Valilikten yapılan açıklamada, 14 Temmuz'da Malazgirt ilçesinde yaşayan F.A'nın öldürülmesi olayı hakkında bazı basın yayın kuruluşları ile sosyal medya paylaşımlarında yayınlanan haberler üzerine kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına açıklama yapılması gereği duyulduğu belirtildi.
Haberlerde öldürülen kadının "Türkçe bilmediğinden kendisini ifade edemediği" şeklinde iddiaların yer aldığı aktarılan açıklamada, mağdure kadının Türkçe bildiği, avukat huzurundaki yazılı beyanıyla Türkçe ifade verdiği, avukat ya da Kürtçe tercüman talebinde bulunmadığı ifade edildi.
Malazgirt ilçesinde 12 Temmuz'da saat 23:00 sıralarında F.A'nin eşi K.A. ile birlikte Konakkuran İlçe Jandarma Karakoluna giderek K.A'nın kardeşi S.A. tarafından cinsel saldırıya uğradığını beyan ederek şikayette bulunduğu bilgisine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Maktul (F.A.) okuryazar olup Türkçe bilmektedir. Kürtçe tercüman talebi olmamıştır. F.A'nın ifadesinin alınması esnasında Malazgirt Barosu avukatlarından İ.B. huzurunda 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Kanunu kapsamında hakları anlatılmış, ancak kendisinin bunları kullanmak istemediği, kendi evinde kalmak istediği S.A'dan şikayetçi ve davacı olduğunu beyan etmiştir. F.A, 13 Temmuz'da saat 01.45 sıralarında işlemlerin ardından eşiyle birlikte kendi isteğiyle jandarma biriminden ayrılmıştır. Cinsel saldırı şüphelisi S.A, aynı gün gözaltına alınmış, 2 gün gözaltında tutularak 14 Temmuz'da mevcutlu olarak Malazgirt Cumhuriyet Savcılığına götürülmüştür. Cumhuriyet savcılığı tarafından şüpheli S.A, tutuklama talebiyle Malazgirt Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmiş, adli kontrol tedbiri kararıyla 16.00 sıralarında serbest bırakılmıştır. Bu süreçte kolluk birimleri ve idare mevzuata uygun olarak süreci yürütmüştür. Yargısal sürecin ise idareden bağımsız bir şekilde yürütüldüğü izahtan varestedir. F.A, 14 Temmuz günü saat 18.55 sıralarında Malazgirt Gölağıl köyünde eşi K.A. tarafından öldürülmüştür. K.A. suç aletiyle yakalanmış olup adli mercilere teslim edilmiş ve tutuklanmıştır."
Ne olmuştu?
Fatma A.'nın ağabeyi ve İstanbul Barosu avukatlarından Mir Bedirhan A., kardeşinin Türkçesinin yetersiz olduğunu belirterek şöyle demişti:
"12 Temmuz'da cinsel saldırı olduğu yönünde bize bir haber geldi. Ben de kardeşime şikayette bulunmasını söyledim. Eşi ile birlikte 12 Temmuz'da şikayette bulundular. Aynı gün Sinan A. gözaltına alınıyor. Kız kardeşim kendi meramını anlatacak bir Türkçe'ye sahip değil. Tercüman atanması gerekirken tercüman atanmadı. Dolayısıyla verdiği ifadesinde darp, fiziki şiddet gibi terimler, hukuki terimler bunların ne olduğunu bilmiyor. Kendi beyanında Sinan A.'nın kendisine şiddet ve darp olmadığını söylemişse de Muş Adli Tıp Kurumu raporunda darp olduğu görülmüştür. Dolayısıyla burada büyük bir eksiklikler zinciri meydana gelmiştir. Şahıs, gözaltına alındıktan 2 gün sonra serbest bırakılıyor. İfadesinde kardeşimin kendisine iftira attığını söylüyor. Sinan A.'nın yeğeni Kader A. da bu tür olaylara şahit olduğunu anlatmıştır. Maalesef tecavüzcü serbest bırakılıyor. Savcının tutulama talebi ile sevk ettiği mahkemede adli kontrol kararı salıverilmesi bizi hayretler içerisinde bırakıyor. Kadının beyanı esas alınması gerekirken erkeğin beyanının esas alınması, zafiyet."