Prof. Altuntaş Duman’ın Akşam Postası’na değerlendirmeleri şöyle:
"Kadınlar kendi içlerinde keşif yaşarlar. İdeolojiye ya da o mücadeleye adanmışlık yanında kadın kimliklerini keşfeder. Bu çerçevede o ideoloji içerisinden sesini yükseltmeye başlar, kendi rengini vermeye başlar, sorgulamaya başlar. İdeoloji içerisinde parti içerisinde ya da toplum projeleri içerisinde kadınlar zamanla kendilerini geliştirirler ve eleştiriler yapmaya başlarlar. Bunun ilk örneğini HDP yaşadı. HDP kendi içerisindeki etnik anlamda verdiği mücadelelerde kadınlar bu süreçte yer aldılar. Kadına yönelik şiddet, namus cinayetleri ya da töre cinayetleri hakkında neden bir şeyler yapılmıyor diyerek seslerini yükselttiler. Bu ses yükseltme HDP hatta Türkiye açısından çok önemli bir yere geldi ve HDP’nin Meclis’teki kadın Milletvekili sayısı yüzde 41 oranında. AK Parti yüzde 18.5, CHP yüzde 12, MHP yüzde 8, İyi parti yüzde 5. Bu mücadele daha önce HDP’de yaşandı benzer bir süreç ise AK Parti’de yaşanıyor. Kadınlar parti içinden kendi seslerini yükselttiler. Klasik sessiz, itaatkar Müslüman kadın yerine kendini ifade eden, kadın kimliğini ortaya koyan, fikirlerini söyleyen kadın grubuyla karşılaşıyoruz"
'Kadınlar seçimde çalışıp sonra eve kapanmayı sorguluyor'
"90’larla beraber artık kadınların özellikle İslami kesim bu camianın kadınları ve HDP, Kürt kadınlar üzerinden önemli bir noktaya geldiğini söyleyebilirim. Kadınlar artık özne olmak istiyor, erkekler için de bu bir test. Çünkü bir şeyler değişmeye başlıyor. 1994’de yerel seçimlerde Fazilet Partisi'nde kadınlar o kadar çok aktif olmuşlardı ki o süreçten günümüze gelene kadar deniyordu ki misyon yüklüsünüz gelin seçimlerde çalışın ama işi bittikten sonra yine eve kapanması gerekti bu camiadaki kadınların. Kadınlar artık bunu sorguluyor. Günümüzde kadınların siyasal, ekonomik, sosyal gibi her medeni haklar anlamında özellikle son 20 yıldır yaşanan süreç çok hızlı."
'Yeni bir toplumsal cinsiyet tanımı şart'
"Türkiye ilk sosyoekonomik olarak G20 içinde ama toplumsal cinsiyet göstergeleri açısından bakıyorsunuz 130 küsurlarda. Bunun değiştirilmesi yönünde çok ciddi adımlar atıldı ama bu kadının insan hakları anlamında sosyal, siyasal ve ekonomik anlamında hakları bir de toplumsal cinsiyet boyutu var. Günümüzde hala kadınları beden üzerinden tanımlamak, cinselliği ya da doğurganlığı üzerinden tanımlamak ciddi problemlere yol açıyor. Kadın artık toplum içinde kendisine belirlenen o rolün dışına çıkmak istiyor."