ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Donald Trump yönetiminin, İsrail ile ilişkileri normalleştirme karşılığında Arap ülkelerine verilen vaatleri mercek altına aldıklarını ve bu bağlamdaki silah satış kararlarının da ABD'nin stratejik hedeflerine uyup uymadığını incelemek üzere askıya alındığını açıkladı.
Göreve gelmesinin hemen ardından kameraların karşısına geçen Dışişleri Bakanı Blinken, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Blinken, "Aynı zamanda, bu anlaşmaları sağlamak üzere verilen vaatleri de tam anladığımızdan emin olmak istiyoruz ve şu anda incelediğimiz şey bu. Silah satış kararlarına gelince, yeni göreve gelen yönetimlerin genel olarak, yapılan değerlendirmelerin ne olduğunu, bunun stratejik hedeflere ve dış politikaya katkısı olup olmadığını anlaması için herhangi bir silah satış kararını incelemesi tipik bir durumdur. Bizim de yaptığımız aslında budur" diye konuştu.
Husilere yönelik yaptırımlar incelenecek
Bakanlığın, eski yönetimin politikaları içinde hangi konuları öncelikle incelendiğine ilişkin bir soru üzerine Blinken, Yemen'deki Husilerin terör listesine alınması politikasına odaklanıldığını kaydetti.
Husilerin, başkent Sana'yı aldıktan sonra Yemen'de birçok 'saldırı düzenlediğini' ve 'ülkede terör gruplarının doldurduğu güç boşluğuna neden olduklarını' kaydeden Blinken, "Aynı zamanda Suudi Arabistan'ın öncülüğünde başlatılan operasyonun da dünyada bugün gördüğümüz en büyük insani krize katkı sağladığını gördük" dedi.
Change in tone at State Dept. Blinken said terror designation of Houthis under urgent review. Houthis committed atrocities "but at the same time, we've seen a campaign, led by Saudi Arabia. that has also contributed to ..the worst humanitarian crisis in the world today."
— Julian Borger (@julianborger) January 27, 2021
Yemen'e insani yardımların yetiştirilmesinin önemine dikkati çeken Blinken, şu ifadeleri kullandı:
"Attığımız adımlar, insani yardımın ulaştırılmasının önüne engel teşkil etmemeli. Yemen nüfusunun yüzde 80'i Husilerin kontrol ettiği bölgelerde yaşıyor. Dolayısıyla terör örgütü olarak tanımlamak dahil, attığımız adımların, insani yardımların oralara ulaşması konusundaki zorluğu daha da zorlaştırmadığından emin olmak istiyoruz."
ABD Başkanı Joe Biden'ın, İran, 2015 yılında imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak da bilinen nükleer anlaşması kapsamında üzerine düşeni tam yaptığı takdirde Washington'un da anlaşmanın gereğini yerine getireceğine ilişkin değerlendirmesiyle ilgili de Blinken, "Bunu da ayrıca ortak ve müttefiklerimizde, İran ile ilişkilerdeki problemli diğer konulara yönelik daha uzun süreli ve daha güçlü anlaşmalar inşa etmek için bir platform olarak kullanacağız. Ancak şu anda o noktadan çok uzaktayız" dedi.
ABD'nin kendi politika ve faraziyelerini de gözden geçireceğine işaret eden Blinken, "İran yeniden anlaşmaya uymayı kabul ederse biz de anlaşmaya döneceğiz" ifadelerini yineledi.
Blinken, Uygur Türkleri meselesine ilikin "Uygurlara karşı soykırım işlendiği konusundaki değerlendirmem değişmedi" diye konuştu.