Brookings Enstitüsü’nün yeni raporunda Türkiye siyasetine ilişkin yorumlarına ilk tepki, Twitter hesabı üzerinden paylaşımda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi. Bahçeli rapor üzerinden CHP’yi hedef alan açıklamalarda bulundu:
"CHP'nin Brookings Enstitüsüyle irtibatı, Derviş-Kılıçdaroğlu bağlantıları, dahası CHP'nin ABD'nin yeni hükümetine düşünce kuruluşları vasıtasıyla muhbirlik yapıp yapmadığı milli vicdan tarafından sorgulanmaktadır. Zalimlere karşı biriz, emperyalizme karşı tek yüreğiz. Biz Türkiye’yiz, Türk milletiyiz. Okyanus ötesinden ülkemize istikamet çizdirmeyiz, müdahale ettirmeyiz.”
Peki, muhalefet partileri, Brookings Enstitüsü’nün yeni Türkiye raporundaki ifadeleri nasıl değerlendiriyor?
‘Başka ülkeler partimizin politikalarına yön veremez’
Sputnik’in sorularını yanıtlayan CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, Türkiye Cumhuriyeti’ni kimin yöneteceğine ve geleceğine demokratik seçimlerde milletin karar vereceğini söyledi.
Özkoç, “Başka ülkeler, yabancı liderler, yabancı düşünce kuruluşları asla partimizin politikalarına yön veremez. Bizim tek yolumuz, kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yoldur” dedi.
‘Başkasının içişlerine karışmamak kendi içişlerine karışılmamasının güvencesidir’
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan ise rapor üzerinden hükümete eleştirilerde bulundu, “Başkasının içişlerine karışmamak kendi içişlerine karışılmamasının güvencesidir. İktidarın Suriye’de, Libya’da yaptıklarını, onların içişlerine karıştıklarını herkes biliyor” iddiasında bulundu.
Türkiye’nin siyasi ve ekonomik olarak sıkıntıya düşmesinin Batı'yı ve Doğu'yu ilgilendirir hale geldiğini söyleyen Erbozan, “Türkiye’yi çok sevdiklerinden değil, kendi çıkarlarını gözettiklerinden Türkiye’ye karşı biraz daha ilgi duyar hale geldiler. Çünkü zarar onlara da çıkmaya başladı” dedi.
‘Türkiye’ye rol biçmeye çalışılan hiçbir düşünceyi biz kabul etmiyoruz’
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, parti olarak Batı tarafından Türkiye’nin iç siyasetinin dizayn edilmesine dönük her adımın karşısında olduklarını ifade etti. Kaya da Türkiye’de iktidar değişecekse bunun en sağlıklı yolunun, millet iradesi ile olması gerektiğini söyledi.
Kaya, “Ne Biden yönetimi ile ne de oradaki bakanlıklara servis edilen düşüncelerle Türkiye’ye rol biçmeye çalışılan hiçbir düşünceyi kabul etmiyoruz. Egemen bir devlet olarak iktidar ile alakalı sorunları, içimizdeki meseleleri kendimizin çözeceği bir yaklaşımla hareket etmenin en doğru yol olduğuna inanıyorum” dedi.
‘ABD’nin Türk dış politikası hakkında ne düşündüğü bizi çok ilgilendirmiyor’
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Ümit Yardım, Biden’ın “muhalefetin desteklenmesi” sözleri ile Brookings Enstitüsü’nün raporuna ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“ABD’nin Türk dış politikası hakkında ne düşündüğü bizi çok ilgilendirmiyor. Biz sadece halkımıza karşı sorumluyuz. Zamanı geldiğinde halkımızın önüne sandık konulur, bütün partiler mesajlarını verir ve biz de veririz. Son karar ise halkındır. Buna başka anlam yüklemek tamamen Türkiye’nin iç ve dış politikasını anlamamakla ilgilidir.”
‘Dışarıdakilerle bir hesap yapmak demokrasi için ayıptır’
Öte yandan ABD'nin Ankara Büyükelçisi David M. Satterfield, 17 Şubat’ta DEVA Partisi’ni ziyaret etti. Ziyaretin Türkiye’nin ABD ile ilişkilerde sıkıntılar yaşadığı bir döneme denk gelmesi, gözleri bu ziyarete çevirdi.
Büyükelçi Satterfield’ın ziyaretiyle ilgili olarak Sputnik’e açıklamalarda bulunan Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Başkanı Abdurrahman Bilgiç, yapılan ziyaretin siyasi bir gelenek olduğunu ve büyükelçilerin görev yaptıkları ülkelerde önemli gördükleri partileri ve şahsiyetleri ziyaret edebileceklerini söyledi.
Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bilgiç, ABD Büyükelçisi’nin ziyareti üzerinden partilerinin hedef alınmasına tepki gösterdi. Bilgiç hem bu eleştirilere hem de Brookings Enstitüsü raporuna ilişkin şunları söyledi:
“Dışarıdakilerle bir hesap yapmak demokrasi için ayıptır ve öyle bir düşüncemiz de söz konusu değildir. Kendi halkımıza, kendi demokrasimize, kendi seçim mekanizmalarımıza inanıyoruz. Burada önemli olan kurduğumuz partinin değerleri ve ilkelerinin gayet açık olması.”