Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, 'Amerika ile çatışmaya hazır mısınız?' başlıklı bugünkü yazısında Türkiye ile ABD arasında giderek artan siyasi gerilime değinerek "Türkiye düşmanı PKK ve FETÖ terör örgütlerine destek veren Amerika ile yalnızca diplomatik alanda değil, askeri alanda da çatışma kaçınılmaz görünüyor" ifadelerine yer verdi.
"Suriye topraklarını bölerek bir terör devleti oluşturma hedefinden vazgeçmeyen Amerika Birleşik Devletleri ile ilgili gerçekleri artık açık açık konuşma zamanı geldi" diyen Şener, Türkiye'nin bir süre sonra ABD'ye karşı tavır alması gerekeceğini belirtti.
Şener'in yazısının ilgili kısmı şu şekilde:
Kaçırdıkları savunmasız 13 insanımızı başlarından vurarak infaz eden terörist PKK’nın bu katliamından sonra, onlara bu silahı veren Amerika Birleşik Devletleri’nin rolü de her yönüyle tartışılıyor. Yıllardır, 'Amerika gibi bir müttefikiniz varsa düşmana gerek yok' dememin nedeni bu. Amerika, 'demokrasi, hukuk, insan hakları' lafları ağzından düşmeyen, 'terör destekçisi ülke' konumundadır.
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün, “eğer PKK yaptıysa” şeklindeki açıklamasından sonra, Dışişleri Bakanı Blinken’ın katliamda PKK’nın rolünü kabul etmesi izledikleri ikiyüzlü politikayı göstermesi açısından önemliydi.
İkiyüzlü ve kaypak
Amerika’nın bir yandan binlerce TIR dolusu silah vermesi, bir yandan kaypak açıklamalar yapması ikiyüzlülüğünün yanında suç ortaklığını da gösteriyor.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu en üst düzeyde şöyle dile getirdi:
Amerika’nın terör örgütüne verdiği destek bundan açık ifade edilemezdi.
Müttefik mi söze müttefik mi?
Ayrıca Erdoğan’ın “Terör örgütünün başını tamamen ezmek boynumuzun borcu haline gelmiştir. Gara’da yaşanan bu katliamdan sonra artık hiçbir ülke, kuruluş, yapı ve kişi, Türkiye’nin Irak ve Suriye harekâtlarını sorgulayamaz” sözleri, Türkiye’nin terörle mücadelede izleyeceği stratejiyi ortaya koyuyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin terör örgütü PKK/YPG’ye desteği bu kadar açıkken, kaçınılmaz olan Türkiye’nin terörle mücadelede Amerika ile karşı karşıya gelmesidir.
Türkiye, terörle mücadelesini uluslararası hukuka göre sınır ötesinde Irak ve Suriye topraklarında veriyor. Burada da Amerika fiilen PKK’nın yanında; öyleyse günün birinde ve çok uzun olmayan bir süre içerisinde Türkiye ile karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz.
Bir süre önce Türkiye için 'sözde müttefik' ifadesini kullanan ABD Dışişleri Bakanı Blinken dahil yetkililer, sıkıştıkça Türkiye’ye NATO üyesi ve “müttefik ve stratejik ortak” olduğu hatırlatması yapıyor. Ama kendileri bu kavramlara uygun davranmıyor.
Kısa süre önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Fetullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında Amerika Birleşik Devletleri’nin olduğunu söylemişti. Halen FETÖ’yü topraklarında koruyan ABD, Patriot satmadığı Türkiye’nin, ulusal savunması için Rusya’dan satın aldığı S-400 füzelerinin gündemden çıkarılmasını şart olarak koşuyor. O da yetmiyor, ortağı olduğu F-35 uçak projesinden de çıkarabiliyor.
Lafı uzatmaya gerek yok: Bir yandan Türkiye’yi savunmasız bırakıp, diğer yandan Türkiye düşmanı PKK ve FETÖ terör örgütlerine destek veren Amerika ile yalnızca diplomatik alanda değil, askeri alanda da çatışma kaçınılmaz görünüyor.