Yunusov, “Eylül ortasında caminin içinde ve minarelerin kubbelerinde süslemeler yapılacak. Bu çalışmalara Türkiye’nin Kayseri şehrinden uzmanlar katılacak. Cami çalışmaları konusunda büyük deneyime sahipler. İstanbul’un en büyük camilerinden birinde iç süslemeler yapmıştı. Ayrıca Almanya, Kazakistan ve Kırgızistan’daki camilerde iç süslemeler yapmıştı. Onlar artık Kırım’da, yaklaşık 30 kişiler. İç süsleme çalışmaları yaklaşık 4 ay alacak” ifadesini kullandı.
Halihazırda camide beton ve tesisat çalışmalarının tamamlandığını, havalandırma ve yangın söndürme sistemleri montajının yapıldığını kaydeden Kırımlı mimar, binanın cephe kısmında ve iç mekanlarda, başta mermer kaplama olmak üzere bitirme çalışmalarının yapıldığını belirterek, “Cami, Kırım’ın en büyüğü ve Doğu Avrupa’nın en büyüklerden biri olacak” dedi.
Kırım’da daha önceki farklı mimari tarzlarını bu caminin mimarisine yansıtmaya çalıştıklarını dile getiren Yunusov, “Bu, Osmanlı’nın etkisi, Fransız Barok unsurları, Mağribi mimarisi, Kırım Tatar tarzı, yani farklı tarzların sembiyozu. Bunun için Türkiye’deki arşiv ve kütüphanelerde farklı tarzlar, kült yapılar incelendi. Bu çalışma birkaç yıl sürdü. Bahçesaray’daki Han Sarayı’ndan unsurlar benimsendi, özellikle de dekorun bir unsuru olarak ahşap rozetler” ifadesini kullandı.
Caminin duvarlarının Kuran’dan süreler ve Kırım Tatar ulusal motiflerle süsleneceğini anlatan mimar, süslemeler için Türkiye’den getirilen doğal boyaların kullanılacağını, kubbelerdeki Kuran sürelerinin altın yapraklardan yapılacağını söyledi.
Süslemenin ana unsurunun sarı lale olacağını kaydeden Yunusov, “Cami, Kırım’ın ilk müftüsü olan, 1918’de öldürülen Numan Çelebicihan’ın ismini taşıyacak. Şair olarak da biliniyordu. Son şiirlerinden biri ‘Sarı Lale’ adını taşıyor. Caminin ana süs unsurunun lale olması bence çok simgesel” dedi.
Lalenin Kırım için yerel bir çiçek olduğuna, yarımadanın dağlarında ve eteklerinde birçok yabani lalenin yetiştiğine dikkat çeken mimar, “Lalelerin Osmanlı İmparatorluğu’na Kırım’dan götürüldüğüne dair bir tahmin var, oradan da Avrupa’daki yürüyüşüne başlamıştır. Yani lalelerin anavatanının neresi olduğu konusunda Hollanda ile tartışabiliriz” ifadesini kullandı.
Caminin bahçesinde, büyük Rus şair Aleksandr Puşkin’in eserlerinde tasvir ettiği Bahçesaray çeşmesinin ön örneği olan Gözyaşı Çeşmesi'nin planlandığını anlatan Yunusov, “Başlangıçta, Han Sarayı’nda bulunan çeşmenin bir kopyasını yapmak istedik. Bu, turistler için yeterince ilginç olurdu. Sonra tekrara düşmememiz gerektiğine karar verdik. Bu proje üzerindeki çalışmalar devam ediyor. Üç farklı seçenek vardı. Çeşmemiz orijinal olmalı, diğerlerine benzememeliydi. Ancak Gözyaşı Çeşmesi'nin ana fikri hayata geçirilecek, ağlayan bir çeşme olacak” dedi.
Çeşmenin yapımında, Sivastopol’deki madenlerden getirilen mermeri kireçtaşın kullanılacağını aktaran Yunusov, camideki süslemenin son unsurun bin metrekareden fazla alana sahip bir halı olacağını belirterek, “Halı, İstanbul’daki dokuma fabrikalarından birinde üretiliyor” diye bildirdi.
