliği açısından Kanal İstanbul’un yaratacağı tehlikeleri inceledik’
Prof. Dr. Aydınoğlu, Kanal İstanbul ÇED raporunun içeriğini incelemek için İBB ile hazırlanan yayında yaptıkları çalışmaları “Bu raporun eleştirisini yapmak amacıyla Kanal İstanbul’un neler getirip neler götüreceğini açıklamak adına İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir bilimsel yayın yaptı. Bu geçen yıl Kültür A.Ş. tarafından basıldı. Yayının adı ‘Kanal İstanbul, çok disiplinli bilimsel değerlendirme’, bu kitapta 20 tane makale var. 30’a yakın bilim adamı bunları hazırladı ve her bakımdan bütün yollar Kanal İstanbul’un çevreye ve diğer hususlara getireceği mahzurları içeriyor. Ben de iki değerli arkadaşım Prof. Dr. Faruk Karadoğan ve Prof. Dr. Atilla Ansal ile birlikte deprem mühendisliği açısından Kanal İstanbul’un yaratacağı tehlikeleri ve aslında ÇED raporunun içerdiği tutarsızlıkları inceledik” diye aktardı.
‘Kanal İstanbul’un güney ucunda çok büyük deprem ivmeleri meydana geleceğini biliyoruz’
Kanal İstanbul’un deprem bakımından mahzurlu olduğunu belirten Prof. Dr. Aydınoğlu, projenin deprem bakımından karşılaşabileceği riskleri “Boğazda ikinci bir geçiş gibi sunulmasına rağmen esasında bu bir rant projesidir. Bunu oluşturma uğruna İstanbul’a muazzam bir müdahaleyle muazzam rahatsızlık yaratılacak. Deprem bakımından çok mahzurlu olduğunu ifade etmek istiyorum. Kanal İstanbul büyük bir İstanbul depreminde kırılması birinci derece beklenen fay segmentlerine güney ucundan sadece 11 kilometre mesafededir. Güney ucunda çok büyük deprem ivmelerinin meydana geleceğini biliyoruz” diye anlattı.
‘Kanal yapısının güzergahı doğru seçilmemiş durumda’
Prof. Dr. Aydınoğlu, Kanal İstanbul güzergahındaki zeminin uygunluğu konusunda “Bu Kanal İstanbul’la ilgili bizim yazdığımız bölümde çok ayrıntılı biçimde ifade ettiğimiz gibi kanal yapısının güzergahı doğru seçilmemiş durumdadır. Bu 45 kilometrelik kanalın 20 kilometresi çok zayıf alüvyol zeminlerin içinden geçiyor. Bu zeminler 20-25 metre kazılarak kanalın yatık şevleri olacak, bunlar küçük depremlerde bile içeri göçme riskine maruz. Enteresan bir çelişki var. Bununla ilgili ÇED raporunda bunların 20 kilometre boyunca büyük tehlike altında olduğu açıkça hesaplarla gösteriliyor fakat alınacak tedbirler geçiştiriliyor. Bu çok ciddi bir şey çünkü her küçük depremde kanal yapısı hasara maruz kalacak ve bunların giderilmesi gerekecek. Belki aylarca kanal kapalı kalacak” dedi.
‘Kanal İstanbul bütün ulaşım altyapısını kestiği için 5 tanesi Boğaz Köprüsü boyutunda 8 köprü ve 3 tünel yapılması gerekiyor’
Kanal İstanbul’un yapılacağı bölgedeki tüm ulaşım altyapılarını keseceğine dikkat çeken Prof. Dr. Aydınoğlu, bu durumun beş tanesi İstanbul Boğaz Köprüsü boyutunda olmak üzere sekiz köprü ve üç tünel yapılması gerektireceğini söyledi:
“Kanal İstanbul, bütün ulaşım altyapısını ve diğer altyapı tesislerinin hepsini kestiği için geçiş yapıları dediğimiz muazzam derecede önemli mühendislik yapılarının bu kanal üstünde veya altında yapılması gerekiyor. Bu muazzam bir çaba, sekiz tane köprü ve üç tane tünel. Bunlar çok büyük köprüler, beş tanesi neredeyse İstanbul Boğaz Köprüsü mertebesinde büyük açıklıklı asma veya askılı köprüler olacak. Bunlarla ilgili çok kaba skeçler dışında doğru dürüst bir analiz de yok. Proje çalışması da varsa bile ÇED raporunda gösterilmemiş durumda. Bu köprülerden bir tanesi Kuzey Marmara Otoyolunun devamı olarak yapılacak yol üzerindeki köprü kısa süre önce ihale edildi ama projesi hala kesin olarak belli değil.”
‘Yapılacak sekiz köprü ve üç tünel için 15 milyar lira düşünülmüş, bu bütçeyle ancak 1-2 tanesi yapılabilir’
Aydınoğlu “Bu köprülerin temelleri az önce söz ettiğim çok kötü zemin koşullarında yapılmak zorunda dolayısıyla teknik bakımdan çok zor ve pahalı temel çözümlerine gidilmesi gerekecek. Bunlarla ilgili ÇED raporunda en ufak bir fizibilite çalışması yok. Sadece bir kaba maliyet hesabı var. 2020 tarihi itibariyle toplam kanal projesinin 75 milyar liraya mal olacağı ve bunun yüzde 20’sinin geçiş yapıları için harcanılacağı söyleniyor. 15 milyar liraya bu geçiş yapılarının yapılması hayal bile edilemez. Bunların ancak 1-2 tanesi yapılabilir. Bunun muazzam nereye varacağı bilinmeyen mali yük getireceği projenin çok açıktır. Türkiye ekonomisi açısından çok yararsız ve anlamsız bir yatırım ama esas amaç rant yaratmak ve rantı bir şekilde paylaşmak” ifadelerini kullandı.