Siber psikoloji çalışmaları sonucunda siber zorbalık yapan kişilerin özelliklerine yönelik bazı ipuçlarının ortaya çıktığına değinen Psikiyatrist ve Psikoterapist Doç. Dr. Eylem Cankurtaran, şunları kaydetti:
“Yüz yüze konuşurken karşımızdaki kişinin beden dili, mimikleri nedeniyle daha kolay empati yaparız ve söyleyeceklerimizi daha kontrollü söyleriz. Ama sosyal medyada yüz yüze olmayınca empati ortadan kolayca kalkabilir ve daha kontrolsüz, daha dürtüsel iletişim kurmak kolaylaşır. Hele de isimsiz, anonim hesaplar ya da sahte kimlikler üzerinden saldırmak daha da kolaylaşıyor.”
‘Ayıplama görmeyince bu zorbalığı rahatça devam ediyorlar’
Sputnik’e açıklamalarda bulunan Cankurtaran, “antisosyal kişilik özelliklerine sahip olanların empati yapabilme becerisi az olduğu için hem siber ortamda hem de günlük hayatta kolayca zorbalık yapabildiklerine” dikkat çekti.
“Gerçek hayatta toplum ve ahlak kurallarına uyan, düzgün diyebileceğimiz kişiler de siber zorbalığa başvurabiliyor” diyen Cankurtaran, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sonrasında ise hakaret ettikleri kişinin ne hissettiğiyle, neler yaşayabileceğiyle yüzleşmiyorlar. Kimlikleri belli olmadığından hem yaptıklarından dolayı bir sorumluluk duymuyorlar hem de dışlanma, cezalandırma, ayıplama görmeyince, bu zorbalığı rahatça yapmaya devam ediyorlar.”
Bu tespitlerin ardından Doç. Dr. Cankurtaran, çözüm olarak da “Sosyal paylaşım uygulamalarının zorbalık, saldırganlık, ayırımcılık içeren kelimeleri fark edip kaldırması çok doğru bir adım. Ayrıca tıpkı trafik kuralları gibi sosyal medyada karşılıklı yazışma, konuşma kurallarının topluma sık sık anlatılması gerekiyor” önerisinde bulundu.