Merkez Bankası’nın sürpriz faiz artırımı güven tesisine yeter mi? HDP yöneticileri ve eski Milletvekillerine yönelik operasyonlar aslında CHP ve İYİ Parti’ye mi mesaj? Buket Uzuner’in “Defne Kaman Üçlemesi” ile Atiye arasındaki benzerlikler biraz fazla mı? İşte Fotoğrafın Tamamı’nın gündeminden satır başları:
'Demirel'in dediği gibi, devlet gemi midir ki batsın?'
RS FM’de Cumartesi günkü yayına katılan Dr. Artunç Kocabalkan Merkez Bankası’nın faiz kararının arkasındaki nedenleri ve bundan sonrasını yorumladı:
“AK Parti ve iktidar faiz kararında siyasi maliyet ve ekonomik maliyete baktı, bir denge arayışında en azından siyaseten bunu kitlesine anlatabileceğini düşündü. Türkiye, küresel siyasetteki zorluklarından dünyadaki likidite bolluğundan yararlanamadı. Berat Albayrak SWAP hatlarının açılmasını istemişti. Ama siyaseten bu olmadı. Çok geç mi kalındı? Ben hiçbir zaman çok geç olduğunu düşünmem. Devlet gemi midir ki batsın? Fırtınada bir şekilde yüzer. Karşılıklı çıkarlar gereği neyse o yapılacak. Ama bazı kararların maliyeti yüksek oluyor”
'CHP ve İYİ Parti'nin içi de karışsın isteniyor'
Genç siyaset bilimci Dr. Burak Bilgehan Özpek, haftasonu gerçekleşen toplu HDP gözaltılarını ve Kobani Operasyonunu yorumladı. Özpek, “Olayın hukuki olmadığı açık, Kobani olaylarından sonra bu gözaltına alınan isimlerden bazıları İmralı’ya gitti, Dolmabahçe’de hükümetle masaya oturdular. Yürütülen tamamen siyasi bir operasyon” dedi ve ekledi:
“Türkiye’de tehlike anında kırılacak cam Kürt meselesi. İktidar ne zaman siyaseten tehlikeye girse Kürt meselesini kurcalamaya başlıyor. Hükümetin ekonomik sıkıntılar nedeniyle %50’yi geçmesi zor. Şu anda % 58’lik bir muhalif blok var. Hükümet bu yüzde elliyi geçemiyorsa karşısındaki %58’lik bloğu bölmeyi deneyecektir. Hükümete yakın medya muhalefetteki bütün partilerin içindeki çatlaklara büyük ilgi gösteriyor. CHP’de Muharrem İnce, İYİ Parti’de kongre konusu. Hep İktidara cazip geliyor bunlar. Operasyon dalgası HDP’nin ittifakın diğer aktörleri ile ilişkisini ve hatta CHP ve İyi Parti’nin içindeki ilişkileri de bozmayı hedefliyor.”
'Atiye'nin en önemli karakterleri benim kitabımdan'
Yazar Buket Uzuner ise, Atiye Dizisi’nin “Defne Kaman Dörtlemesi”nden intihalle yapıldığı iddiasıyla açtığı davayı yayında anlattı. Uzuner, dizinin yapım şirketinden bazı isimlerin kendisini bir yıl kadar “kitabınızı dizi yapacağız” diyerek oyaladığını, başka bir kitabı “ilham kaynağı” olarak gösterip bütün karakterleri kendisinin Su, Hava, Toprak, Ateş romanlarının karakterlerinden aldığını belirtti.
“Okurlarımdan yüzlerce mesaj geldi. Defne Kaman’ın maceralarını anımsatıyor. Danışmanı siz misiniz diye sordular. Benle konuşan prodüktör de ‘bende de öyle bir his var ama sonra değişecek’ dediler. Bunların hepsi dava dosyasında var artık. Bana da biz dizimize devam edeceğiz filan dediler. Atiye dizisine esin kaynağı olan ‘inspired by’ denen Dünyanın Uyanışı romanını okudum. Diziyi de iki kere izledim. Kitaptaki Atiye ile dizideki Atiye arasında hiçbir ilişki yok. Toprak’taki Defne Kaman’ın başına gelenler ise birebir aynı. Anneannesi de birebir. Karakteri almışlar. Bilirkişi raporu çıkardık. Bu konuda iyi bilirkişiler var ve çok net çıkıyor ortaya. Haklarımızdan bu kadar kolay vazgeçmemeliyiz. 12 yıl uğraştım ben bunun için. Karakterdir romanı belirleyen. Onu değiştirin bütün eser değişir. Benim eserimin ana karakterlerini alıp başka yere monte etmişler. Bu intihale artık yeter diyeceğiz.”
'Rıdvan Dilmen futbolu yönetmek istiyor'
Spor Yazarı Bağış Erten ise son bölümde, Rıdvan Dilmen’in spor basınına yönelttiği sert eleştirileri ve başlattığı FETÖ tartışmasını değerlendirdi.
“Dilmen aslında futbolu yönetmek istiyor ama bu Federasyon başkanlığı değil. Çünkü Federasyon artık Futbolun yönetildiği bir yer değil. Dilmen’in anlattıkları da yine Yılmaz Vural’ın anlattıkları gibi unutulacak. Futbol bir hukuksuzluk alanı. Siyasetin çok müdahil olduğu, emek sahiplerinin sömürüldüğü, giren 3 liranın 1 lirasının yolsuzluğa gittiği bir yer. Star Wars gibi futbolda Anakin Skywalker’dan Darth Wader’a dönüşme süreci. Futbolda büyük rant var. Bunu kökten değiştirmedikçe düzelmesi mümkün değil. Onun için de kimse futbolu eskisi gibi sevmiyor. Tek kurtuluş başka spor dallarına ilginin artması.”
